Ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar Türkiye’yi hiçbir güç ne Ortadoğu’ya ne de taassup içinden çıkamayan Arap ülkelerine benzetemeyeceklerdir.
Ortadoğu’daki radikal İslamcı gruplarla danışıklı dövüşler, İngiliz ve Amerikan oyunlarında kirlenmiş Arapların entrikaları… Ülkemiz içindeki gerici ve yobaz örgütlenmelerin hepsi ama hepsi bir araya gelse Türkiye’nin aydınlık yüzünü karartamayacaklardır.
Neredeyse yarılanacak olan Ramazan ayında geçmişte meydana gelen oruç tutan, tutmayan çatışmalarından artık eser yok… Bu büyük bir değişimdir. Her kes kendi vicdanıyla baş başadır. Tutan da tutmayan da birbirine saygı göstererek bu önemli ayı yaşamaktadır… Arada bir sapkın ve hurafe içerikli dinci görüşler kafaları karıştırmaya çalışsa da akıl ve sağduyudan ayrılmayanlar yollarına devam ediyor.
Bazen okunan akşam ezanı yüzünden oruçların bozulduğu haberlerini duyuyoruz ya o da bu ayın şirinliklerinden.
Her Ramazan da olduğu gibi bu yılda Türkiye’nin dört bir yanında durumu iyi olanlar, dernekler iftar yemekleri vererek yazın en sıcak günlerinde yaşanan Ramazan ayını güzelleştirmeye devam ediyorlar. Yani yeryüzü sofraları geçen yıl ki gibi renkli ve sevindirici. Keşkeleri sevmem ama keşke bu alışkanlık yılın on iki ayı devam etse de gönüller dostluk ve kardeşliğin birlikteliğiyle şen olsa.
Anadolu bilgelerinden Yunus Emre der ki:
“Yetmiş iki millete kurban ol âşık isen
Ta âşıklar safında tamam olasın sadık
Bir kez gönül yıktın ise şol kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi elin yunmaz değil”
Ve devam eder Yunus Emre:
“Ben geldim sevgi için gönüller dost avı için
Ben gelmedim dava için gönüller yapmaya geldim
Gelin biz tanışalım işi kolay kılalım
Sevelim sevilelim dünyada kimse kalmaz”