Kahkaha mutluluğun yansımasıdır

Bir muhterem buyurmuş:

"Kadın bir topluluk içinde bundan sonra kahkaha atamayacak!"

Haberi bir kaç kez okudum:

"Hiç kimse böyle bir ön yargıda bulunamaz dedim." Sonrada düşündüm.

Her tarafa çekilecek bir yorum belirdi düşüncelerimde.

Evet, her yerde zırt pırt kahkahalarla gülmek elbette yanlış olabilir.

Örneğin hüzünlü bir ortamda... Ya da çok ciddi bir toplantının en can alıcı yerinde... Veya yas evinde... Bir ibadet ortamında...

Zaten sıkıntılı, ciddi atmosferi olan acılı bir ortamda kahkahalarla gülenin kafayı sıyırdığını düşünebiliriz.

Ama siz böyle bir konuyu genelleme olarak söylemleştirirseniz kafalara soru işareti takılır. Hele bu etkilenmeyi kadın üzerinde odaklaştırırsanız akla özel hayatlara karışma ve baskı altında tutma gelir ki çok eleştirilirsiniz. Hem kahkaha sadece kadına özgü bir tepkime değildir.

Hazır konu açılmışken gülmeye ne çok susamış bir halk olduğumuzu basit bir örnekle işaret edebiliriz.

Bakınız bugün Türk Sinemasında ve televizyon dizilerinde en çok izleyici toplayan filmlerin konuları gülmece üzerine... Sinemamızın ve televizyon dizilerimizin olduğu yapımlar bugün dünyada da pazar bulmaya başladı. Mizah en zeki insanların yarattığı bir olgudur. Ülkemizde en çok satan gazeteler arasında mizah dergilerinin okunurluğu ciddi bir orana yükselmiştir. Bir zamanlar Gırgır Dergisi dünyada en çok okunan ve üçüncü sırada yer alan mizah dergisiydi.

Yani artık insanlar gülümsemek, gülmek istiyor... Ağız dolusu kahkahaların olduğu bir hayatın özlemini çekiyor. Çünkü gülümsemek, gülmek, kahkaha atmak mutluluğun bir yansımasıdır.

Anadolu insanı Nasrettin Hoca fıkralarıyla mizahı tanımıştır. Güldürürken düşündürmek, düşündürürken güldürmek aslında en ciddi yaşam biçimidir.

İçinde arsızlık, alay, küçümseme olmayan gülmek huzurun ve mutluluğun işaretidir. Ve kahkaha sadece kadına özgü bir sonuç değildir. Kahkaha tüm insanların varmak istediği iç rahatlığının zirvesidir.