Kaçırılan fırsat!

Şu acımasız dünyada bir düşmeye görün. Dostum dediğiniz tek bir Allah’ın kulunu yanınızda göremezsiniz…

Filistin’de öyle…

Bugün Gazze’ye ölüm yağdırılırken dünya üç maymunu oynamaya devam ediyor

Görmüyor! Konuşmuyor! Duymuyor!

Bu iç parçalayıcı fotoğrafa sadece acıma duygusunu yerleştiriyor.

Bakınız İslam Dünyası koca bir Ramazan Ayını geride bıraktı. Ardından üstüne bir de şeker bayramı yaptı. Barış için dualar okunuldu, hayırlar dilenildi. Ancak sonuç çıkarılamadı.

Ramazan Bayramında İsrail’in vurucu gücü hiç durmadı. Hamas örgütlenme noktalarını ele vermeyen Gazzelileri bombardıman yağmuruna tutarak cezalandırdı. Günümüz koşullarında hayatın acımasız yasalarını İsrail sonuna kadar uyguladı. Çünkü İsrail’in dış politikasındaki tek somut gerçeği dişe diş, göze göz politikasıdır. Asla taviz yoktur.

İslam Âleminin ve dünyadaki barış örgütlerinin tümü tek vücut olsaydı ve ölüm yağdıranlara lanet mitingleriyle yeri göğü sarssaydı İsrail’in vurucu gücü yerinden kımıldayabilir miydi?

Biliyorum birçok okurum:

“Bölgedeki radikal dinci gruplar Filistin ve İsrail arasında tahrik edici eylemlerde bulunuyor. Sorun buradan kaynaklanıyor.” Diyecekler.

Ve böyle düşündükleri için de haklılar…

Asıl hassas nokta budur. Her radikal dinci örgütlenme bugün silah tüccarlarının dolayısıyla arkalarındaki emperyalist güçlerin iştahını fena halde kabartıyor. Olayı fırsat bilen ölüm tüccarları devreye girerek kan denizi yaratıyor.

Bölgedeki kalıcı barış için tek yol bir din savaşı atmosferine girmeden tüm İslam Ülkelerinin ortak bir platformda toplanması ve bu caydırıcı birlik içinde dünyadaki barışçı ve çevreci örgütlenmeleri de yanına almasıdır.

Ramazan ayında ve bayramında kaçırılan bu fırsat yeniden yaratılmalıdır.

Peki, Türkiye böylesine bir liderliği üstlenebilir mi?

Elbette üstlenebilir!

Ancak günü birlik siyasetten sıyrılarak, ikiyüzlü dış politika tuzağına düşmeyerek…