Antalya turizmi

Turizm konusunda olumlu ve olumsuz o kadar çok yazılacak konu var ki.                 

Zaman zaman bu köşede turizm konusunu değerlendiriyorum.

Durmadan verilen teşvikler, yeni yatak artışları, istihdam, otellerin şirketlerinin Ankara, İstanbul ve İzmir gibi kentlerde olmasından dolayı Antalya’nın turizm pastasından yeterli pay alamaması, Anayasa gereği devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahillerin oteller tarafından işgal edilmesi, her şey dahil sistemi gerekçe gösterilerek turistin kent merkezine gelmemesine yönelik yapılan eleştiriler, yine turistin kent merkezine gelmesine neden olabilecek cazibe merkezlerinin oluşturulmaması gibi vs.

Bunlara ilave olarak Lara Beach Park, Lara Birlik, Konyaaltı Beach Park ve eski Baki Beach’ın bulunduğu Konyaaltı sahili konusunda birçok kez değerlendirmede bulundum.

Öncelikli olarak Antalya’da turizmden para kazınıp vergisini başka kentlerde veren turizmciler konusundaki eleştirilerim ilk sırayı almıştır.

Hele turizmcilerin “Otelin kapısından içeri girdiğinizde 5 yıldızlı mekanla buluşuyorsunuz, ancak kapının dışarısı ise 1 yıldızlı bile değil” diyerek yerel yönetimlerin otellerinin önüne hizmet vermelerini eleştirmesi beni en çok isyan ettiren olmuştur.

Bu konuda tek bir cümle olarak “Önce sen Antalya’da kazandığın paranın vergisini burada ver, sonra yerel yönetimlerden hizmet bekle” diye yazmışımdır.

İkinci olarak sahillerin işgal konusunu da birçok kez eleştirmişimdir.

Kıyı Kanunu ve Kıyı Yönetmeliği’ne aykırı uygulamalar karşılık devletin ‘ecrimisil’ (işgal bedeli) alarak yasal gibi gösterilmesi ise tam bir komedi.

Hani deniyor ya, “turist kent merkezine gelmiyor, esnafta turizm pastasından pay alamıyor”

Turistin kent merkezine gelmesi konusunda devletin ve yerel yönetimlerin doğru dürüst bir proje ürettiğini söylemek mümkün değil.

Turist eğer otelinden çıkarak bir yerlere gitmek isterse, elbette ki görülmesi şart olan ve cazibe yaratan yerler olacaktır.

Şu anda Antalya’nın 2000 yıllık mazisi olan ve birçok medeniyetleri ve kültürleri bünyesinde bulundurmuş bir Kaleiçi tam bir cazibe merkezi haline getirilemedi.

Bir taraftan “turist tatil yaptığı otelinden çıkmıyor” eleştirisi yapılırken, diğer taraftan da kent merkezinde bulunan yılların otellerini de yok etmek için elimizden geleni yapıyoruz.

Bunlardan biri Talya Otel’dir.

Koç Grubu, mevcut otelini yıkarak Antalya’ya yakışır bir şekilde yeniden yapmak istiyor. Ancak ne hikmet ise 5 kat mı? yaksa 7 kat mı? tartışması ile birlikte konu yargıya taşınıyor.

Burada konuyu yargıya taşıyanlar mı yoksa Koç Grubu mu haklı veya haksız diye sorgulama yapmayacağım. Ama şunu da söylemek gerekirse, eğer kent merkezinizde turisti çekecek bir cazibe merkeziniz yok ise, Kundu, Kemerağzı, Lara gibi turistik bölgeler ile kent merkezi arasında özellikle hafif raylı sistemli bir toplu taşımanız yok ise o zaman bırakın da kent merkezinde bulunan otellere gelen turistler sayesinde kent esnafının yüzü gülsün.

Birde turizmde istihdam konusu var.

Yaz sezonu bittiğinde Antalya’da 200 bine yakın turizm çalışanı işsiz kalıyor. Bu konuda bile devlet bir adım bile atmamıştır.

İstihdam konusunda SGK verilerine baktığımda, bu yaz sezonu turizminde 43 bin sigortalı çalışan artmış ve Antalya’da turizm istihdamı konusunda Türkiye birincisi olmuş. Bu da şunu beraberinde getirecektir, Ekim ayı itibari ile turizmde işsiz sayısı 200 binden 243 bine çıkacaktır.

O zaman da Antalya her halde Türkiye birincisi olur.

Dip Not: Özel işlerimden dolayı 4 Ağustos 2014 Pazartesi gününe kadar izinde olacağımdan dolayı köşe yazısına ara vermek zorunda kalacağım.

Yayın Tarihi
01.08.2014
Bu makale 5286 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!