Utandıran görüntülerden kurtulmak

Geç de olsa Antalya Büyükşehir Belediyesi,  Konyaaltı plajlarına bu yaz hizmeti götürebilmişti…

Kamyonlar dolusu şezlong ve şemsiye uzayıp giden kıyılara dağıtıldı. Portatif büfeler sahil kordonuna konuşlandırıldı. Yiyecek, içecek fiyatları tek bir liste üzerinden hem de ekonomik miktarlar olarak belirlendi. Bir bardak çay önceden iki lirayken şimdi bir lira olarak satılmaya başlandı. Satılan her şeyin fiyatını anında öğrenebiliyor ve aldatılma kaygısı yaşamıyorsunuz. Her satıcının üzerinde plajda görevli olduğunu belirten özel giysisi ve yakasında adı var. Yani plajlarda her şey titiz bir kontrol altında…

Günü birlik plaj hizmetlerinde vatandaştan şemsiye ve şezlong ücreti alınmıyor… Çok sayıda insan plajın güvenlik ve temizlik hizmetlerinde karınca misali çalışıyor.

Eskiden plajlarda bir şezlong ve şemsiye alabilmek için nüfus kâğıdınızı plaj çalışanına rehin bırakır, üstüne üstlük en az on lira ödemek zorunda kalırdınız.

Yani nihayet Konyaaltı plajlarında halkın bir belediyeden istedikleri gerçekleşti. İşte bu yüzden bu çalışmalara yön verenleri yürekten kutlamak farz oldu.

“Neden bu çalışmaları yazmıyorsun?” Diye sitem eden adı bende saklı okurum haklı. Elbette kim hakkıyla hizmet sunabiliyor ve halkın yüzünü güldürebiliyorsa gayretlerini alkışlamak, Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerek.

Geçen gün plajda ailece yararlandığımız bu olanaklar sonrası etrafı toparlayan temizlik işçileriyle ayaküstü söyleştim. Hepsi çok saygılı… Sorumluluklarının bilinci içindeler.

Hizmete sunulan şezlong ve şemsiyelerin hor kullanıldığını anlattılar. Öyle ki şemsiyelerin bazı kendini bilmezler tarafından götürüldüğünü de üzülerek vurgulamak zorunda kaldılar. Sahilin yola doğru olan alanlarının birçok noktasına şemsiye toplanma bölümleri kurulmuş. Parmağıyla o bölümlerden birini gösteren plaj çalışanı:

“Bakınız, her gün kötü ve hor kullanıldığı için kırılmış, işlevini kaybetmiş şemsiyeler oralarda toplanılıyor. Yerlerine yenilerini koyuyoruz ama bu kadar acımasız kullanma karşısında da şaşırıp kalıyoruz.”

Kırılan şezlongları gördük… O şezlongların dikkatli kullanıldığı zaman kırılmayacağını düşünerek üzüldük. Plaj yönetimi karar vermiş şezlonglar gelişi güzel etrafa saçılmasın diye kalın halatlarla birbirine bağlanarak düzen sağlanmış. Mecburiyetten dolayı başvurulan bu yöntem yüzünden utandıran görüntüler oluştuğu için yüreğimizi burkuldu.

Plajın temizlikten sorumlu çalışanları saat başı sahili tarayarak çöpten arındırıyorlar. Vatandaşın uzattığı çöp torbalarını yadırgamadan alıp kirliliğe izin vermiyorlar. Buna rağmen kendini bilmezlik ya da densizlik devam ediyor.

Örneğin bazı gençlerimiz en bayağı tavırlarını sergileyerek, belden aşağı küfürlerle, bulundukları ortamı sabote edebiliyorlar. Küçük bir tepkinizi de çatık kaşlarla, argo içerikli sözcüklerle yanıtlıyorlar. Ne var ki bu durum için de plaj yetkilileri sorumluluk almış. En küçük şikâyetiniz anında elinde telsizlerle dolaşan güvenlik görevlilerince değerlendiriliyor.

Olası boğulma tehlikelerine karşı her üç yüz metreye cankurtaran kuleleri konuşlandırılmış.

Konyaaltı plajlarını tehdit eden diğer bir olgu da deniz içindeki gezi tekneleri ya da gemiler. Teknelerden veya gemilerden denize açılan pis sular ve atılan çöpler olduğu gibi sahile vurabiliyor. Sahil Güvenlik tarafından denetlendiği takdirde bu önemli ve çok ciddi sorun da giderilebilecektir.

Her zaman söylediğim gibi…

Bizim toplumumuzda kamusal yaşam alanları acımasızca kullanılıyor. Çevresi kirletiliyor, park içine konulmuş banklar ve oturaklar kırılıyor.

En kötüsü oto kontrol denen yönteme başvurmuyor, zarar verenleri görmezden geliyor, uyarmıyor:

“Bana ne?” Umursamazlığı ile hareket ediyoruz.

Oysa terbiyesizliğin, densizliğin, saygısızlığın karşısında dik durmayı bilmeliyiz. Eğer birileri günümüzü berbat ediyor ve bunu yaparken de sorumsuzluğun kırmızıçizgilerini çiğneyip geçiyorsa, hadlerini yasal haklarımız içinde göstermekten asla çekinmemeliyiz.

Unutmamalıyız!

“Bana ne” Umursamazlığı bir yurttaş ve yaşadığı toplum için en tehlikeli hastalıktır.

O halde hak ettiğimiz kamusal alandaki hayata sahip çıkmalıyız.

 

Yayın Tarihi
06.08.2014
Bu makale 5154 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!