Alara Çayı korunmalı

Zaman zaman hafta sonları Dağ ve doğa yürüyüşlerine katılıyorum.

Gittiğim ve gezdiğim dağların kum çakıl ocakları ile yok edildiğini hep görmüşümdür.

Aynı şekilde nehirler, dereler ve çaylarda hem kum ve taş ocakları yüzünden hem de Hidroelektrik Santralleri (HES), yüzünden olumsuz etkilenmektedir.

Geçtiğimiz ay Rota Dağ ve Doğa Spor Grubu ile Finike İlçesi’ne bağlı Gökbük Köyü’nde bulunan Gökbük Kanyonu’nda (6,5 km) yürümüştüm.

Kanyon yürüyüşü öncesi köylüler ile yaptığım görüşmede, Gökbük Kanyonu’na 2007 yılından beri 7 ayrı HES talebi olduğunu, sadece 1 tanesi için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun olumsuz olduğunu söylemişlerdi.

Gökbük Kanyonu’nun öyle bir muhteşem kanyon olduğunu ancak su içinden yürüyenler görebilir ve hayran kalabilir.

Gökbük Köyü’nden dereye indikten itibaren 6,5 kilometre olan o muhteşemlik bir noktada kuru bir dere ve nehire dönüştüğünü de görmek insanın içini sızlatıyor.

Resmen doğanın katledildiğini, doğanın öldürüldüğünü insan düşünüyor.

Aynı şey Alakır Nehri için de geçerli. Üstelik Antalya 3. İdare Mahkemesi’nin “1. Derecede Doğal SİT Alanı” olarak karar verdiği ve bu kararında Danıştay tarafından onanmasına rağmen Alakır Nehri’nin HES’lerle katledilmesine devlet göz yummaktadır.

*****

Geçtiğimiz Pazar günü de Göç Yolu Yolcuları ile Alara Nehri’nde (6,5 kilometre yürüyüş yaptık.

Manavgat İlçesi’nin Namaras Köyü’nün bulunduğu Arıkçalı mevkiinde yine 6,5 kilometre dağ ve orman içinden geçerek Alara Nehri’ne vardık. Alakır Nehri’nde su içinde zaman zaman dağdan olmak üzere 6,5 kilometre daha yürüdük.

Nehrin bazı bölgelerine kadar yolların açıldığına şahit oldum ve aynı yerde bazı iş makineleri dikkatimi çekti.

Belli ki Alara’da yeni HES’imiz olacak ve yeni katliamlara şahit olacağız.

Zaten Alara Nehri’nin üst taraflarında var olan kum ve taş ocakları yüzünden ciddi bir sıkıntı yaşanmakta.

Alara Çayı’nın da mutlak korum altına alınması gerektiğin söyleyeceğim ama bu söylem ancak birilerinin sadece bir kulağından girip diğer kulağından çıkacaktır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Alara Nehri’nin koruma altına alınması için bir rapor hazırlamıştı.

Bu raporda; çay üzerindeki kum-çakıl ocaklarının ruhsat sürelerinin uzatılmaması istenmişti.

Aslına bakarsanız koruma altına alınma konusu Alanya Dimçayı içinde ifade edilmişti ama işin formalite olduğu sonra ortaya çıktı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Alara Çayı ile ilgili hazırladığı raporda; Havzadaki kum ve çakılların bitmez tükenmez bir kaynak olarak görülmemesi ve uzun yıllar boyunca Alara Çayı'nın getirdiği materyalin havzada doğal bir peyzaj ve denge oluşturduğu göz önüne alınarak, nehir yatağının doğal haliyle muhafaza edilmesi vurgulandı. Ayrıca peyzaj özellikleri ile çay yatağında bulunan içme suyu kuyularının her türlü olumsuz etkilerden korunması sağlanması gerektiğinin altı çizildi.

Peki, şu andaki son durum nedir? diye sorarsanız, şöyle bir yanıt veririm, “72 kilometre uzunluğunda ki Alara Nehri ve havzası katledilmeyi bekliyor.”

 

Yayın Tarihi
01.09.2014
Bu makale 5518 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!