Gündem Hızla Değişiyor

          Üniversite masraflarını çıkarmak için çalışan çocuklarımız inşaatlarda ölüyor. Bir inşaatta, cahilce yüklenmiş bir asansörün düşmesiyle ölen on işçimize ağlarken bugün ülkemizi bölünme noktasına getirmiş olan 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 34. Yıldönümü nedeniyle acımız daha da artıyor.

         Siyaset; toplumsal sorunlara çare bulma sanatıdır.

         Bu nedenle yönetilen toplumun tüm sorunları siyaset adamının da sorunlarıdır, sorunu olmalıdır…

         Bu nedenle “Fırat kıyısında saban demirini ya da koyununu kaybeden çobanın” veya “evinde ekmek bulamayan öksüz ve yetimlerin” gözyaşlarından siyasetçi sorumludur.

         Daha bir ay bile olmadı Somalı 301 Maden işçimizin ölümünden bu yana…

         Yapılan araştırmalardan anlıyoruz ki her ay en az 4 işçi inşaatlarda ölüyor.

         Bunlar göze görünmüyor.

         Tek, tük olaylar sanılıyor.

         İşçilerimiz en kötü koşullarda çalışmayı kabul ediyorlar.

         Günde on dört saat çalışanları var.

         Uykusuz kamyon şoförlerinin yaptığı kazalar var.

         Vardiyalarda, uykusuz, ölme bahasına bir çalışma düzeni sürüp gidiyor.

         İnsanlarımız canlarını veriyorlar.

         Sırf insanca yaşamak için,

         Çocuklarına aş, eşine yanıt verebilmek için.

         Namuslu bir yurttaş olarak yaşayabilmek için.

         AKP iktidarı ele geçirdiği belediyelerde başka siyasal görüşte olan işçilerin işlerine son veriyor.

         İşçiler; aç, açıkta, sokağa bırakılıyor.

         Bana her gün onlarca iş isteyen telefon geliyor.

         Kapılar işsizlerin yüzüne kapatılıyor.

         Bu ülkede öğretmen olarak yetiştirilmiş, yükseköğrenim yapmış iki yüz bin genç insan her gün babalarından harçlık istemenin ezikliğini yaşıyor!

         Köy okulları ise taşımalı eğitim adı altında boş duruyor.

         4+4+4 ile eğitim parçalandı.

         Ulusal eğitimin yerel yönetimlere devri planlanıyor.

         Bir yanda da iki yüz bin genç; eğitim vermek için işsiz bekliyor.

         Bugün askeri darbenin 34. Yıl dönümü!

         O askeri darbeden yararlanıp iktidara gelen AKP; sanki bundan zarar görmüş gibi yaparak darbe ile hiçbir ilgisi olmayan, otuz yılda yetiştirdiğimiz, ordumuzun stratejik planlarını yapan tüm kurmay kadrosunu tasfiye etti.

          Biz, 1980 darbesinden sonra bir grup arkadaşımızla Antalya’da durum değerlendirmesi yaptık. Vardığımız sonuç şuydu: “bu darbeye karşı çıkmayan hiçbir siyasal hareket ayakta kalamaz!”

         Solcu olup da siyaset yapan kişilerin sülalesinden en az bir kişinin tutuklanmadığı çok az sayıda aile kalmıştır.

         Çok acılar çektik.

         Türkiye hâlâ 12 Eylül ihtilalinin acılarını belleğinden temizleyebilmiş değil!

         Büyük bir cesaretle bu darbeye karşı çıkan Süleyman Demirel Antalya’ya sokulmadığından bugün TEDAŞ Bölge Müdürlüğü’nün bulunduğu kavşakta miting yapmak zorunda kaldı. Bu nedenle kavşağın ismi “Demokrasi Kavşağı” konuldu.

         Sonunda da iktidara tekrar geldi…

         Ne var ki Soma’da, inşaat işçilerinin ölümü, inşaat asansöründe on kişinin birden ölmesi hepsinden önemli şimdi!

         Toplumsal yaşamda meydana gelen her olay için sorumlu bir siyasal orun (makam, mevki) vardır.

         Bu kadar kişiyi öldüren, ölmesine neden olan, kendi ihmali ve denetim eksikliği nedeniyle tek bir siyasetçinin bile istifa etmediği ülkemizde, otuz dört yıl önceki emperyalist darbenin hesaplaşması nasıl yapılacak?

         Japonya’da olsa, sorumlu bakanlar ya harakiri yaparlardı ya da çıkıp saygıyla halkın önünde eğilerek özür dilerlerdi.

         Bunları beklemek boşuna ümitlenmekten başka bir şey değil!

         Çünkü gündem her gün değişiyor, bilerek değiştiriliyor…

Yayın Tarihi
24.09.2014
Bu makale 6163 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!