Ülkelerin simgeleri vardır.
Fransa denildiğinde akla Paris ve Eiffel Kulesi gelir.
İspanya denilince ünlü boğa güreşi ve simgesel olarak boğa yontusu.
Amerika denilince özgürlük heykeli…
Türkiye denildiğinde İstanbul ve muhteşem camii görüntüleri…
Kentlerimizin de kendilerine özgü simgeleri vardır.
Amasya’nın elma…
Aydın’ın incir…
Van’ın Van Kedisi…
Manisa’nın sultaniye (çekirdeksiz) üzümü…
Uşak’ın kilimi…
Kütahya’nın çinisi…
Denizli’nin horozu ve pamukkalesi…
İzmir’in saat kulesi…
Adana’nın pamuğu.
Afyon’un kaymağı, sucuğu…
Ve Antalya’nın turuncu, portakalı…
Biz Antalya’da yaşayanlar uzun bir süredir en değerli varlığı turuncunun görüntüsünü, çiçeğinin kokusunu unutur olduk.
Göreve gelip geçen belediyeler sokak ve caddelere sarıçiçeği dökülen, döküldüğü yeri boyayan ucube bitki örtüsünü layık gördüler. Gölgesiz ve tamamen temizlik işlerine yoğunlaştıran bu acayip ağaçlar Muratpaşa Belediyesi tarafından sökülerek yerlerine portakal, limon, mandalina özetle turunç ağaçları dikilmeye başlandı.
Geçtiğimiz gün mahalle halk toplantılarından birinde gözlerinin içi gülerek Antalya’nın nüfus yoğunluğu bakımından en büyüğü olan ilçesinin turunç ağaçlarla donatılacağı müjdesini veren Muratpaşa Belediye Başkanı toplantı alanını hıca hınç dolduran mahalle sakinlerince ayakta alkışlandı. Doğrusu bu çok olumlu kararı ve uygulamaya geçirilişini konuyla ilgili yazılar yazarak dikkat çekmek isteyen bu kulunuzda alkışlıyor!
Yerel belediye başkanlarımızın kentimizin yaşam alanlarına kalıcı katkı sağlamaları sevincimizi çoğaltıyor.
Kış geliyor ya demiştik…
Şimdiden tüm belediye başkanlarımızı ve çevreden sorumlu yetkilileri hava kirliliğine karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyorum. Hedefte beleş ya da ucuz ve kalitesiz kömür var. Lütfen kentimizi kömür zehrine teslim etmeyiniz!