BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Ar Damarı Çatlaklar...

Birey olarak hatalı yanlarımızı itiraf etme erdemine sahip değiliz...

Bunu ne sıradan bir vatandaş, ne bürokrat, ne politikacı ne de sade halk kitleleri yapar!...

Çünkü toplumuzda hatasını kabullenme bir "eksiklik, zayıflık" olarak algılanır.

Birey hatalarını itiraf edecek kadar olgunlaşabilirse ve bu algı, kavrayış topluma yansırsa, toplumsal kültür halini alırsa, dürüst olma, berrak olmanın sonucu itiraf kültürü gelişir, itiraf eden, hatasını kabullenen de takdir görür...

**

Doğrudur; sosyolojik olarak toplumumuz birçok handikapların içinde bocalıyor. Örgütlü cehalet yaygınlaşmış durumda. Baskılanmış kişilikler, zayıf iç güdüler, himayeye muhtaç duygusallıklar, toplumsal değerleri istismarda marifetli hokkabazlar, yalancı politikacılar aracılığıyla cehaletin davranış kabarması toplumda taraftar bulması...

Toplumda eksik olan temel insani değerleri doğru algılayacak şekilde bireyin dürtülerle uyarılması gerekiyor. Bunun için topluma yön verecek insani ortak değerler kadar milli ve manevi değerlerin işlerlik kazanması için gerçek anlamda "mürşit" (bilge) kadroların birleşip topyekun uyanışla liderliğine ihtiyaç vardır.

Bu kadroların yaratacağı bir manevi atmosferde insanların örgütlü cahillerin yalanlarına kanmayacağı umudunu koruyorum. Bu ülkenin bu atmosfere şiddetle ihtiyacı vardır. Yalancıların, riyakarların, mürailerin karşısına mutlak surette gerçekleri haykıracak, sorumlu olanların hatalarını itiraf edecek, anlatacak hareket gereklidir...

**

Doğruyu rehber alıp, yanlışların itirafı öncü değer olarak topluma anlatılırsa toplumda değişim ve dönüşüm başlar o zaman... Buna ulaşabilmenin yolu, bireyin ruhunda, fıtratında, yani doğasında var olan "ar damarının" şahlanması gerekiyor ki buna "utanma eşiği" de denilir...

Utanma eşiği geçilmemeli, geçilince her türlü melaneti, yapmak mubah sayılır. Ar damarı çatlamış, utanma eşiği aşılmış kişilerin yönetimindeki bir toplumun doğru yola dönüşü çok zordur ama imkansız değildir. Bu karakterlerdeki yöneticiler, sorumluluklarındaki görev ihmali nedeniyle meydana gelen toplumsal felaketler karşısında "pişmiş kelle" örneği gösterirler ve umurlarında olmaz, yani ar damarı çatlayıp utanma eşiği aşıldığı için, sorumlu oldukları ihmali sorumsuzca sunarlar, toplumu yalan ve yanlışlarla kandırırlar.

Çünkü utanma eşiğini aşmış, hatalarını itiraf etme erdemine sahip değiller.

En büyük hata, ar damarı çatlamış, utanma eşiğini yıkıp geçmiş bu tip yöneticilerin, ilginçtir ki, yine toplumun bir kesimi tarafından "baş tacı" edilmesidir.

Korkunç olan, tedavisi çok zor sosyolojik hastalık işte budur.

**

Çare nedir?

Topluma yön verebilecek kalite, kapasite, ehliyet ve liyakatte olan gerçek aydınların, evrensel insani değer savunucuların, millici, hak ve hukuk gözlemcisi toplumun her kesiminde sözü dinlenen "ak sakallılar" heyetler, biat, itaat etmeden, ikbal beklemeden ("akil" modeli örneğinde olduğu gibi)  gerçekleri, doğruları halka anlatmaları şarttır. Kamu üzerinde mutlak surette manevi bir iklim oluşturulmalıdır. Kültürel değerlerin milli ve manevi değerlerle yoğrulduğu bir algı oluşturulup topluma sunulmalıdır...

Aksi durumda, ar damarı çatlaklara meydan bırakılmış olacaktır..

Yayın Tarihi
27.10.2014
Bu makale 3943 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!