Eski Hükümet Konağı'nın yüz yıllık öyküsü (1)

Eski Antalya Hükümet Konağı, dış görünümü ile 1970'li yılların ortalarına kadar, Antalya'nın en görkemli yapılarından biri idi. Dönemin Valisi Hüseyin Öğütçen 1974 yılında bu binayı yıktırarak yerine yeni bir Vilayet Hükümet Konağı yaptırmıştı

 

Geçtiğimiz hafta Cumhuriyet Meydanı?ndan yürürken iş makinelerinin birkaç ay öncesine kadar Hükümet konağı olarak kullanılan binayı yıkmaya çalışırken gördüm. Her zaman yanımda taşıdığım fotoğraf makinemi cebimden çıkararak birkaç kare resim çektim. Böylece bir bina daha Antalya?da tarihe karışıyordu. Birden eskiden burada yer alan ve bu sayfada bir resmini gördüğünüz devasa büyüklükteki eski Hükümet Konağı'nın 1974 yılında yıkılışı gözlerimin önünde canlandı. Yaşayanlar bilir, eski Hükümet Konağı Antalya'nın geleceğine taşınması gereken görkemli binalardan biri idi. Gelin şimdi bilmeyenlere, hem o günlerdeki Hükümet Konağı?nı anlatalım; hem de Antalya tarihine bu bina hakkında bir not düşelim:

 

Eski Konaktaki Adliye

Geçen yüzyılın başlarında üç katlı eski Hükümet Konağı?nda kentin idaresinde gerekli resmi daireler burada hizmet verirdi. Görkemli binadaki Resmi Daireler şunlardı: Mutasarrıflık, Mahkemeler, Asayiş Müdürlüğü, Vilayet ileri gelenlerinin büroları, Ziraat Bankası vs. Binanın alt katında iki büyük kapısı vardı. Tahtapazarı?na (kuzeyde) bakan kapıdan girildiğinde koridorun sonunda, denize bakan (Cumhuriyet Meydanı) kapıdan binanın bahçesine geçilirdi. Binanın bahçesinden geçerek arka kapısından geniş koridora açılan kapıdan içeriye girince sağda ve solda yukarı katlara çıkan mermer ahşaptan merdivenler görülürdü. Binanın giriş katında bir de Merkez Polis Karakolu yer alırdı.

Bizim bildiğimiz 1960?lı yıllarda ise duvarları kerpiç ve taştan, ara katları ahşap olan eski Hükümet konağı?nın zemin katında sol bölüm depo olarak kullanılıyordu. Girişte sağ taraftaki bölümde birinci Cihan Savaşından kalma silahlar ve on binlerce mermi vardı.

Önceleri Adliye Teşkilatı Vali Konağı?nın zemin katında idi. Birinci kat tamamıyla adliyeye ayrılmıştı. Hâkimlerin ayrı bir odası yoktu. Cinayet işlenen köylerde duruşmalara bütün köy halkı geliyordu. Sigara içilen koridorlar koyu bir duman tabakası ile kaplı idi. Elleri kelepçe ile birbirine bağlı sanıklar başlarında süngülü jandarmalar mahkeme kapısında beklerlerdi.

Duruşmalar hâkimlerin kendi odalarında yapılırdı. Kapısının üzerinde dikdörtgen şeklinde sabit ve küçük bir pencere mevcuttu. Dışarıdan bakıldığında, odada kimin olduğu, duruşma yapılıp yapılmadığı görülür, ona göre hareket edilirdi. Hâkim ve savcı adedi de ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktı. Adliye 1974 yılı sonlarında Savcılık ve Ceza Mahkemeleri İsmet Paşa Caddesi?ndeki Dölen İşhanı?na; Hukuk Mahkemeleri Hükümet konağı batısındaki Karabayır İşhanı?na İcra Mahkemesi ise yine aynı sokakta Düriye Bileydi İşhanı'na  taşındılar. Yine Hüseyin Öğütçen?in girişimleri ile yaptırılan Kadınyarı Uçurumu yanındaki  Özel İdare İşhanı 26 Mart 1983 tarihinde hizmete açılınca, bu binanın 2. Kattan 6. Kata kadar olan beş katı, Adliye'ye verildi. 1992 yılında ise bütün Adliye birimleri Dumlupınar Bulvarı?nda inşaatı tamamlanan bugünkü Adliye Sarayı?na taşındı.

 

Yeni konak için tartışmalar

Antalya Valisinin makamı üçüncü katta idi ve yağmurlu havalarda çatı her tarafından aktığı için Vali odasının akan yerlerine plastik kova ve leğenler konuyordu. Bütün bu olumsuzlukları birebir yaşayan Antalya Valisi Hüseyin Öğütçen bir kez kafasına koymuştu. Binayı yıkıp yeniden yapacaktı.

O günlerde Antalya'da bugünkü gibi etkin sivil toplum örgütleri yoktu. Ancak Antalya halkı ve o zamanki Antalya Belediye Başkanı Selahattin Tonguç binanın yıkılmasına karşı çıkıyordu. Halk ve Belediye Başkanı, hiç olmazsa bu binaya dokunulmayarak, yeni Hükümet Konağı?nın kent dışında Karayolları binası yanında yapılmasını istiyordu. Hatta Başkan Tonguç eski Otogar yerini, bugün Meltem Mahallesi olan alanda Yeni Hükümet Konağı ve Adliye Sarayı için 200 dönümlük yer teklif etmişti. Fakat Vali Hüseyin Öğütçen, "Ben dağ başında mı oturacağım?" dedi. Zamanın Adalet Bakanı Mehmet Can ise "Ben orada çiftlik mi kuracağım!" diye Belediye Başkanı Selahattin Tonguç?un bütün teklifleri geri çevrilmişti.

Eski Hükümet Konağı kentin tam merkezinde idi. Önünde 10.000 kişilik tarihi Cumhuriyet Meydanı ve büyük Atatürk anıtı vardı. Hüseyin Öğütçen direndi. Sonunda yeni Antalya Hükümet Konağı için açılan proje yarışması 30 Aralık 1973 günü sonuçlandı. Proje Yarışmasını 13 yarışmacı arasından Ankaralı Mimar Mahmut Tunalı ve arkadaşları kazandı. Bu arada o günlerin Belediye Başkanı Selahattin Tonguç?un Ankara'ya yaptığı müracaatlar ve engellemeler sonuçsuz kaldı. İmar ve İskân Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı yeni binanın eski yerinde yapılmasını uygun buluyordu. Belediye Başkanı Selahattin Tonguç projeye ruhsat vermemekte çok direndi ise de, bu tartışmalar arasında yeni Hükümet Konağı ruhsatsız olarak ihale edildi. 2 Kasım 1974 günü yıkılan Hükümet Konağı?nın yeni binasının inşaatına müteahhit Tahsin Güral tarafından hemen başlandı. İnşaat 1977 yılı başlarına kadar sürdü ve 1977 yılının sonuna kadar taşınma işlemleri sürdükten yeni Hükümet Konağı hizmete açıldı.

 

Temsili olmalı

Gezip gördüğümüz Avrupa kentlerinde Belediye Başkanları ve valilerin oturduğu binalarda yalnız bürolar, Belediye Başkanı ve Valilikle yakın ilişkili planlama gibi bölümler yer alır. Fakat bizde Adliye, Vergi, Tarım, Sağlık, Milli Eğitim ve buna benzer daireler aynı binaya adeta sokuşturulmuştur. Bakanlık İl Müdürlükleri ve diğer kurumlar durmadan genişlediği için kısa bir süre sonra bu bürolar ihtiyaca cevap veremez hale gelirler. Bana bunlar için ayrı binalar düşünülmesi ve belediye ve hükümet binalarının temsili bir bina olması gerekir. Antalya Vilayet binası bugünlerde yıkılıyor. Cumhuriyet Meydanı Kent Dönüşüm Projesi kapsamında yer altına turist otobüsleri için otopark ve üstede de park ve fıskıyeli havuzlar yer alacak. Arkasındaki tarihi Gazi M. Kemal İlköğretim Okulu, Antalya gibi bir turizm kentine yakışır bir şekilde restore edilerek geçtiğimiz günlerde Temsili Valilik Binası oldu. Keşke bütün bunları, o yıllarda düşünebilseydik?

 

Bu tartışmaların odağındaki dönemin Antalya Valisi Hüseyin Öğütçen'in de görüşlerine bir kent tarihçisi olarak yer vermem gerekir. Vali Öğütçen "Bir İdarecinin Zamanla Yarışı" adlı anı kitabında o günlerde Antalya'da yaşananları şöyle özetliyor:  

O günlerde Dışişleri Bakanı Haluk Bayülken Antalya'ya gelmişti. "Bize gelen yabancı konukları İstanbul'a, İslam ülkelerinden gelenleri bazen Konya ve Bursa'ya gönderiyoruz. Hâlbuki Antalya yabancı konukları ağırlamak için en uygun kentimiz. Eğer Antalya'da bir Devlet Konukevi yaptırılırsa Bakanlık olarak biz de yardım ederiz" dedi. İstanbul'dan Doçent Y.Mim.Nihat Güner'i çağırdım. Nihat Güner Niğde vali konağının da projelerini hazırlamıştı. Antalya için bir vali konağı ve devlet konukevi projesi hazırlamasını söyledim. Bu binanın bir tarafı vali konağı, diğer tarafı devlet konukevi olacaktı. Nihat Güner projeyi hazırladı. Bu proje mimarlık dergilerinde yayınlandı. Övgüyle karşılandı.

Vali konağı ve devlet konukevi yapılacak arsa Belediyeye ve Hazineye aitti. Belediyeden ve Hazineden satın alındı. İş yapı ruhsatına geldi. Belediye Başkanı Dr. Avni Tolunay resmi binalara ruhsat verilmesine gerek olmadığını söyledi. Hakikaten o güne kadar hiç bir resmi binaya ruhsat alınmadığı anlaşıldı. "Okullar, tüm resmi binalar için ruhsat alınması gerekir" dedim. Vali konağı ve devlet konukevi için ruhsat alındı ve belediyeye ruhsat harcı ödendi. İnşaata başlandı. Kaba inşaat, duvarlar ve çatı işi bitti. Salonun mermerleri Konya?dan geldi. İnce işlere başlanacağı sırada yerel seçimler yapıldı. Adalet Partili belediyenin yerine Cumhuriyet Halk Partili belediye geldi. İlk iş olarak vali konağı ve devlet konukevinin, Özel İdare Çarşı İşhanı?nın ve Turizm Bankası Oteli'nin inşaatlarını durdurdu. Başkan bunun geçici olduğunu, incelediklerini söylüyordu."

Sonraki gelişmeler

 ?Belediye meclisi imar planında değişiklik yaparak inşaatı tamamlanmak üzere olan vali konağı ve devlet konukevini kaldırdı. Yerini yeşil saha yaptı. Plan onanmak üzere imar ve İskan Bakanlığına gitti. İmar ve İskan Bakanı Ali Topuz dosya önüne geldiğinde:

"Vali konağı ve devlet konukevinin yerini Cumhuriyet Halk Partili, Adalet Partili, Güven Partili üyeler oybirliği ile tespit etmişler. Belediye meclisinin oybirliği ile aldığı kararı Bakanlık incelemiş, uygun bulup onaylamış. Arsayı belediye ve hazine satmış. Yapı bitmek üzere iken şimdi plandan çıkarılıyor. Böyle rezalet olmaz" demiş. Belediye meclisi kararını ret yazısı gönderileceği sırada bir bakan araya girmiş. Yazı imzalanmadan beklemede kalmış. Tam bu sırada İmar ve İskan Bakanlığına Ali Topuz'un yerine Selahattin Babüroğlu atandı. Babüroğlu'na gittim. Olanları anlattım. Çok kızdı. Hemen genel müdürü çağırdı. Belediye Meclisinin değişiklik önerisinin reddine, inşaatın devamına karar verildi. Bakanın imzası bulunan yazı ve dosyayı elden aldım. Vali konağı ve devlet konukevinin inşaatına devam edilerek iş tamamlandı."

Yayın Tarihi
26.11.2007
Bu makale 12176 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!