Gözünde yaş istemiyorsan…

Trafik konusuna bu köşede sık sık yer ayırıyorum.

“Kemer takalım, kask olmadan motosiklete binmeyelim, ışıklara uyalım.” gibi en temel kuralları bile hatırlatmak zorunda olduğumuz bir ülkede araç trafiğine çıkıyoruz.

Allah hepimizi korusun…

Aslında bir kararlı olsak, geri adım atmasak, işimiz Allah’a kalmaz.

Aklımızla, vicdanımızla, mantığımızla bu işi birlikte çözeriz.

Antalya Emniyet Müdürlüğü yanılmıyorsam bir yılda, il sınırları içinde yaşanan kazalarda %30’a varan bir azalma sağlamış ve yeni hedefini % 50 daha az kaza diye açıklamış.

Alkışlıyorum.

Vazgeçmemeliyiz.

Mutlaka kontroller daha da sıklaştırılmalı.

Trafikte kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı.

Kurala uymayana ceza kesilmeli ve istisnasız herkese aynı ciddiyetle yaklaşılmalı.

Bizim insanımızda hala, “Bana bir şey olmaz.” inancı devam ettiğine göre, yetkililere düşen görev; eğitim ve denetimi elden bırakmamak ve daha ağır cezaları daha sert uygulamaktır.

Evet, trafikte kurallarını yok sayıp bize acımayanlara kesinlikle daha acımasız yasalarla karşılık verilmeli.

Örneğin, ön koltukta bacak kadar çocuğunu oturtan, kucağına alan “ evlat katili adaylarına” bence sadece ceza kesmek yetersiz, bu kişileri doktor karşısına çıkartıp akli dengelerini de sorgulamak, belki de çocuklarından ayrı iki –üç gün geçirtmek lazım.

Bu ana ve babalara takığım. İnsan bu kadar aptal, kafasız olabilir mi?

Aracın önünde oturan çocuk en ufak bir çarpışma anında ya da basit bir kaza anında bile ölebilir.

Defalarca yazıldı, söylendi, anlatıldı; Antalya gibi bir kentte hala anneler, babalar en sevdiği varlıklarını bu şekilde taşıyorsa, artık insanlara basit bir ceza makbuzu kesmek yetmez; kesinlikle üstüne basıyorum: Hastaneye götürüp tıbbi, profesyonel  destek vermek gerekir.

Ben trafik canavarlarıyla, magandalarıyla yaşamak istemiyorum. Ya siz?

Bu varlıkların direksiyon başına geçip hayatımızı karartmasına izin vermeyelim. Lütfen hepimiz üstümüze düşen görevi yapalım.

Şimdi, zaman geçmeden bugün başlayalım. Trafik kurallarını esnetmeyelim, kuralları eksiksiz uygulayalım, uygulatalım.

Son söz: Gözümüzde yaş istemiyorsak, kimsenin gözünün yaşına bakmayalım.

 

Onun arabası var

 

14 Haziran’da bu köşede ne yazdım?

Hatırlayalım.

Zaman kaybı ve tekrar sayılmaz, 16 Haziran’da Resmi Gazete’de yayımlanan,  otomotivde özel tüketim vergisindeki indirim süresinin 3.5 ay için uzatılması kararı sonrası da tam yerine “cuk” oturur.

İşte size bir hafta önceki yazımdan özet:

Yaşanan son küresel kriz döneminde de, otomotive sağlanan destek devam eder, açılan paketlere yenisi eklenir ve  bu sektördeki herkes- yerli-yabancı ayrımı yapılmadan- evin “cici” evladı olarak el bebek, gül bebek kucaklarda taşınır.

Aynı zorluklarla boğuşan turizmciler ise- tek bir yardım almadan- ailenin “ üvey” çocuğu muamelesi görür, kızgın, kırgın ama sessiz köşesinde oturur.

Kısaca;  kriz başladı, devam ediyor haberleri sonrası otomotivde, yerli-yabancı farkı gözetmeksizin üç ayda bir yeni paket açılıyor, aynı süre içinde turizm destek torbası bir türlü gündeme gelmiyor.

Otomotivcinin fabrikalar kapalı kalır, 25 bin işsiz  sokağa çıkar iddiası ciddiye alınıyor, her yıl sadece Antalya’da ışık kapatan milyarlarca dolar yatırım ve kahvede piştiye, okeye mahkum olan 200 bin turizm emekçisi ve en az bir o kadar esnaf yok sayılıyor.

Siz de hala “Havalimanına kaç turist indi? Temmuz ne olur? Ekim sonunda sayılar geçen yılı yakalar mı?” merakı içindeyseniz ve benim gibi tüm kalbinizle ve aklınızla “Bu ülkenin geleceği turizmdir.” diyorsanız, en az benim kadar safsınız.

Kusura bakmayın “Evet, çok safsınız!”

Şimdi hep beraber söylüyoruz:

Onun arabası vaar,

Güzel mi güzel…

Bastımı gaza,

Gider mi gideeer…

 

Helal size !!!

 

Ankara’nın dönüp bakmaya zaman ayırmadığı, medyada büyük çoğunluğun hor gördüğü, büyük sivil toplum örgütlerinin omuz çevirdiği turizm sektöründe, hala bayrağı dik tutmaya çalışan gönüllü turizm neferleri var.

Türk Hava Yolları yönetimi geç de olsa, Antalya’ya direkt sefer sayılarını arttırmaya ve programına yeni şehirler eklemeye başladı.

Yer darlığından dolayı bu haberin detayına girmeyeceğim. Merak eden Türk Hava Yolları’nı arar öğrenir. Bu haftayı bu başarıda imzası olanları kutlamadan kapatmak çok ayıp olurdu.

Hepsini tek tek tebrik ediyorum.

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Başkanı Sururi Çorabatır’ı, yılmaz turizm savaşçıları Erkan Yağcı ve Yeliz Gül Ege’yi, diğer dostlarımı ve bir gün olsun “turizm ve Antalya” gerçeğini dilinden düşürmeyen Vali Yüksel’i kutluyorum.

THY adına imza koyan ve gelecek için yeni sözler veren Genel Müdür Yardımcısı Orhan Sivrikaya’yı ve tüm Türk Hava Yolları ekibini sevgiyle kucaklıyorum ve saygıyla önlerinde eğiliyorum.

Sağolun, varolun, devamını bekliyoruz ama lütfen çok geç olmadan…

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
23.06.2009
Bu makale 9464 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!