Dünya turizm devi TUI’nin en üst düzey yöneticileri bu hafta Antalya’da sektörün temsilcileriyle bir toplantı yaptı.
Aslında “ toplantı” demek yanlış olur, bizlere bir sunumla görüşlerini ve dileklerini ilettiler.
30 milyon müşterisi olan, 50 binden fazla çalışanıyla kolları yeryüzünde her noktaya erişmiş bir grubun, İspanya’dan sonra, en çok önem verdiği ülke ve bölge için, Antalya’dan ne beklediğini öğrenme fırsatıydı, kendi adıma çok yararlandım.
Ulusal medya ilgi göstermedi, konu yerel basında az yer buldu ama bence bu ülkenin geleceğinde turizmin önemine inanan herkesin ve her kesimin dinlemesi, ders çıkarması gereken konuşmalar yapıldı.
Tam burada, unutmadan, bu organizasyon ve sonrasındaki yemek için TUI’nin ekibine teşekkür etmek istiyorum.
Bu geceden sizlerle paylaşmak istediğim en can alıcı bölüm, TUI’nin CEO’su Mr. Long’un yaptığı uyarıydı.
“Antalya orta gelirli ailelerin geldiği bir bölgedir. 5 yıldızlı otellerinize, 5 yıldızlık fiyat politikası uygulamakta acele etmeyin, fiyat- kalite dengeniz en büyük avantajınız, bu şansınızı kaybetmeyin. Daha çok yatırımı ve yeni işletmeleri destekliyoruz. Bizle görüşlerinizi paylaşın.”
Bu gerçeği aslında hepimiz biliyoruz ama kabul etmekte zorlanıyoruz.
Şimdi bir turizm devinin, en önemli koltuğunun sahibi söyleyince biraz daha vurucu oluyor.
Biz Antalya’da daha uzun süre bu fiyat politikasını ve bu üst düzey hizmeti devam ettirmek zorundayız ki bir gün gelsin hakkımız olan gerçek kazançları isteyebilelim.
“Ne zaman?” sorusuna cevabını vermeyi sizlere bırakıyorum.
Benim bu kısırdöngüden tek çıkış olarak gördüğüm, bu yatırımlara ve emeğe Ankara’nın sahip çıkması, bizim de tecrübemizle, aklımızla, mantığımızla bir araya gelip, artık iç çekişmeleri bırakıp, orta ve uzun vadeli planlar yapmaya başlamamız.
Günü kurtarmakla bir yere gidilmediği ortaya çıktı diye düşünüyorum.
Eğer bu bölgede, farklı turizm alanlarına girmezsek, plansız yatırıma devam edersek, sadece deniz- kum- güneş ve aile dörtlemesi arasına sıkışırsak, sanırım sonuç şimdiden belli.
Yanılıyor muyum?
Gençliğimin dökülen yaprakları
Her şarkısını ama istisnasız her yeni parçasını severdim.
Kliplerini vizyona yeni giren film gibi merak eder, defalarca seyrederdim.
Şimdi “ayda yürüyen adam” yok.
Tuhaf oldum haberi duyunca…
Çocukluğumun en önemli pop yıldızıydı.
Bugünün moda deyimiyle gençlik ikonumdu.
Michael Jackson artık yok.
Farah Fawcett de aramızdan ayrılmış.
Onu da çok beğenirdik, mektepte çoğumuzun sıra kapaklarının altında o meşhur, dizlerini karnına çektiği, sarı saçlarını arkaya bıraktığı, göğüslerini özgürce doğaya saldığı poster asılıydı.
O ve “Çarli’nin Melekleri” dizisindeki ekip arkadaşları ergenlik çağımızın sohbet konusuydu.
Evet, artık ne gençlik yıllarımızın seksi sinema yıldızı, ne de aynı dönemin çılgın pop sanatçısı aramızda.
İkisi de ayrılırken, benim gençliğimin son yıllarını da alıp, yaşlanmakta olduğumu suratıma bir kez daha vurup gittiler.
Finlandiya nere, Antalya nere?
Dün bir e posta geldi. Finlandiya’dan Anneli ve Matti Ranta çifti göndermiş. “Finlandiya’dan sevgiler, iyi hizmetiniz için de ayrıca teşekkür ederiz” demişler. Otelin muhtelif yerlerinde çekilmiş resimlerini de eklemişler…
Şöyle geriye doğru dönüp düşününce turizm hareketini başlatan, bu işe emeği geçen herkese kucak dolusu saygı, sevgi, hürmet, selam olsun…
Bizden sebepli, sebepsiz nefret eden ve nefret etmeye hazır her milletten insan var şüphesiz… Zayıf zamanlarımızda sözleşmiş gibi birlik olup ortaya çıkmalarından anlıyoruz. Turizm bize bunların sayısını azaltmak, teşekkür edenlerin sayısını çoğaltmak anlamında sunulmuş eşsiz bir fırsat… Sadece Antalya’ya 9 milyon “Türk dostu adayı” geliyor. Tinercisinden, hanutçusundan, doktoruna, polisine kadar uzanan bir yelpazede karşılarına çıkıyoruz bu insanların… Allah hepimize kolaylık versin.. Bir de turizm fuarlarına gitseniz, eloğlunda da ne kumsallar, ne denizler, ne tarihi ören yerleri varmış görürsünüz.. 250 ülkenin önünden geçip de Türkiye’ye gelmeye karar vermiş insanın bu kararına ne kadar saygı duyulması gerektiğini daha iyi anlarsınız.
Sizinle paylaşmak istedim mutluluğun resmini… İşte bu yüzden köşemde bir ilki gerçekleştirip bu çiftin resmini yayınlıyorum. İyi pazarlar…
SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR