Siyaset “Odası”

Demokrat, sosyal olunca “sosyal demokrat” oluyor. Demokratlığın, “ikinci evresi” olan Sosyal Demokrat olmak da o kadar kolay değil. Hak ve hukuğu bileceksin ve tanıyacaksın. Hakkı ve hukuku uygularken de ötekileştiren tavırda olmayacaksın. Hele “demokratik” bir seçimle başa gelmişseniz, daha dikkatli olacaksınız; başımızın üzerinde yeriniz vardır. Ama rahat duracaksınız, oraya buraya dönüp itişip kakışmayacaksınız!.. Size oy vermediğimiz için “başımıza kakmayacaksınız” ve bunu yapmaya cüret edenleri de başınızdan atacaksınız!
Beni anlıyor musunuz?

Size oy veren-vermeyen ayrımı “hak ve hukuğa” uygun olmayan bir tutumdur ki, seçmen konumundaki halkın bunu affetmediğini çok yakın zamanda gördük. Sosyal demokrat olmakla övünüp seçimde yarışa girdiğiniz rakibi de iktidar yanlısı olmakla itham etmiştiniz. Basına yansıyan bu açıklamalara o zaman “yapmayın arkadaşlar, böyle şeyler söylemeyin” itirazında da bulunmadınız.  Oda seçimlerini yakından  takip ettiğim dönemde bunu çok yadırgamıştım. Adayların aynı çatı altında bir dönem birlikte çalıştıklarını da düşününce bunu anlamakta güçlük çekmiştim. Yıllardır tanıdığım adayların bu demokratik yarışa “Antalya’nın sanayi ve ticaret ortamına ve üyelerine yeni bir soluk” getirmek için girdiklerini sanıyordum. Her biri kendi iş alanında Antalya’nın menfaatlerini gözetmeyi ilke edinmiş saygın işadamlarından da bu beklenirdi. Meclis toplandı ve yönetim kurulunu Turuncu kazandı. Mavi kazanamadı. Oda kazandı.. Üye kazandı. Ben böyle düşünüyorum.


Şimdi, rakibi destekleyenlerden “intikam“ zamanı mı?

Ticaret ve Sanayi esnafının liderliğine soyunduğunuz anda “icraat”lerinize başlamanız gerekir. Ticaret ve sanayi esnafının oluşturduğu seçmen Oda’dan “iş” ve küresel krize “çözüm önerileri” bekliyor.  Hayatımızı kabusa çeviren kriz için çıkış yolları ve koridorları ararken, Oda’nın koridorlarında size oy vermeyenlerin cezalandırılması, “sosyal demokrat” şefkat ve hakkaniyetine sığmaz. Ekibinizle “turuncu” renginde bir vaat ile geldiğiniz Oda’da, “siyaset” değil “ticaret”in üzerine “cin fikirler” geliştirmeniz gerektiğine inanıyorum. Elbette çalışma ekibinizi seçme ve göreve getirme hakkınız vardır. Ancak kazanılmış hakları yok saymak ne kazandırır size! Siyasete değil, üyelerin sorunlarına çözüm arayışına odaklanın.. 
“Seçkin” davranış budur. Diğeri “sakil” bir davranıştır.

Yayın Tarihi
23.07.2009
Bu makale 8820 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!