Düşene bir tekme

Geçen haftayı boş geçtim, köşem boştu, yazım yoktu.

Elim klavyeye gitmedi, içimden gelmedi.

Benim için sözün bittiği bir gündü.

Bu yüzden kendimce bir tavır koydum. “Bu kadar mı değersiz, bu kadar mı umutsuzuz?” diye düşündüm ve yazmadım.

Haftalardır aynı konuyu konuşuyoruz.

“Turizmin acilen ilgiye, şefkate ihtiyacı var” diye yazıyoruz.

Kültür ve Turizm Bakanı Günay: “Destek paketimiz geç kaldı, turizm sektörü bize kırgın ama merak etmeyin en kısa sürede yeni kararlarımız açıklanacak” diye özetlenebilecek umut dolu demeçler veriyor. Her sabah, bu gazla bugün Ankara’dan mutlaka olumlu bir haber çıkar umuduyla uyanıyoruz ve tam bu anda, aynı dönemde kimseden uyarı gelmeden, tartışılmadan, internete “son dakika” uyarısıyla düşen “Turizmde KDV oranları yükseldi !!!” haberi ile sarsılıyoruz.

Krizin ortasındayız, her sektöre destek var, vatandaş sokağa çıksın, para harcasın diye her yol deneniyor ama konu turizm olunca KDV’ye zam yapılıyor.

Yok bu değişiklik sadece şehir otellerineymiş, Antalya’yı çok bağlamazmış, açıklamaları sinirimi daha da katlıyor.

Kaç defa anlattık, turizmde “ama” olmaz. Otel oteldir, turist turisttir.

Ya bu işi tam yapacaksın ya da “Ben yokum” diyeceksin.

Ne istiyoruz belli?

Sadece rakiplerle aynı şartlara sahip olmak.

“Yunanistan, İspanya, Mısır ve diğerleri ne yapıyorsa biz de onu yapalım, başka ek bir desteğe gerek yok. Köstek olmayın yeter” diye yıllardır bağırıyoruz.

“Offf !!!” vallahi ben zaten çok sıkılmıştım gene içimi ateş bastı.

Yazmayacaktım, özellikle de bu konuda tek kelime etmeyecektim.

“Bana ne kardeşim, ben mi kurtaracağım bu ülkeyi? Seçilmişler, atanmışlar düşünsün” diyecektim, Mevlüt Yeni’nin “Turizm sektörü can çekişiyor” yazısını okuyunca duramadım. Her kelimesine katılıyorum ve altına imza atıyorum.

Eli taşın altında, hatta tüm vücuduyla bu işe dalmış biri olarak şimdi Mevlüt Yeni bu kadar net ve açık konuyu yazmışken bana susmak düşemezdi. Bu yüzden öfkemi de katarak size bu satırları yazdım. Turizmci olarak kendimi itilmiş, kakılmış hissediyorum.

Sakın üzülmeyin, çok uzun sürmez, yakında hem sektörden, hem de Ankara’dan büyüklerimiz çıkar, böyle zor bir yılda bile kırılan rekorları anlatmaya başlar, yeni çalıştaylarda alkışlarla kürsüye çıkarlar, uzun kırmızı kadife kaplı masalarda yeni imzalar atarlar ve biz de elimizde kalem, suratımızda o mahsun bakışla kalırız.

Yanılıyor muyum ey Mevlüt dostum?

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR