Başkandan çağrı var

Cumartesi Sabah Akdeniz’de Başkan Prof. Mustafa Akaydın’la  Mevlüt Yeni’nin başkanlığında, ekip olarak yaptığımız sohbetin detayları yayımlandı.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Hoca’mızla ilk defa aynı ortamda bulundum.

Daha önce hiç tanışmamış, konuşmamış, kendisini dinlememiştim.

Seçim öncesi propaganda döneminde ilanlardan ve gazete haberlerinden biraz bilgi sahibiydim ama dürüst olmam gerekirse görev dönemiyle ilgili planlarını yakından bilmiyordum.

Sağolsun son derece içten, sakin, zaman değerli olduğu için de detaylara çok girmeden ama konudan uzaklaşmadan sorularımıza cevap verdi.

Bu özel sohbetin yayım gününü kaçırmış olanlara tavsiyem, o sayfaları mutlaka bulup okumaları. Bugüne kadar Başkan’ın medyaya yansıyan yüzünden, sözlerinden farklı çok daha net, açık yorum ve görüşlerini bulacaksınız.

Öncelikle belirtmek istediğim, Hoca’mız kamuoyuna yansıyan ve zaman zaman tepki çeken ya da eleştirilen çıkışlarının, sözlerinin aslında tam olarak kendisine ait olmadığını ve üzerine yapıştırılmaya çalışıldığını bize hissettirmeye çalıştı.

Sadece muhalefetin değil sanırım zaman zaman kendi partisinin de eski dönemi vurmak isteyen ama Başkan’ın tarzı olmayan açıklamalarla Hoca’yı sıkıntıya soktuğunu tahmin ediyorum.

Başkan’ın  yasalara sıkı sıkıya bağlı, yönetmelikleri kuralları esneten ama yok saymayan bir yönetim tarzı belirleyeceğini, geçmiş dönemlerle ilgili konuşmayacağını, soru olursa açıklama yapacağını düşünüyorum.

En azından bizim yemekte bu hava vardı Başkan’ın sözlerinde.

Uygulama nasıl olacak, gelecek günlerde birlikte göreceğiz.

Bir de çağrı, aslında davet yaptı Akaydın Hoca, onu da buradan iletmek benim görevim diye düşünüyorum.

Başkan’ın sözlerini tam kelime kelime hatırlamıyorum ama onun ağzından özetini yaparsam: “Seçim öncesi ve sonrası Antalya turizminin farklı kesimleriyle geniş katılımlı bir toplantı yapamadık. Zaman ve ortam bulamadık ama şimdi burada söylüyorum her türlü davete açığım, ucu açık ve istenirse yarım gün, tam gün sürecek, sadece turizm konuşulacak ve herkesin görevi net olarak belirlenip, programlanacak bir toplantıya hazırım.

Burada görev Antalya turizminin seçilmiş, atanmış kadrolarına düşüyor.

Acilen Başkanı ve turizmcileri aynı çatı altında toplayıp kısa, orta vadeli programı yazıp, görev dağılımını yapmak yararlı bir adım olabilir. Sezon bitiyor, gelecek yıllar için Antalya kendi işini gene kendi görecek gibi, Ankara’dan ses geliyor ama görüntü henüz yakalanamadı, zaman akıyor…

Benim yetkim olsa bu toplantıyı bir otelde, hafta sonu iki gün konaklamalı yaparım, katılımcıların ailelerini de çağırırım. Gündüz turizm konuşur, akşam da bu ekibin birbirini daha yakından tanımasını sağlarım.

Olur mu?

Antalya’nın Başkanı hazır, sıra turizmin seçilmiş, atanmış liderlerinde.

 

Sayıyı bırak, paraya bak

 

Fettah Tamince’nin “Kaleiçi Buluşmaları”nda, kendisi dahil turizmin içinde yer alan herkesi yerden yere vurduğu  konuşmasının haberinden aldığım bu başlık çok hoşuma gitti.

“Cuk” oturmuş. Bu cümleyi aradan çekip, başlığa taşıyanları kutluyorum.

Ben toplantıya davetli değildim, haberim olsa kapıyı zorlardım ama atlamışım, katılamadım.

Üzüldüm, bu kadar renkli bir ortamda, klasik cümlelerin dışında gelişen bir buluşmada olmak isterdim.

Elbette Tamince’nin bu tespitine katılıyorum.

Aylardır, özellikle de bu yıl için benzer sözleri onlarca defa yazdım. Hatta bu gazetenin, Antalya’daki patronu Mevlüt Yeni, bu konunun ısrarla takipçisi oldu, “gelire dikkat, kaliteyi unutmayalım, rekor kırmak sadece kafa sayısıyla olmaz” diye üst üste can alıcı noktaları gündeme taşıdı. Turizm dernekleri başkanları seslerini duyurmak istedi, açıklamalar yaptı.

Dinleyen olmadı.

Bu çabalar yetmedi, kimse kafasını çevirip bakmadı.

Üstüne bir de yeni malum kararlar alındı, paket, sepet açıklanmadı. Bugünlere gelindi.

Sonunda Ankara’ya en yakın turizmcimiz bile dayanamadı, çıktı kürsüye gerçekleri bir defa da o dile getirdi.

Evet kelle sayarak bu iş yapılırsa, batarız. Elbette gelen turist sayısı önemlidir ama ne oranda kazandığımız, ne kadar kar ettiğimiz esas can alıcı rakamlardır.

Bunu herkes biliyor aslında ama günü kurtarmak için işin esasına bakılmadan rakamsal oyunlarla gün kurtarılıyor, işin özüne hiç girilmiyor.

Bu sezon Antalya için bir ders yılı olmuştur. Daha bitmedi ama herkes gerçeği artık kabullenmek zorundadır. 10 milyonların peşinde koşmadan, kar ettiren sayıda turisti daha geniş dönemlere yayıp, Antalya’ya getirmek için çalışmak artık kaçınılmaz olmuştur.

Yoksa Antalya turizmi batacaktır. Bunu  kabul etmeyen sadece gerçeği görmek istemeyenlerdir. Çözüm raporlarda, çalıştay sonuç açıklamalarında, defalarca alınan ama uygulanmayan ortak  kararların içindedir.

Artık Antalya turizmini yeniden karlı ve kazançlı hale getirmenin tek şansı kalmıştır; kafa saymaktan vazgeçip, geri adım atmadan kar ve kazanca oynamaktır.

Yardım ve destek şarttır. Ankara’sız bu iş olmaz. Eğer Ankara’nın bu  tarzda yaklaşımı ve oyalaması sürerse, iki yıla kalmaz, Antalya’da ekonomik kriz teğet olmaktan çıkar, göbekten yarar geçer. Benden söylemesi, bir defa daha yazması, umudumuz Tamince’de.

Belki sesine kulak veren olur, Ankara bu sefer duyar da bir adım onun hatırına Antalya turizmine de atar…

 

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

Yayın Tarihi
17.08.2009
Bu makale 9374 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!