''görme'' ve ''gösterme'' sanatı?

Açıkhava reklamlarında “hoş geldin kızım, oğlum, yeğenim, kardeşim” başlıklarını görünce çok şaşırdım. Belediye Rektörü ve Sayın Başkan, Akdeniz Üniversitesi’ne kayıt yaptırmak için gelen gençleri selamlıyormuş! Gençleri selamladığı, hoş geldiniz başlığının altında “megaboard”a tırmanmak suretiyle ancak okunabilen açıklamadan anlaşılıyor! Belediyenin faaliyetlerini anlatmaya çalışmak için “abuk subuk” başlıklar seçmenize gerek yok!  Belediye olarak vermiş olduğunuz hizmetler rafta satılan bir ürün değil! Bizler de belediye diye bir ürünün tüketicisi değiliz. Bilmiyorsanız, bu kısacık iktidar süresince unuttuysanız söyleyeyim; Biz halkız, vatandaşız.. Belediye hudutları içinde yaşayan şehir sakinleriyiz.. Köy ahalisiyiz.. Esnafız. Berberiz. Doktoruz. Hastayız. Öğrenci, öğretmen, boyacı, asker, bankacı, reklamcıyız. Hatırlatmak isterim; Biz bu şehirde yaşayan insanlarız. Büyük şehir denilmesinin bir nedeni, bu şehrin gerçekten öneminin büyük olmasıdır. Mesela bir faaliyetinizi bize duyurmak istediğinizde, doğrudan söyleyebilirsiniz. İnanın alıştıra alıştıra söylemenize gerek yok, sizden büyük sürprizler beklemiyoruz. Şaşırmayız! Akdeniz Üniversitesi’nin bir hizmetini iş edinip “megaboard”larınıza kadar taşıyorsanız, anlaşılır bir dil ve tasarımı “sipariş” edebilirdiniz. Bugüne kadar Açıkhava görsellerinde ciddiye alınacak bir faaliyetin duyurusuna da tesadüf etmiş değilim.
Tüm bunları yazarken
Film Festivalinin afişi ile gözgöze geldim! Önce bir göz hastanesinin Antalya’daki hastanesinin tanıtımı sandım. Yakından bakınca mesleğime “retouch” yaparak gözden geçirmem gerekiyor diye düşündüm. Ben de sizin gibi düşünüyorum ama bir farkla; “görme” ve “gösterme” kimseye bu afişi!
Sayın Hocam; Sayın Başkanım;
Bu şehirde yaşayan çok çok başarılı iletişim uzmanları var. Basın ve halkla ilişkiler uzmanları var. Bu şehirde yaşayan ve bu şehrin firmalarına da hizmet eden çok çok başarılı reklam ajansları var. Hatta bu şehirdeki tüm reklam ajanslarının, meslektaşlarımın eline su dökemez “ısmarlama” reklam ajansları! Bu şehirde yaşayan reklamcıların bir sivil toplum örgütü var! Festivale, hatta belediyeye, bu şehre hizmet edecek zeka, fikir, yetenek ve sorumlulukta pek çok meslektaşım var ve hepsi inanın Antalya’ya neyin yakışacağını çok ama çok iyi biliyor.
Evinizden makamınıza giderken yolda tabelasını gördüğünüz herhangi bir ajansın kapısını çalın!
Size “fayda” sağlayacak cin fikirleri olan gerçek bir şehir sevdalısı ile karşılaşacaksınız! Size oy verip vermemiş olabilir; aynı ortak onurla bir arada olduğunuzu anlayacaksınız: Antalyaya hizmet etme onuru ile!

Sizden, mesleğim adına bu onuru Antalyalı meslektaşlarıma vermenizi rica ediyorum!

  
Hüsamettin Oğuz
husamettinoguz@gmail.com

Yayın Tarihi
14.09.2009
Bu makale 9093 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
SEN NE KADAR KONUSURSAN KONUS ANLAYABİLECEKLERİ SOSYAL DEMOKRATLIKLARI KADARDIR. SIĞDIR SIĞ... BUNLARA KAĞIT KAYIK KOY GÖVDESİ DİBE VURUR. ANTALYA PİYANO FESTİVALİ İÇİN KULAKLI VE PARMAKLI AFİSLERİ BEKLİYORUZ :)...

Cihan İşbaşı 24.10.2009

ben de bu açık hava reklamlarındaki mesajı çözememiştim, sağolun sayenizde öğrendim. Ancak neden bu kadar uğraşmam gerekti? Her işi uzmanına bırakmalı, aklın yolu birdir.

Şaduman Oğuz 19.09.2009

Sayın Oğuz'un kalemtraşı giderek daha iyi çalışıyor, uçlar daha da sivriliyor. Haksız mı? Sonuna kadar haklı! Bir Antalya Belediye Başkanı'nın herşeyden önce ve 'her haliyle Antalyalı' olması gerekiyor! Değerli Başkan, bir reklamcının hasta muayene etmesini ister mi diye de düşünüyor insan...

Şükrü Aykutlu 15.09.2009

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!