Neşeliyiz ama mutlu muyuz?

Çocukluğumun en önemli dörtlüğüydü; “Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan!”
Evet; neşeliyiz bugün…
Büyük önder Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun üzerinden 90 yıl geçmiş olsa da, ilk günkü heyecanı yaşayan ve yaşatan bir toplumun ferdi olmak neşe veriyor; gurur veriyor; onur veriyor.
Ama mutlu muyuz?
Hayır…
Geleceğe doğru bakarken, Atatürk’ün çocuklarına bırakacağımız vatan, devlet ve toplumla ilgili kaygılarımız yok mu?
Var…
Ekonomik ve sosyal sıkıntılarımızdan kurtulmayla ilgili umudumuz var mı?
Yok…
Aziz Atatürk ve silah arkadaşlarının “sath-ı müdafaa” diyerek düşmanlardan temizlediği ve bize vatan diye bıraktığı bu topraklarla ilgili endişelerimiz yok mu?
Var…
Tüm olumsuzluklara ve mutsuzluklara rağmen, bu ülkede güzel şeyler de olmuyor mu?
Oluyor…
Ama yine de mutsuz muyuz?
Evet…
“Paranoyak” bir toplum olduk aslında bir hayli…
“Komplo teorileri”ne bayılıyoruz mesela…
Kendimizi kötülemeye, kendimize hakaret etmeye, kendimizi aşağılamaya doyamıyoruz.
Ve tabii…
Mutsuzuz!
Doğaldır ki, mutlu olmak için, en başta özgüven gerek…
Tıpkı Atatürk’ün dediği gibi, “Türk; öğün, çalış, güven!”
“Ne alaka?” demezseniz size farklı bir pencere açacağım şimdi…
“Özgüven”e dair bir pencere…
Alanya ekonomisinin iki lokomotifinden birisi inşaat sektörü…
Ve tabi ki yabancıya mülk satışı…
Yabancıya mülk satışının önü açılmadıkça sektör de kaybediyor, devlet de…
Sadece para kaybetsek iyi, “imajımızı” da kaybediyoruz ne yazık ki…
Yabancıların güvenini kazanamadığımız gibi, Türkiye’ye olan bakış açıları Uganda’dan farklı olmuyor.
Mesela, Rusya’dan inanılmaz bir talep var ama Ruslar’ın önüne tapu engeli çıkıyor.
Ruslar’ın milyar dolarları başka ülkelere akıyor.
Kardeş dediğimiz Azerbaycanlılar’a da tapu veremiyoruz örneğin…
Gaz ve petrol zengini Azeriler’i Avrupa’ya kaptırıyoruz bu yüzden…
“Vatan toprağı yabancıların eline geçiyor” gibi bir fobiye kapılmak hem komik ve hem de gerçekçi değil…
ABD’nin Miami’sinde gayrimenkullerin yüzde 85’i yabancılara ait…
Ama, hiçbir ABD vatandaşı çıkıp da, “Miami elden gidiyor” diye feryat figan etmiyor…
Bizde daha bu oran tek haneli…
Yüzde 2-3 bile değil henüz…
Almanya’da 2 milyondan fazla Türk yaşıyor mesela…
En az yarısının Almanya’da sahibi olduğu gayrimenkul yok mudur?
Yani 1 milyon kadar…
Tahmin edin bakalım?
Kaç tanedir sizce?
Sıkı durun…
Almanya’da Türk nüfustan fazla gayrimenkulü var Türkler’in… (2004 rakamı 1 milyon 853 bin)
Yani, bir Türk, iki hatta üç ve daha fazla gayrimenkule sahip…
Almanlar bundan rahatsızlar mı? Hayır…
Ama, Türkler’in tutum ve davranışlarından, uyumsuz oluşlarından rahatsızlar…
Alman hükümeti, isterse Türkler’in mülk almasını engeller mi? Engeller…
Yapar mı? Yapmaz…
Çünkü, Almanlar kendileriyle barışık bir toplum…
Alman nüfusunun yüzde bilmem kaçı kadar Türk mülk edinmiş, bu onları pek de ırgalamıyor açıkçası…
Türkler’in Alman ekonomisine katacağı insan gücü, yaratacağı katma değer ve acı ama tuvaletçilik, çöpçülük vs gibi Alman’ın yapmak istemediği “pis işler”i yapmaları çok daha önemli…
Olaya biraz da bu pencereden bakmalıyız…
Eski demir perde rejiminden kalma “milli kuşkuculuk”la kendi kendimizi neden mutsuz ederiz; anlamak mümkün değil…
Evet…
Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan!

Yayın Tarihi
23.04.2010
Bu makale 11653 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!