Baykalsız Türk solu

Seveni de sevmeyeni de aynı görüşte…
Deniz Baykal, sol cenahın en karizmatik lideriydi ve Türk siyasetinde derin izler bırakarak gitti.
Ancak, Aziz Yıldırım’ın "Bir gün herkes Fenerli olacak" dediğinden beri memlekette Fenerli sayısı giderek azaldığı gibi, CHP Genel Başkanı seçildiği günlerde Baykal da "Bir gün herkes solcu (sosyal demokrat) olacak" demiş ancak, 1991 seçimlerinde sağcı Demirel, sosyal demokrat söylemlerle iktidara gelmişti.
O gün bugündür Türk solu iflah olmadı tıpkı Fener gibi!
Alanya ziyaretinde merhum İsmail Cem'e sohbet sırasında, "Türk solu ne zaman birleşecek?" sorusunu sormuştum.
"Birleşmenin önündeki en büyük engel Baykal" demedi belki ama, "Az olsun bizim olsun mantığıyla hareket edenler (Baykal’ı kastediyor) olduğu sürece solda birlik zor" imasında bulunmuştu.
Elbette, Baykal’ın, “uzlaşmaz” tutumu değil miydi, CHP’nin sol cenahta liderliğinin tartışılır hale getiren…
Ecevit’in DSP’si, Karayalçın’ın SHP’si, Sarıgül’ün TDH’si hep Baykal’a rağmen kurulmadı mı?
Sol seçmende, Baykal’a karşı bir ipotek, bir rezerv hep vardı zaten…
“Baykal için oy veriyorum” diyenler, “Baykal olmasa oy verirdim” diyenlerden çok fazla değildi ki…
Hatalarıyla sevaplarıyla Baykal dönemi şimdilik bitti CHP’de…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Gandi”liği, “Ecevit”liği bir yana, asıl gerekli olan “liderlik ve devlet adamlığı” kumaşı nasıldır, onu görmek gerek…
Bizim medyanın velvelesine kanmamak lazım…
Merhum İsmail Cem’i de gaza getirdiler.
Kemal Derviş’i de…
Hatta Sarıgül’ü de…
CHP’lilere tavsiyem, dereyi görmeden paçaları sıvamadan temkinli yaklaşmakta yarar var.
Baykal’ı tümüyle “yok saymak” yerine, günün birinde yeniden ona ihtiyaç duyulabileceğini dikkate almak zorunda CHP’liler…
Yok oldu sandığımız siyasetçiler, yıllar sonra tekrar karşımıza çıkmadılar mı?
1970'lerin Türkiyesi'nde kardeş kardeşe kurşun sıkarken seyrine bakan siyasilere 10'ar yıllık siyaset yasağı konulmamış mıydı?
Demirel, Ecevit, Türkeş ve Erbakan'ın yasakları milleti o kadar cezbetti ki, 1987'de referandumla kılpayı da olsa kaldırılmadı mı?
Nitekim, 12 Eylül'deki o büyük temizlikten sonra, "Yok oldu, öldü, artık bir daha dirilemez" denilen Demirel 1991'de gelip Başbakan, 1993'te Cumhurbaşkanı olmadı mı?
12 Eylül'ün yasaklılarından Erbakan, 1996'da Refahyol hükümetinin Başbakanı değil miydi?
Yine yasaklı (Merhum) Ecevit, 1998'den 2002 Kasım’ına kadar bu ülkenin Başbakanlığını yapmadı mı?
Biraz erken ölmeseydi Türkeş de ya Başbakandı bu ülkede ya da Başbakan yardımcısı...
Bahçeli'nin 1999'da yakaladığı çıkışı Türkeş de yakalayabilirdi muhtemelen...
Bakıyorum etrafıma; herkes ağız birliği etmiş gibi Baykal’ı siyaseten toprağa gömmenin peşinde...
Oysa Baykal, kolay kolay pes edecek adam değil…
Bu kadar kolay teslim olacak adam hiç değil…
Kendisine uygulanan siyasi linçin de farkında…
Tayyip Erdoğan'ın başarısının ardında ona uygulanan siyasi linçin katkısı yok mu sanıyorsunuz?
Bu milletin mağduru ve mazlumu nasıl sahiplendiğini birçok örnekte görüp yaşamadık mı?
Baykal’ın kaderine kırgınlığı boşuna değil…
Kaderin bir gün onu, “phoenix” gibi küllerinden yeniden doğuracağına inanıyor çünkü…
Neden olmasın?

Yayın Tarihi
21.05.2010
Bu makale 11776 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!