AKP kendini sorgulamalı

Zaman su gibi akıp gidiyor.
Dün gibi bugün gibi…
29 Mart yerel seçimlerinin üzerinden 16 ay, Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu’nun AKP’ye geçişinin üzerinden bir yıl geçti.
29 Mart seçimlerinin sonuçlarını hatırlayalım:
MHP’nin 2 belediyesi vardı; 7 oldu.
AKP’nin 8 belediyesi vardı 4’e düştü.
DP’nin 2 belediyesi vardı 3 oldu.
CHP’nin hiç belediyesi yoktu; 2 belediyesi oldu.
Seçimin ‘mutlak mağlubu’ AKP idi.
Diğer partiler karlı çıkmışlardı.
Ancak, iktidar partisidir daima sorgulanması gereken…
Halkın hizmet beklediği partidir neticede…
Muhalefet adı üstünde muhalefet; eser-gürler, o kadar…
Her şeye rağmen, 12 Temmuz’da Sipahioğlu’nun AKP’ye geçişi sonrasında beklentiler tavan yapmıştı hatırlayın…
“Hadi gözümüz aydın, Alanya İL oluyor” diyenler mi ararsınız, “Havalimanı açılıyor, uçaklar iniyor” diyenler mi?
Hele bir de Başbakan Erdoğan’ın 29 Temmuz’daki sürpriz ziyareti yok mu…
“Antalya’daki hezimetin acısını Alanya’ya önem vererek çıkartacak, Antalya’ya adeta nazire yapacak” demiştik hep bir ağızdan…
Ne kadar da umutlanmıştık, müjdeler alacağız diye…
Müjde vermemişti belki ama umut saçmıştı giderken…
İl olmamız an meselesiydi.
Havalimanına ilk kendisi inecekti.
Bir değil iki üniversite yoldaydı.
“ELDE VAR ÜÇ” demiştik hatta…
Bu üçü cebe koyalım; dahası da var demiştik…
Maalesef; üçün biri gerçekleşme yolunda; havalimanı…
Gecikme var ama mesafe aldık sayılır.
Diğerlerinde somut bir aşamaya gelebilmiş değiliz henüz…
Hem de Alanya siyasi gücünün zirvesindeyken…
Meclis Başkanı bizden…
Başbakan bize yakın…
Hükümetin en güçlü Bakanı (Arınç) içimizden biri…
Milletvekilimiz Avrupa’nın zirvesinde…
AKP’nin en önemli aktörleri (Haluk İpek gibi) Alanya’nın gediklisi…
Eeee…
Sorun ne o zaman?
Hani, lastik reklamında ne diyor tok sesli adam; “Kontrolsüz güç, güç değildir!”
Bu gücü kontrol etmesi gereken kişi ve kurumlar “derin” bir çatışma içerisinde…
AKP’ye geçen Sipahioğlu, teşkilatı takmıyor.
Teşkilat, Sipahioğlu’nu umursamıyor.
Milletvekili, teşkilatı sevmiyor.
Teşkilat, milletvekilini istemiyor.
Herkes birbirinin kuyusunu kazıyor.
Olan da bize oluyor.
Alanya’nın en etkin olabileceği ve en kıymetli zamanı su gibi akıp geçiyor.
Şimdi, hepsine teker teker sorarsanız, her biri kendince haklıdır; her biri en yoğun bir biçimde Alanya için çalışıyordur.
Kimse yoğurdum ekşi demez.
Ama, benim bildiğim ve gördüğüm bir gerçek var; o da Alanya patinaj yapıyor.
Ve bu filmi geri sarmak mümkün değil…
Hepimiz seyirciyiz.
İzleyip unutacağız.
Ancak, tarih asla affetmeyecek!