İREM’İN HAYATI AYNI ANDA BAĞIŞLANACAK KALP VE BÖBREĞE BAĞLI

 İREM’İN HAYATI AYNI ANDA BAĞIŞLANACAK KALP VE BÖBREĞE BAĞLI  
  - ANTALYA'DA YAŞAYAN 15 YAŞINDAKİ LİSE ÖĞRENCİSİ İREM ALTUNTAŞ'IN SAĞLIĞINA KAVUŞABİLMESİ İÇİN AYNI ANDA HEM KALP HEM BÖBREK NAKLİ OLMASI GEREKİYOR  
  - İREM’İN EN BÜYÜK HAYALİ İSE OKULUNA KAVUŞMAK VE LUNAPARKA GİDEBİLMEK  
  - HAVA SICAKLIĞININ 40 DERECEYE ULAŞTIĞI ANTALYA’DA İREM’İN GÜNLÜK TÜKETEBİLECEĞİ SIVI İSE 1 LİTRE  
  - ANNE FATMA ALTUNTAŞ:  
  -"KIZIM HAYAT DOLU, O SOLMASIN"

  (FOTOĞRAFLI)

İSA AKAR-ALPARSLAN ÇINAR
Antalya'da yaşayan 15 yaşındaki lise öğrencisi İrem Altuntaş'ın sağlığına kavuşabilmesi için aynı anda hem kalp hem böbrek nakli olması gerekiyor. İrem’in en büyük hayali ise okuluna kavuşmak ve lunaparka gidebilmek.  
  Antalya'nın Kepez ilçesinde yaşayan emekli Ramazan Altuntaş(52) ve ev hanımı Fatma Altuntaş (44) çiftinin iki çocuklarından 15 yaşındaki kızları İrem Altuntaş’a 9 yıl önce yüksek tansiyon şikayetiyle götürüldüğü hastanede böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. AÜ Hastanesi’nde tedavisine başlanılan İrem, diyalize girmeye başladı. Anne ve babasından böbrek nakli yapılması için 2005 yılında Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne başvuran İrem’e anne ve babasında şeker hastalığı olması nedeniyle nakil yapılamadı. 5 yıllık diyalizin ardından İrem’de kalp yetmezliği de başladı.
  Böbrek nakli için Sağlık Bakanlığı Ulusal Bekleme Listesi’ne kayıt yaptıran İrem'e 9 yıl boyunca kadavradan uygun böbrek bulunamadı. AÜ Hastanesi’nde doktorlar İrem’in sağlığına kavuşabilmesi için kalp ve börek naklinin aynı anda yapılması gerektiğini söylediler. İrem’in bir diğer şansızlığı ise 4 ay gibi kısa süre içinde uygun donörlerin çıkmasına rağmen ailelerin orgdan bağışında bulunmamaları oldu.
  Kızının sağlığına kavuşmasını isteyen ev hanımı anne Fatma Altuntaş, kızı İrem’i 9 yıl önce yüksek tansiyon şikayetiyle hastaneye götürdüğünü ve böbrek yetmezliği teşhisinin konulduğunu söyledi. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ndeki 5 aylık tedavinin ardından İrem’in periton diyalizine girmeye başladığını dile getiren anne Altuntaş, "5 yıl süren diyalizin ardından İrem’de kalp yetmezliği başladı. Geçtiğimiz Ocak ayında İrem’e kalp naklinin yapılmasını söylediler. Böbrek nakli için Sağlık Bakanlığı’nın ulusal bekleme listesindeydik. Ardından Nisan ayında da kalp sırasına yazıldık" dedi.

  "UMUTLA BEKLİYORUZ"
  Eşi Ramazan Altuntaş ve kendisinin şeker hastalığı olması nedeniyle organ vericisi olamadıklarını ifade eden anne Altuntaş, "Başka vericimiz de yok. Tek umudumuz kadavra. İrem’e aynı anda hem kalp hem böbrek nakli gerekiyor. Merakla bekliyoruz. Yetkililerden aldığım bilgiye göre İrem’e uygun 8 tane beyin ölümü gerçekleşmiş ama verici aileleri ikna edememişler. Bağışların yetersiz olduğunu öğrendik. Umutla bekleyişimiz devam ediyor" dedi.

  ÖĞLENE KADAR OKUL, AKŞAM DİYALİZ
  İrem’in hastalığı nedeniyle okulundan geri kaldığını kaydeden anne Altuntaş, "Öğretmenleri yorulmasını istemiyor. Öğlene kadar okula gitti. Akşam ise diyalize girdi. Arkadaşları ile oynayamadı. Okumayı çok istiyor. İrem derslerinde çok başarılı bir öğrenci. Ama hastalığı onu bütün yapacaklarından alıkoyuyor" şeklinde konuştu.
  TÜM SIVI HAKKI 1 LİTRE
  Bütün insanlardan organ bağışına duyarlı olmalarını isteyen anne Altuntaş, "Yaşamayan anlamaz. Organlar hayat bulacağına başka canlarda can bulsun. İrem su içemiyor. Kalbi de rahatsız olduğu için İrem, fazla sıvı tükettiği zaman daha fazla diyalize girmesi gerekiyor. İrem’in günde alabileceği bütün sıvının miktarı 1 litre. Kızım hayat dolu. O solmasın. Herkesin duyarlılığını bekliyorum" diye konuştu.
  LUNAPARKA GİTMEK İSTİYOR
  15 yaşındaki lise 2’inci sınıf öğrencisi İrem Altuntaş ise tüm olumsuzluklara rağmen hayata olumlu yaklaştığını dile getirerek, "Bir çok zorluk yaşıyorum. En önemlisi okula gidemiyorum. Üzülüyorum. Ailemle gezmek istiyorum.  Tansiyonum yükseliyor, zor nefes alıyorum. Sağlığım iyi olsa şu an lunaparka gitmeyi çok isterdim. Okuluma devam edersem avukat veya iç mimar olmak istiyorum" ifadelerini kullandı.
  İrem Altuntaş, organ bağışına konusunda herkesin duyarlı olmasını iisteyerek, "Herkes organlarını bağışlasın. Zaten ölünce bir işe yaramıyor. Sevdiklerinin kalbinin bir başkasında yaşaması onları da mutlu eder" dedi.