SİVİL TOPLUM

ANSİAD İNŞAAT SEKTÖR GRUBU TOPLANTISINDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ TARTIŞILDI

Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) İnşaat Sektör Grubu özellikle, İstanbul’daki 11 kişinin ölümü ile sonuçlanan asansör faciasından sonra, gündemde yerini alan İş Sağlığı ve Güvenliği konusunu masaya yatırdı. İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda 6331 Sayılı Yasa'nın, çözüm getirmediğini, yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini dile getiren Makine Mühendisleri Odası Başkanı Ümit Büyükeşmeli, “Yasa, öncelikle uluslararası ölçekte değil. İkincisi taşeronlaşmanın önünü açıyor. Bakanlık kamusal denetimden ayrılmış, sorumluluk uzmana yüklenmiş. Uzmanın parasını, denetlediği işveren veriyor. İnşaat işinde seçtiğimiz uzmanın asıl mesleğinin ne olduğuna bakmıyoruz bile. Gıda Mühendisi inşaat işinde uzmanlık yapıyor. Yasaya uygun. Biyolog uzman bile var” dedi. Büyükeşmeli Antalya'daki asansörlerin üçte birini denetlediklerini, yüzde 85'nin kullanılamaz durumda çıktığını açıkladı.

Antalya Tenis İhtisas Kulübü (ATİK) salonunda düzenlenen İnşaat Sektör Grubu Başkanı İbrahim Şencan Başkanlığındaki toplantıya konuşmacı olarak katılan A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Nasuh Boztepe; “İş Kazaları ve Hukuki Sonuçları”, Makine Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ümit Büyükeşmeli: “İnşaatlarda İş Ekipmanları ve Kaldırma Vasıtaları” ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı  İş Teftiş Kurulu Başkanlığı'ndan İş Müfettişi  Dr. Uğur Koç da  “İnşaatlarda İş Sağlığı ve Güvenliği Teftişleri” konularında birer sunum yaptılar. ANSİAD Başkanı Ali Eroğlu ile Yönetim Kurulu üyeleri ve İnşaat Sektörü üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantı, ilgi ile izlendi.

 A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Nasuh Boztepe bugüne kadar 1.785 kişiye kurs verdiğini ve 55 işyerine danışmanlık yaptıklarını söyledi. Boztepe, iş güvenliği uzmanının görevlerini şöyle anlattı:

“İşyerinde meydana gelen bir kazanın ardından iş güvenliği uzmanı olarak önce bu işçinin işyerinde kaydı var mı? Sigortası var mı? Çünkü sigortasız çalıştıramazsınız. İnşaat sektörüne uygulanan bir özellikle gece saat 24'e kadar işçiyi sigortalı yapabilirsiniz. İkinci olarak, çalışan işçinin özlük dosyası var mıdır?  Bu dosya içeriğinde işyerinin tehlikeli, az tehlikeli ve çok tehlikeli statüsüne göre işçi ile ilgili bazı evrakların bulunması gerekir. Bunlar içinde SGK kayıtları, işçinin aldığı eğitimler ve belgeleri ile çalışabilir durumda olduğunu gösteren sağlık raporunun bulunması gerekir. Eğitim belgelerinin Milli Eğitim Bakanlığı onayı gerekmektedir. Eğitim almadan işe alınmışsa en kısa zamanda eğitimin verilmesi gerekir, işçi de bu eğitime itiraz edemez. Bunlardan herhangi birinin olmaması ve bu işçinin kaza geçirmesi, tamamen suçun işverene geçmesini sağlar. Bu belgelerin özlük dosyasında bulundurulmamasının ayrıca para olarak cezai müeyyidesi de mevcuttur.”

Mesleki eğitim konusunda, derslerin bir uzman tarafından verilmesi koşulu ile sivil toplum ve meslek örgütlerinin de bu işi organize edebileceğine dikkat çeken Nasuh Boztepe, bu misyonu ANSİAD'ın da üstlenebileceğini sözlerine ekledi.

MAKİNE MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI ÜMİT BÜYÜKEŞMELİ

Daha sonra kürsüye gelen Makine Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ümit Büyükeşmeli,  “İnşaatlarda İş Ekipmanları ve Kaldırma Vasıtaları” konusunda bir sunum yaptı.

Yasal düzenlemeler konusunda siyasilerin hatalarını dile getirerek sözlerine başlayan Büyükeşmeli, “Kaza olunca Yasa, deprem olunca Yasa, dolu yağınca sigorta çıkarıyoruz. Oysa bunlar olmadan tedbirleri almalı ve yasaları hayata geçirmeliyiz. Mühendisler olarak görevimiz; iş kazalarının hiç olmaması için çalışmaktır. Ancak şuna da karşıyız; Yarın işimiz var, kahveden 10 kişi çağır yardım etsin... Ya da 'Üç yıldır şantiyede çalıştı, belgeyi verelim' sistemine de karşıyız. Biz şantiyede çalıştırdığımız insanları doğru eğitmiyorsak, bizde bir yanlış var. İşçi arkadaşımızın baretini takmaması o'nun suçu, bareti takma alışkanlığını vermemek bizim suçumuz” dedi.

6331 Sayılı Kanunun, İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarına  çözüm getiremediğini söyleyen Büyükeşmeli, bu konudaki görüşlerini de şöyle açıkladı:

“Yasa, öncelikle uluslararası ölçekte değil. İkincisi taşeronlaşmanın önünü açıyor. Bakanlık kamusal denetimden ayrılmış, sorumluluk uzmana yüklenmiş. Uzmanın işveren karşısında herhangi bir yaptırım gücü yok. İnşaat işinde seçtiğimiz uzmanın asıl mesleğinin ne olduğuna bakmıyoruz bile. Gıda Mühendisi inşaat işinde uzmanlık yapıyor. Yasaya uygun. Ama seçimi yasa işverene bırakmış, o zaman Gıda Mühendisi seçmeyeceğiz. Biyolog bile uzman var.”

İstanbul'da 11 kişinin ölümü ile sonuçlanan asansör kazasına da değinen Başkan Büyükeşmeli, normal şartlarda bir asansörün 3 ayda bir bakımının yapılması gerektiğini hatırlatarak, “Şayet asansör 3 vardiya, 24 saat çalışıyorsa bakım süresinin bir aya indirilmesi gerekir. Bu kazadaki asansörün fren sisteminde bir arıza olduğu konusunda İstanbul Şubemize başvuru yapılmış. Onarım sonrası, Oda'dan gerekli onay alınmadan asansörü çalıştırmaya başlamışlar” dedi.

İş kazalarında basit kurallara taviz verilmemesinin hayat kurtardığına dikkat çeken Büyükeşmeli, şöyle devam etti:

“İş makinesi kullanıcısı mutlaka sertifikalı olmalıdır. İş makinesini yetkisiz kimseler kullanmamalıdır. Her makine çalıştırılmadan önce kontrol ve test edilmelidir. Bu tür inşaatlarda yük ve insan birlikte taşınmaktadır. Şayet böyle bir durum varsa, yük mutlaka sabitlenmeli ve herhangi bir kaza anında o yükün, beraberlerindeki insanlara zarar vermesinin önüne geçilmelidir. İstanbul'daki asansör faciası 2014 Türkiyesi’nde olmaması gereken bir kaza. Makinenin başında gözetmen yok. Makine 3 vardiya çalışıyor, gözetmen ise bir vardiya.”

Konut asansörleri ile yük asansörlerinin farklı statülere sahip olduğunu dile getiren ve konutlarda bakımın aylık olduğunu ve ayrı ruhsata tabi olduğunu anlatan Makine Mühendisleri Odası Başkanı Ümit Büyükeşmeli şöyle devam etti:

“Bakımını yaptığımız 3 ayrı renkte etiket veriyoruz. Bunlar kırmızı, sarı ve yeşil etiketler. Kırmızı kesinlikle binilmez anlamına geliyor. Sarı etiket onarım yapılmalı, yeşil de sağlıklı asansörü işaret ediyor. Maalesef Antalya'da mevcut asansörlerin üçte birini (Muratpaşa ilçesi)  denetledik. Kırmızı etiket yüzde 85'lerde. Bu oran Türkiye genelinde de yüzde 85'lerde.”

Antalya'da 10 bini Muratpaşa ilçesi olmak üzere, 3 bin Konyaaltı ve 2 bin de Kepez’de 15 bin asansör bulunduğuna dikkat çeken Büyükeşmeli, asansör kazalarında apartman yöneticisinin sorumlu olduğunu da dile getirdi. 

İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda yasanın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini dile getiren Başkan Büyükeşmeli, “kamu denetiminin ön planda olduğu, ulusal politikaların desteklendiği bir formül için yasa yeniden gözden geçirilmelidir. En önemlisi de firma kendisini denetleyen firmayı, parasını ödeyen işveren olarak seçmemeli. En azından parasal ilişkisi olmamalı” dedi.

İŞ MÜFETTİŞİ DR. UĞUR KOÇ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi, İnşaat Mühendisi Dr. Uğur Koç da, öncelikle ana başlıkları ile 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile ilgili bilgi verdi. Yasanın üç temel ayağı olduğunu, Devlet-Çalışan-İşveren üçgeninin sistemi oluşturduğunu söyleyen Dr. Koç, “Çalışanlar ve işverenler açısından yasa tam bilinmiyor. Örneğin çalışanların; -Çalışmaktan kaçınma hakkı- var. Hiç bir çalışan bunu bilmiyor. Çalışan işçi sayısına göre 'Çalışan Temsilcisi'nin seçilmesi lazım. Uygulamada böyle bir temsilcilik yok. Bu konuda yasa çok açık. Örneğin 2-50 arasında işçi çalışıyorsa o işyerinde işverenle muhatap olacak bir işçi temsilcisinin olması gerekiyor. İşyerinde 500 işçi varsa 4 çalışan temsilcisi seçiliyor” dedi.

Bakanlığın teftiş politikasının illa cezalandırmak olmadığını söyleyen Dr. Uğur Koç, “Asıl politikamız; rehberlik eden, bilgilendiren ve bilinçlendiren bir politikadır. Bir işyeri risk değerlendirmesi yaptırmışsa bizim için çok önemli, o'nun üzerinden yapılan denetim bize olumlu sonuçlar verir” diye konuştu.

Türkiye'deki, inşaat sektörü ile Almanya'da inşaatlardaki uygulamaları görsellerle mukayese eden Dr. Uğur Koç, şantiyelerde alınması gereken güvenlik önlemleri ile ilgili örnekler verdi.

Toplantının soru-cevap bölümünde ise sektör temsilcileri de katkıda bulunarak, “Sektörde en önemli sıkıntı, yasaların yürütülememesi. İnşaatı denetlemek için Yapı Denetim Firmalarına parasını ödeyen müteahhit denetleniyor. Bu yetmiyor, ruhsatı veren belediye yeniden denetliyor. İşini iyi yapanla, kötü yapan arasında hiç bir fark yok. Bu konuda kamunun ödül-ceza uygulaması getirmeli” dediler.

Yayın Tarihi
29.09.2014
Bu haber 3496 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu habere ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!