DENİZ BAYKAL LİDERLER TURUNU TAMAMLADI

 AHMET UMUR ÖZTÜRK/ ANKARA 

 CHP’nin Meclis Başkanı adayı Deniz Baykal, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüşmesiyle ilgili, "Çok verimli, yararlı, güzel bir görüşme yaptım. Sayın Başkana ve arkadaşlarına teşekkür ediyorum" dedi.  
  CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, TBMM Başkanlığı için destek turu kapsamında son olarak HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etti. Baykal, Demirtaş ile makamında görüştü. Demirtaş ile gerçekleştirdikleri görüşme sonrası çıkışta gazetecilere açıklamalarda bulunan Baykal, "TBMM başkan adayı bir milletvekili olarak bugün başladığımız siyasi partilerimizin genel başkanlarını ziyaret aşamasında Sayın Selahattin Demirtaş'ı ve yakın çalışma arkadaşlarını ziyaret ettim. Türkiye'nin seçim sonrası siyasi ortamını, önümüzdeki sorunları, hükümet, Meclis yönetimi ve uzun vadeli Türkiye'nin demokratikleşmesine yönelik gelişmeleri, sorunları, kapsamlı bir şekilde değerlendirme imkanı buldum. Çok verimli, yararlı, güzel bir görüşme yaptım. Sayın Başkana ve arkadaşlarına teşekkür ediyorum" dedi.
  Ziyaretini "nezaket ziyareti" olarak niteleyen Baykal, bu ziyarette bir aday olarak ben Meclis Başkanlığı'na yönelik anlayışını, Türkiye'nin son siyasi tablosuyla ilgili değerlendirmelerini, bu olayları nasıl gördüğünü içtenlikle aktardığını belirtti. Baykal, "Nasıl bir Meclis Başkanlığı gerekiyor, ben nasıl davranmak durumundayım? o konudaki anlayışımı söyledim. Bunun dışında ülke siyasetiyle ilgili pek çok konuyu da kapsamlı sayılacak bir çerçevede ele aldık, değerlendirdik. Güzel bir görüşme oldu" diye konuştu.

  "KARARI 550 MİLLETVEKİLİ ALACAK"
  Ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Baykal, "Turunuzun sonunda başkanlık için konuştunuz mu?" sorusuna, "Bu işler kişisel duygularla çözülecek konular değil. Kararı 550 milletvekili alacak, TBMM kararlaştıracak. Ben şu anda bir aday olarak görevimi yapıyorum. Benim görevim, anlayışımı partilere anlatmak, aktarmaktır. Açık, dürüst, net, şeffaf bir şekilde ne düşünüyorum, ne yapma peşindeyim, neye ihtiyacı olduğu kanaatindeyim ülkenin, bu konudaki düşüncelerimi seçim öncesi açıkça söylemem gerekir diye düşündüm, şimdi de onu yapıyorum. Aynı şeyi Sayın Bahçeli ile Sayın Davutoğlu ile görüştüm, şimdi Sayın Demirtaş'la görüştüm, aynı şeyi daha önce Sayın Kılıçdaroğlu ile görüştüm. Buna ihtiyaç var. 'Nasıl yapılır Meclis Başkanlığı?' sorusuna verdiğim cevap budur" yanıtını verdi.

  "DOĞAL OLARAK HER PARTİ KENDİ ADAYINA OY VEREREK YOLCULUĞA ÇIKACAK"
  "Liderlerden aldığınız izlenim nedir? Sizin veya başka bir aday üzerinde uzlaşma ihtimali görüyor musunuz" sorusunu cevaplayan Baykal, "Her partinin adayı var. Doğal olarak her parti kendi adayına oy vererek bu yolculuğa çıkacaktır. Ama süreç içinde ne olacağını hep beraber göreceğiz, yaşayarak hep beraber. Meclis Başkanlığı'nın ötesinde Türkiye'nin uzlaşmaya ihtiyacı var. Meclis Başkanlığı eninde sonunda çözülür, iki gün içinde çözülür. Ama Türkiye'nin uzlaşmaya, birbirini anlamaya ihtiyacı var. Türkiye'nin temel dinamiklerinin, güçlerinin birbirini kavramaya, birbirine saygı göstermeye, işbirliği yapabilir bir ortam yaratmaya ihtiyaç var. Meclis Başkanlığı seçimi de buna katkı yapıp yapmayacağı için önemlidir" ifadelerini kullandı.
  "HDP'den herhangi bir destek mesajı aldınız mı?" sorusuna ise Baykal, "Böyle bir turlara yönelik müzakere olmadı. O çerçevede konuşmadık, genel konuştuk, ülke konularını konuştuk. Her parti kendisi takdir edecektir daha Anayasamıza göre her milletvekili kendisi takdir edecektir. Yaşayacağız, göreceğiz" yanıtını verdi.

  "BİR FORMÜL ÖNERMEK BENİM KONUMUNDA MÜMKÜN DEĞİL"
  Baykal, son olarak "Koalisyon konusunda Sayın Deniz Baykal'ın görüşleri nelerdir?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
  "Bir formül önermek benim konumunda mümkün değil yani ben siyasi parti adına konuşma konumunda değilim. Ama bir an önce bir uzlaşmaya ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Bu seçimler Türkiye'de parlamento düzeyinde çok yüksek düzeyde temsiliyet sağladı. Halkın yüzde 87'si seçime katıldı. Bu bir rekordur. Siyasi irade beyan eden vatandaşlarımızın yüzde 95'i parlamentoda temsil şansı elde etti. Parlamentonun temsiliyeti çok yüksek, bu güzel bir şey ama iş orada bitmiyor. Bu temsiliyeti işlerliğe kavuşturmamız lazım. İş üretir, ülkeyi yönetir, ülke sorunları çözer hale getirmemiz lazım. Mümkün mü? Elbette mümkün. Yapılması gerekiyor mu? Hiç kuşku yok, bir an önce yapılması lazım. Partilerimizde bunu yapabilecek birikimi, anlayışı görüyorum. Bunu başarmalıdırlar. Kimse kendini dışlamamalıdır. Bütün seçenekler meşrudur, muteberdir, hepsine eşit yaklaşmak lazım"