SİVİL TOPLUM

CEM SEYMEN; "TARIM ALANLARINI İMARA AÇMAK CİNAYETTİR"

CNNTÜRK EKONOMİ EDİTÖRÜ CEM SEYMEN, ANSİAD TOPLANTISI?NIN KONUĞU OLDU.

Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) onuncu olağan toplantısının konuğu CNNTÜRK Ekonomi Editörü - Para Dedektifi Programı Sunucusu Cem Seymen oldu.  Cem Seymen, “8 bin yıllık tarım geçmişi olan Anadolu’da hala yabancı tohumlar kullanıyoruz. İlk 10 santimetresinin verimi dünyanın hiçbir yerinde olmayan Anadolu’da tarım alanlarını imara açarak tohum üretimi yapamayız. Ülke olarak bu Coğrafyanın değerini bilmeliyiz. Tarım alanları imara açılarak zaten bir cinayet işleniyor” dedi.

CNNTÜRK Ekonomi Editörü Cem Seymen, ANSİAD Olağan Toplantısı’nın konuğu oldu. Akra Barut Otel’de düzenlenen toplantıya ANSİAD Başkanı Abdullah Erdoğan, ANSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri, ANSİAD Üyesi İş İnsanları, Süs Bitkileri İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu  Başkanı Osman Bağdatlıoğlu,  TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi & BAKSİFED Başkanı Ali Eroğlu, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Antalya Ticaret Borsası Meclis Başkanı Hüseyin Cahit Kayan, Burdur Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Osman Kurt ile basın mensupları katıldı.

Toplantı Başkanlığını ANSİAD Tarım Sektörü Başkanı Argun Şahin’in yaptığı toplantıda konuşan CNNTÜRK Televizyonu Ekonomi Editörü Cem Seymen, “Türkiye'nin ekonomik gerçeklerini anlatırken; büyümeyi kalkınmayı, teknolojiyi ön plana alıyoruz. Tarım konusunun ülkemiz için ne kadar değerli olduğunun yeteri kadar farkında değiliz. 8 bin yıllık tarım geçmişi olan Anadolu’da bizler hala yabancı tohumlar kullanıyoruz. Türkiye, dehşet bir tarım ülkesi. 8 bin yıldır Anadolu bir tarım coğrafyası.  Bu coğrafyada neden tarım ürünlerini ithal ediyoruz? Bunu hala anlamış değilim. En çarpıcı örnek olarak şunu söyleyebilirim ki Diyarbakır karpuzunun tohumunu Meksika’dan alıyoruz. Artık ülke olarak kalkınıp kendi tohumlarımızı üretir hale gelmeliyiz” şeklinde konuştu.

“BİNA DEĞİL, TARIM YAPILSIN”

Üniversitelerde tohum üretimi noktasında bilimsel çalışmaların yapılması gerektiğini vurgulayan Seymen, “Ülke olarak şunu anlamalıyız. Sadece inşaat sektörü ile büyüyemeyiz. Ülke olarak bina değil; artık tarım yapmalıyız.  İnsanlarımız tarım yapmak istiyor. Bunun için gerekli çalışmaları yapmalıyız.  8 bin yıldır Anadolu'dayız ama tohum ithal ediyoruz.  Tohum üretmemiz lazım.  Özellikle üniversitelerimizde tohum konusunda ileriye dönük çalışmalar yapılıp kendi tohumlarımızı üretir hale gelmeliyiz. Anadolu’da yaklaşık 2500 üründen sadece 2 ürünümüz Avrupa Birliği tescilinde. Bunlar Aydın İnciri ile Gaziantep Baklavası. Bu tablo tarım ve üretim anlamında ne kadar alt sıralarda olduğumuzu gösteriyor. Ülke olarak tarıma yönelmeliyiz. Tarım alanlarını imara açarak üretim yapamayız. Tarım alanları imara açılarak zaten bir cinayet işleniyor. Birleşmiş Milletler’in 10 yıl sonraki öngörüsü gıda sektöründe krizin çıkacağı yönünde” diye konuştu.

Anadolu’daki tarım toprağının ilk 10 santimetrelik kısmındaki verimin dünyanın hiçbir yerinde olmadığını vurgulayan Cem Seymen, “Bütün Anadolu toprağı en verimli tabakayla kaplı. Orada imar izni vermek cinayet. Orada tarım yapılmalı. Ben hikayemi topraktan seçtim. Türkiye’de dehşet bir tarım devi olabilir, hikayesini tarımdan yaratabilir.” diye konuştu.

“SORU SORMALIYIZ”

PISA olarak kısaltılan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nda Türkiye’nin Matematik, Türkçe ve Fen derslerinde çok aşağı sıralarda olmasını soru sormamaya bağlayan Cem Seymen, konuyla ilgili şunları söyledi:
“New York Üniversitesi’nde siyasal ekonomi üzerine eğitim alırken hocaya sürekli soru soran bir arkadaşım vardı. Profesör, ona cevap vermek için uğraşır ve ders bana göre kaynardı. Bir gün yine saçma diye nitelendirebileceğimiz sorular sormaya başladı. Ben de güldüm. Güldüğümü gören hoca beni sınıftan attı. Benim için çok utanç verici bir andı. Defalarca özür diledim. Sonra bana niye güldüğümü sordu. Önemli bir şey değil, dedim. Suratınızda alaycı bir ifade vardı. Merak ediyorum, söyleyin birlikte gülelim, dedi. Ders bitiminde sadece ikimizin olduğu bir ortamda “O öğrencinin Ne kadar aptal, ne kadar manasız sorular sorduğunu ben de biliyorum. Ama gülerek, alay ederek hiç kimsenin merak etme, soru sorma hakkını elinden alamazsınız. Buna izin vermem. Geldiğin yerde nasıl bir eğitim sistemi var, bilemem. Neye tolerans gösteriyorsunuz, bilemem. Kimsenin öğrenme hakkını elinden alamazsınız. Gülersen cesareti kırılır. Bir daha soru sormaz.”

“TÜRKİYE SORU SORUNCA GÜLEN ÖĞRENCİLERLE DOLU”

Matematikte 45.olan Türkiye’nin katma değerli ürün üretemezse gideceği yer olmadığını savunan Seymen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tamamen Türkiye’ye özgü eğitim projesi köy enstitüleri matematikten, edebiyata, sanattan, müziğe her alanda çok nitelikli eğitimlerin verildiği kurumlarmış. Dünyanın pek çok ülkesinde farklı eğitim modellerini inceleme fırsatı bulduk. Köy enstitüleri kadar özgün bir modele dünyanın hiçbir yerinde rastlamadık. Şimdi ki eğitim sistemimizde maalesef kavrama ve muhakeme kısmında eksiğiz. Okullar, biri soru sorduğu zaman gülen öğrencilerle dolu. Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’ne (NASA) gittik. Hoş geldiniz (Welcome) yerine Keşfet ( Explore) yazıyordu.3 yaşındaki çocuk, kapıdan girer girmez sorgulamaya başlıyor, merak ediyor. Sorgulayan, merak eden sisteme geçmeli, çocuklarımızı o şekilde eğitmeliyiz”

Toplantı, ANSİAD Başkanı Abdullah Erdoğan ve Toplantı Başkanı Argun Şahin’in Toplantı konuşmacısı Cem Seymen’e plaket takdimiyle son buldu.

Yayın Tarihi
24.05.2016
Bu haber 493 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu habere ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!