“idrak yolları iltihabı”

İlkokul sıralarında ilk öğretilen vücudumuz hakkında bazı temel bilgileri sanırım hatırlarsınız; Baş, Gövde Kollar ve bacaklar… Basit ama oldukça da ilk bakışta insanı tanımlamaya yetiyordu. İşte insan buydu! Başı taşıyan gövde ve yürümeye yarayan bacaklar ve kollarımız… İlk bakışta masum gibi görünen, bilimsel tanımla bir kimlik edinen bu organlar aslında bedenimizin başarılı birer yardımcı organı...
“İçgüdü” ile hareket etmesinden binlerce yıl sonra yine de iletişimi tam olarak öğrenememiş ve algılayamamış olmasından dolayı “hisler ve sisler” dünyası ile davranmaya çalışması da bir başka sorundu.. İşte tam da burada başlayan kazaların başında, omzumuzun üzerinde taşıdığımız ve “insan” tarifinde de ilk sırayı alan “baş”ımızla derdimiz büyük olmuştur her daim!

Syreptococcus entellektüelizmin en büyük hastalıklarından biri de “idrak yolları iltihabı”dır.
Diyalog sürecinde geniş bir “spectrum” içinde değerlendirildiğinde (dikkat edin müthiş bir entellektüel cümle bu) iletişim kazalarına yol açar. Hastalık, diyalog esnasında yüz kızarması ve mimik oynaması, burun kaşıması, samimiyetsiz göz gezdirmeler ve yüksek ses gibi belirtiler gösterir. İletişimin sekteye uğramasına, iltihabın yayılması halinde de “baş” içindeki “beyin” de tüm işlevini yitirmesine neden olacaktır.
İlk belirtiler her iki tarafta “algı belirtileri” ile kendini gösterir. Bu durumda idrak edemeyenin “ufkundan da şüphe” etmek gerektiğine inanılır. İdrak edemeyen, ufkunu göremeyen ve zaten beş duyu organlarına da sirayet eden bu “idrak yolları iltihabı” çağımızın en büyük hastalıklarından biridir. Pek çok iletişim kazasına yol açabilecek “iletişim hastalıkları” arasında ilk sırayı almaktadır.

Korunmanın yolları; temiz, ufuklu ve idrak etmeye odaklı bir bakış açısı, paylaştıkça çoğalan bilgi!