Ah-kal ile Vah-çeli

Meclis yeni başkanını "ah'lar vah'lar" arasında seçti...

Son yıllarda dünya siyasetine iki yeni sistem kazandırdık...

Birisi demokrasi olmadan "ileri demokrasi"... Diğeri seçen olmadan "seçilen"....

Dünya hayretle bizim bu sistemleri anlamaya çalışıyor...

Garipler bilmiyor ki, bu sistemleri uygulamak her babayiğidin harcı değil!...

"Demokrasisiz ileri demokrasi"yi açıklamama gerek var mı?...

Bu tür yazıları okurken birisi sizi görüyor mu diye sağa sola bakınıyor, beğenmekten, paylaşmaktan korkuyorsanız, zaten sistemin göbeğinde yaşıyorsunuz!...

"Seçmensiz seçilen"e gelince...

2002 seçimlerinde A.K.P. 10 milyon 800 bin oy aldı... Kullanılmayan ve geçersiz oyların toplamı 9 milyon 900 bin (İkinci sıradaki CHP'den 3.5 milyon fazla)... Yani, aslında A.K.P.'nin iktidar olacağına oy kullan(a)mamış yüzde 24 karar vermiş!...

Aynı şekilde; Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde kazananı, oy vermemiş 15 milyon seçmen belirledi... Yani Erdoğan ikide-birde kulaklarımıza sokmaya çalıştığı gibi "Halkın yüzde 52'sinin oyunu alarak" değil, sadece yüzde 37'sinin oyunu alarak seçildi!...

Meclis Başkanlığı seçiminde de; A.K.P. adayı seçilmesini kendisine oy veren partisine değil, geçersiz oy kullanan MHP'ye borçlandı!...

***

Tek başına iktidarı kaybeden A.K.P., Meclis Başkanlığını da alamasaydı, psikolojik çözülme süreci hızlanacaktı... Şimdi, toparlandılar, nefes aldılar, moral kazandılar...

Bunda Bahçeli'nin anlamsız siyasetinin etkisi büyük...

Dışından "Bahçeli'nin böyle yapacağı belliydi" diyenler, içlerinden derin bir hayal kırıklığı yaşıyorlar!

Televizyonlarda MHP sözcülerinin "garip" gerekçelerle vermiş oldukları "ilginç" kararları savunmak için ne kadar zorlandıklarını izliyor musunuz?...

Yapabildikleri "en kuvvetli" savunma: "CHP neden ortak Cumhurbaşkanı adayımız Ekmeleddin Beyi desteklemedi de Baykal'da ısrar etti?"...

Bu "savunmaya", siyasetle uğraşmayan ben bile cevap verebilirim...

Ekmeleddin Bey aday olduğunda, ziyaret etmeyerek dışladığı HDP oyları olmadan sadece CHP ve MHP oylarıyla seçilmesine imkan bulunmadığı için...!

Yok efendim; Bazı A.K.P. milletvekilleri, dindar kişiliği nedeniyle Ekmeleddin Beye oy vereceklermiş!... Bu rüyayı gören MHP'liler, son 13 senedir başka ülkede yaşıyor ve A.K.P'yi hiç tanımıyor olmalılar!

Diğer taraftan; Baykal Meclis Başkanı olsaydı, A.K.P. ve Erdoğan'a "sıcak" yaklaşımlarıyla, CHP, MHP ve HDP seçmenlerinin sinirlerini daha çok bozabilirdi...

Baykal'ın adı geçince, bazı CHP'liler "bilgi" den "birikim"den, "devlet adamlığı"ndan falan bahsediyorlar ama...

Resmi bir sıfatı yokken Erdoğan'dan davet alan "bilgili, birikimli bir devlet adamı", o davete balıklama atlamadan önce;"Görüşeceğiniz kişi partimin Genel Başkanı veya onun görevlendirdiği birisi olmalıdır. Ancak o görevlendirirse sizinle görüşebilirim" diyebilmeliydi!

***

Tüm bu kargaşa içerisinde, üzüldüğüm tek siyasetçi, henüz çiçeği burnunda Milletvekili Ekmeleddin İhsanoğlu oldu...

Siyaset arenasına bir yıl önce Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olgun, çelebi, medeni, centilmen tavırlarıyla, rakiplerine para yardımı yaparak adım atmış ve kaybettiğinde, bir kampanya boyunca kendisine hakaret eden Erdoğan'ı kibarca tebrik ederek kenara çekilebilmişti...

Bahçeli'nin sert ve dışlayıcı tavrı nedeniyle, HDP'yi ziyaret edememenin, bu beyefendi kişilikli taze politikacıyı üzdüğünü sanıyorum...

Politikada yeni isimler, Mecliste yeni yüzler görmek istiyoruz ama yeniler tecrübeli dediğimiz eski politikacılarla aynı ortama girdiklerinde, bir şey değiştirmeye fırsat bulamadan ya kendileri değişmek zorunda kalıyorlar, ya da geldiklerinden hızlı bir şekilde politika dışına itiliveriyorlar!...

Kısacası; Bahçeli ve Baykal gibi, "tecrübeli" denilen iki politikacı, mantıksız ve anlamsız davranışlarıyla, seçim sonuçlarıyla umutlanmış A.K.P. muhalifi yüzde 60'lık seçmenin keyfini bir ay içerisinde kaçırmayı başardılar!...

Eskilerimiz; "İnsan yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile" derlermiş...

Bizim "tecrübeli" pehlivanlar, seyircilerine "ah'lar vah'lar" çektirerek, yanılmaya da yenilmeye de bir türlü doyamadılar...

Sonuç olarak: Bu güreş de bitmiştir arkadaşlar. Heyecan yapmadan dağılalım lütfen!