Allah'tan reva mı?

Ülkemizde yaşanan acı olayları yakından izliyorsanız hemen anımsayacaksınız.

12 Eylül 2012 tarihinde Muş Hasköy’de askeri kışlada hayatını kaybeden Er Uysal DOĞAN’ın ailesi oğullarının nasıl öldüğünün belirlenmesi için yasal yollara başvurmuştu.

Kimi intihar ettiğine kimi de bir kaza sonucu tüfeğinin patlamasıyla can verdiğini anlatmıştı.

Askerlik yapanlar bilir. Bu tip askeri ölümler:

“Eğitim zayiatı.” Olarak adlandır

Ne var ki babası Rıza Aydın ve annesi Gülizar Aydın bu ölüm biçimine şüpheyle baktı. Hukuksal yollara başvurdular.

Derken geçtiğimiz günlerde Antalya Sulh Hukuk Yargıçlığından gelen bir resmi davete icabet ederek soluğu Antalya adliyesinde aldılar.

Ve gördüler ki adlarına gönderilen bir torba var. Heyecanla açtılar torbayı. Torbanın içinden oğullarını giysileri çıktı.

Aradan onca zaman geçmiş ve oğullarının ölüm nedeni henüz kendilerini ikna eden bir açıklama sonunda izah edilememişti. Üstelik acılarıyla boğuşarak gelen zimmetli torbanın içinde oğullarının giysileri duruyordu. Bir kez daha yıkıldılar. Ancak bu vahim durumu basın aracılığıyla kamuoyuna duyurdular.

Böyle bir uygulama aklımıza daha önce yaşanan bir olayı daha getirdi. Van’ın Gürpınar İlçesindeki bir köyde küçük çocuklarını kaybeden bir baba ölüm nedeni için verilecek tıbbı rapor için karlı yolları aşarak bir çuvala koyduğu oğlunun bedenini Van merkezine taşımıştı

Ve derken Er Uysal Aydın…

Aradan iki yılı aşkın bire süre sonra merhumun don ve mintanının da bulunduğu giysileri askeri yetkililerce derdest edilerek ana babasına bir torba içinde sunuluyordu.

Haberi gazetelerden okuduk. Ellerinde oğullarının giysileri ile habercilere yaşadıkları acının pozunu veriyorlardı.

Nasıl bir ülke olduk?

Duyarsız… Acımasız… Merhametsiz ve zalim bir ülke!

Hangi komutan hayatını kaybetmiş ve ailesini elemlere boğmuş askerinin kanlı giysilerini ana babasına gönderecek kadar duyarsız olabilir? Bu ne zalimlik? Gazetelerde ve sosyal medyada yer alan haberler karşısında ülke insanımızın ve dünya kamuoyunun tepkisi hiç mi düşünülmez?

Bu utanç haberinin yaşanmasının arkasındaki hesaplar nedir?

Eğer o giysiler askeri yasalar gereği zimmetli olarak ailesine iade edilecekse koskoca silahlı kuvvetlerin bünyesinde hiç mi sosyolog, psikolog bulunmaz? Aile önceden rehabilitasyondan geçirilmeden nasıl böyle bir tabloyla karşı karşıya getirilir?

Hani bizim insana saygımız?

Okullarda ünitelere paylaştırılarak öğrencilere sunulan değerlerimiz projesi niçin hayatın her alanında uygulanmaz?

İnsanın değeri bir çuval ya da torba içine bırakılan ölü bedenler ya da onların giysilerinin bir varmış, bir yokmuşluğu mudur?

Peygamber ocağı dediğimiz askeri kışlalarımızdaki komutanlarımız askerlerini nasıl böyle değersiz görebilir ve bir ölüm sonrasını bu kadar hafife alabilirler? Onların ana ve babalarını duygularından yoksun birer robot olarak mı düşünüyorlar?

Hani bizim bin yıllık:

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!” Geleneğimiz.

Bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan bir yurttaş olarak yaşanan bu elim olaydan utanıyorum! Ve bas bas bağırıyorum:

—Bu yapılanlar Allah’a reva mıdır?

Yazıklar olsun bize! Yazıklar…     

 

Yayın Tarihi
17.04.2015
Bu makale 380 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!