Altı yaşında gelin

“Altı yaşındaki kız çocuğu evlenebilir” diyen dinciden korkmayın!

***

İstemeye giderken; Bebek, parlak çanta, pelüş oyuncak!

***

Düğün hediyesi; Taç şeklinde saç bandı, pembe renkli ve tokalı ayakkabı!

***

Okula yazdırırken velisi; Kocası!

***

Okuma yazma öğrenirken görümcesi yardım eder!

***

Beslenme saatlerinde sınıf arkadaşlarına elleriyle sardığı zeytinyağlı dolmalardan götürür!

***

Öğlenci olamaz; Kocası eve gelmeden yemek hazırlayıp sofrayı kurmalı!

***

Okul bitirme hediyesi bisiklet; kayınpederden!

***

Düğün dernek’ten bahsedince...

Ülkemizdeki çoğu düğünde de oynanan, orijinal adı “Damat Kolo”, bizdeki adı “Damat Halayı” olan bir Makedonya halk oyunu var. Muhakkak siz de duymuş ya da oynamışsınızdır.

Oldukça eğlenceli, kıpır kıpır bir melodiye sahip olan bu oyunun bizdeki sözleri şöyle...

“Seni gördüm göreli divane oldum deli,

Abim damat oluyor sıra da bana geliyor

Gönlüm sana vuruldu düğün dernek kuruldu

Bizim halayın sesi tüm dünyada duyuldu

Gel bana güzel kız kalbimi çalan hırsız

Haydi halaya eller havaya”

***

Açın bakın youtube.com sitesini...

Bu “Damat Halayı” birçok anaokulumuzun ve ilkokulumuzun okuma bayramlarında, 23 Nisan kutlamalarında “müsamere” adı altında 6-7 yaşındaki çocuklara oynattırılıyor.

***

Evlerdeki eğitimsiz anne babaları geçiyorum...

Çocuklar eğitilsin diye gönderildikleri okulların, pedagojik formasyon bildikleri varsayılan öğretmenleri, küçücük kız çocuklarını gelin, erkek çocuklarını damat kılığına sokup, “düğün dansı” oynatarak “okuma bayramı” kutluyorlarsa...

“Altı yaşındaki kız çocukla evlenilebilir” diyen gericiye neden “sapık” diye saldırıyorsunuz kardeşim?

Adam hiç olmazsa inandığı şeyi açık açık söylüyor.

Biz “ilericilerden” korkalım!

“Başı açık” olmanın, zihin açıklığı anlamına gelmediğini artık anlayalım!

***

“Damat Halayı” sadece bir örnek...

Aldığımız hediyelerle, anlattığımız masallarla, verdiğimiz öğütlerle, kızdığımız zaman söylediklerimizle...

Erkek ve kız çocuklarını yetiştirirken, kendilerine ne gibi toplumsal cinsiyet rolleri aşıladığımızın farkında olalım!

Çocuk yetiştirmek ciddi ve zahmetli bir iştir. Onlara bugün söylediğimiz basit gibi görünen her söz, yaptığımız her hareket, yarın kişiliklerindeki artı veya eksi bir özellik olarak karşımıza gelecektir.

Bu konuda öğretmenlere de en az anne babalar kadar büyük görev düşmektedir.

***

Altı yaşındaki çocuklara anaokullarında “Damat Halayı” oynatıyorsak...

Bırakalım, hiç olmazsa düğünlerinde “çocukluklarını yaşasınlar”...

Davetlilerle birlikte “Yağ satarım bal satarım” oynasınlar!