Antalya’nın kampanyası

Manavgat yangını sırasında Avusturya’da, Antalyaspor’un kampındaydım… Yaşanan korkunç olayı, internetten veya yabancı televizyonlardan izledim. Döndüğümde gördüğüm fotoğraflar bile felaketin ne denli büyük olduğunu anlamama yetti…

Antalya’nın en güzel, en yeşil bölgesi, alevlerle yok olmuştu… Yeşilin yerini, ölümün simgesi siyah almıştı…

Asrın yangınının yarattığı tahribatı gidermek için kollar sıvandı. Kampanya hazırlıkları başladı. Antalya Valiliği’nin öncülüğünde yürütülecek proje için bütün GSM şebekelerinden 7007 numarası kiralandı. Projeye göre, 7007’ye gönderilecek her SMS karşılığı 5 YTL bağış alınacak ve toplanacak bu para ile alevlerin yuttuğu orman yeniden yeşillendirilecek.

Ancak tam bu aşamada, Çevre ve Orman Bakanlığı da ülke genelinde bir kampanya hazırlığına girişti. Bakanlık yetkilileri, kampanya için yine GSM şebekelerinden 1923 numarasını kiraladı. Cumhuriyet’in kuruluş yılı olan bu numara, kampanyanın da ana hattını oluşturacak. Yine tüm GSM şebekelerinden 1923’e gönderilen her SMS karşılığı 5 YTL bağış alınacak ve bu paranın orman yangınları ile mücadele ve yanan bölgelerin yeşillendirilmesi için kullanılacak.

Hemen hemen aynı amaçla alt yapısı hazırlanan iki kampanya, Çevre ve Orman Bakanlığı’nı rahatsız etti. Bakanlık, Antalya Valiliği’ni uyarıp kendi kampanyaları doğrultusunda hareket edilmesini istedi. Bu uyarı, dün gerçekleştirilen koordinasyon toplantısında Antalya’nın sivil insiyatifine usturuplu bir dille anlatıldı. Vali Alaaddin Yüksel başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya, Antalya’daki tüm sivil toplum örgütleri, turizm dernek ve birliklerin temsilcileri, oda ve meslek grubu yöneticileri katıldı. Toplantıda, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın hazırladığı kampanya ile Antalya Valiliği öncülüğünde gerçekleştirilmesi planlanan kampanya tartışıldı. Antalyalılar, 7007 numarasının kenti temsil ettiği görüşünde birleşip, Valilik kampanyasından yana tavır takındı.

Bu tavır nasıl sonuç verir bilemem. Ancak, hayırlı bir iş için girilen yolda, basit konular yüzünden bazı insanların üzülmesini istemem…

Dilerim Çevre ve Orman Bakanlığı, Antalyalıların bu görüşüne saygı duyar ve kampanya 7007 numarasının önderliğinde gerçekleştirilir…

Önemli olan toplumu harekete geçirmek ve yangında kaybettiğimiz ormanları yeniden yerine koymaksa, bana göre diğer unsurlar teferruattır…

Sonuç ne olursa olsun, hangi kampanya yaşama geçirilirse geçirilsin, Antalyalıların üzerine düşen görev, kaybettiğimiz milli servetimizin yerine konması için gereken özveriyi göstermesidir…

Turizmcisiyle, sanayicisiyle, tarımcısıyla, memuruyla, işçisiyle, esnafıyla, bu kampanyaya gönülden destek olup, tüm Türkiye’ye örnek olacak bir duyarlılık göstermeleri gerekiyor…

Antalya’ya bu yakışır…

-----------

Duygularını merak ediyorum

 

Akdeniz Üniversitesi’nde yaşanan ‘rektörlük’ krizi, eğitime ve bilimsel çalışmalara yaptığı olumsuz etki dışında, toplumsal bazı sıkıntılar da yaratmaya başladı. İstifaların ve gerginliğin, hastane bölümüne de sıçraması beni tedirgin etti. Çünkü, bana göre üniversitenin topluma en çok yaklaştığı, gözle görülür en ciddi katkıyı yaptığı bölümü hastanedir. İstifalar ve yaşanan gerginlik nedeniyle, hastanenin performansında yaşanabilecek düşüş, toplumsal sıkıntılar yaratır. Akdeniz Üniversitesi Başhekimi Doç. Oktay Eray’dan sonra Organ Nakil Merkezi Müdürü Prof. Dr. Alper Demirsbaş’ın da istifa etmesi, beni tedirgin etti. Sonuçta, mutlaka yerlerine atanan kişiler de en az onlar kadar değerlidir. Ancak yürüyen bir sistemde, bu tür değişikliklerin sık ve fazla olması, bazı aksamalar yaratır.

Gelelim, Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe’nin rektör olarak atanması olayına… Gerek üniversitede görev yapan öğretim üyeleri arasındaki seçimin, gerekse Yüksek Öğrenim Kurumu’nda yapılan sıralamanın ciddiye alınmayıp, görevin daha az oy alan bir kişiye verilmesinin, demokratik işleyişe uygun olmadığı net bir şekilde ortadadır. Burada isimler değil, sistem tartışılmalıdır. Sonuca etkisi olmayacak seçimlerin yapılması, bu seçimlere katılanları ve oy kullananları etkisiz eleman yapmaktadır. Üniversitelerde yaşanan bu uygulamalar, Türkiye’deki demokrasi anlayışının ne derece lafta kaldığının en önemli göstergesidir…

Yayın Tarihi
14.08.2008
Bu makale 8178 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!