Pers İmparatorluğunu dize getiren ve yaşadığı yüzyılda dünyanın üçte birini egemenliği altına alan Mekodanyalı Büyük İskender, Dönemin ünlü filozofu Aristo’ya bir mektup yazar, zapttettiğim topraklardaki insanları tahakküm altında tutabilmek için neler yapmalıyım sorusunu sorar ve sorularını üç başlık altında toplar
1-Ülkenin ileri gelen insanlarını sürgüne mi göndereyim?
2-ülkenin ileri gelen insanlarını hapse mi atayım?
3-Ülkenin ileri gelen insanlarını kılıçtan mı geçireyim?
Aristo şu yanıtı verir.
1- SÜRGÜNDE TOPLANIP SANA KARSI BASKALDIRIRLAR,
2- HAPISHANELER MİLİTAN YUVASI OLUR, KONTROLDEN ÇIKAR,
3- ONLARDAN SONRAKI KUŞAK İNTİKAM HIRSIYLA BÜYÜR, TAHTINI
SALLAR.
ÇÖZÜM OLARAK DA ŞU NASİHATLERİ VERİR:
1-İNSANLARIN ARASINA NİFAK TOHUMLARI EKECEKSİN
2-BİRBİRLERİYLE SAVAŞINCA HAKEM OLARAK KENDİNİ KABUL ETTİRECEKSİN.
3-AMA ANLAŞMAYA GİDEN BÜTÜN YOLLARI TIKAYACAKSIN.
Şimdi okurlarıma soruyorum…
Yaşadığımız bugün; bu taktik ve yöntemi kim uyguluyor, Aristo mantığıyla halkının canına kim okuyor?