Aşk mı dediniz'

Adının ilk harfleri yazan bir okurum:

“Hiç aşkı anlatmadınız, ne dersiniz?” Mesajı göndermiş özelden.

Bilirsiniz Sonbahar da romantizmi fena tetikler…

Şöyle geçmişe sardım belleğimin sinema şeridini…

Aşk!

Kerime Nadir, Esat Mahmut Karakurt ve nice yazarların yapıtını anımsadım.

Cumartesi ve Pazar günleri TRT Radyolarının dinleyici istek programları geldi aklıma.

Ve bizim kuşağı etkileyen Aşk Hikâyesi filmi geçti gözlerimin önünden.

Aşk bizim için neydi? Filmlerdeki, romanlardaki bir öykü mü?

Okul çağımızdaki gönül serüvenlerimiz öyle alenen değildi. Çıkıp yüreğimizi titreten karşı cinse:

“Hadi gel sevgili olalım.”Diyemezdik ki.

Demenin tek yolu avuç içi kâğıtlara yazdığımız minik mektuplardı. O mektuplarla anlatırdık duygularımızı.

Öyle el ele, göz göze oturacağımız özel mekânlarda yoktu.

Bazen takılırdık arkalarına çok uzaklardan küçülen bir gölge gibi. Fark ettiklerinde haberleşmenin tek yolu yazışmalara sarılırdık.

Görülürüz, dedikodu olur, dile düşeriz ön yargısı yüreğimize gizli kelepçeler olurdu.

Derken o devrimci günlerimiz gelip kapımıza dayandığında ağabeylerimiz:

“Ne demek aşk? Biz halkımızla nişanlıyız. Halkımız ezim ezim ezilirken, sömürülürken aşka nasıl vakit ayırabiliriz?” Derlerdi.

Devrimci ahlak dendi mi aşk yok hayaller sınırına kapanıp kalırdı. İnat ettiğinizde ise:

“Sev Genç!” Özeleştirisi konurdu önümüze.

Söz dinlemediğimizde de o:

“Lümpen!” Sözcüğü yapıştırılırdı yakamıza.

Oysa sevmek ne güzel bir duyguydu. Âşık olmak… Sevdalanıp şiirler yazmak… Sevdiğinin düşünü kurmaktan daha doğal ne olabilirdi ki?

Her şeye rağmen aşk hiç söz dinler miydi? Yakar geçerdi ilk gençlik günlerimizi ve bağrımıza basardık heyecanlarımızı.

Aşk farklı düşünme biçimi ile de ortaya çıkardı

Vatan aşkı! Bayrak aşkı! Millet aşkı… Bazen de tuttuğunuz takımın renkleri…

İçinde tutku sevgi olan her şey aşktı.

Benim kuşağım Leyla ile Mecnun, Kerem İle Aslı efsane öykülerinden çok Servi Boylum Al Yazmalımı sevdi. Çünkü içinde emek olmayan sevda bizim için aşk değildi.

Ve gelip geçti yalan dünya dedikleri ömür… Ne çentikler açıldı yüreğimizde kimi kapanan, kimi kabuk tutup unutulan.

Aşk işte üç harfli büyüleyen sözcük… Olmazsa olmazın muhteşem olgusu…

Düşünüyorum da insanlığın hayat felsefesinde aşk hep ön planda olsaydı dünyadaki bunca kavga, acımasız düşmanlıkların yarattığı savaşlar, sömürü, zulüm olur muydu?

Olmazdı değil mi?

 

Yayın Tarihi
21.09.2016
Bu makale 275 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!