Yarın 10 Kasım. Hangi Atatürkçülüğümü giysem?
Baştan aşağı siyahlara bürünsem…
Arabadaysam, saat 9’u 5 geçe kornaya yüklensem…
Facebook’dan Twitter’dan paylaşımda bulunmakla mı yetinsem?...
Yoksa tüm telefon listemdekilere SMS mi göndersem?
Anıtkabir’e gidip, -her şey yolundaymış ve ben de büyük bir iş başarmışım gibi- gülerek fotoğraf mı çektirsem?
Siyasetçiysem, mozolesinin önünde sap gibi dikilsem!...
Elimdeki Türk Bayrağını sallayarak, bağıra, çağıra “Onuncu Yıl” veya “Gençlik” marşlarını söylesem...
“Atam İzindeyiz” diyenler gördüğümde, gerçek sanıp sevinsem…
Yarınki rakımı beyaz leblebiyle içsem...
Bütün gün sadece onun sevdiği şarkıları dinlesem...
Gece olunca da, vazifesini yerine getirmiş olmanın gönül rahatlığıyla, yumuşacık yatağıma gömülsem!
***
Boşuna “Gardırop Atatürkçülüğü” dememişti, İlhan Selçuk!
Bazılarının Atatürkçülük’leri gardıroplarında bekleyen elbise gibi...
Gerektiğinde giy, işi bittiğinde çıkar, as!
Halbuki hiç üzerimizden çıkarmamamız gereken bir yaşam biçimi olmalı!
***
Atatürkçü derneğin başkanı, televizyonda konuşuyor…
Her ağzını açtığında, kafamı ekrandan başka tarafa çeviriyorum…
Dişleri eksik!
Yakanda Atatürk rozeti taşıyorsan; devamlı ileriye, medeniyete doğru yürüyecek, temiz-pak giyinecek, oturuş-kalkışınla, konuşmanla-yazmanla, yaşam tarzınla çevrendekilere örnek olacaksın. Eksik dişle halkın karşısına çıkmayacaksın!...
O’nun 1930’larda Ankara’nın tozlu çamurlu yollarında neden golf pantolon veya frak giyerek dolaştığını anlayacaksın?
***
Eğer arabana Atatürk resmi, imzası olan çıkartma yapıştırıyorsan; trafik kurallarına dikkatle uyacaksın!
İş yerine fotoğrafını asıyorsan; İşini dikkatli, dürüst yapacaksın. Yalan, dolan, sahtekârlık, tembellikten kaçacaksın. Öğreneceksin, kendini geliştireceksin, çalışacaksın!
Atatürkçü olduğunu iddia ediyorsan, kolay kolay "Atatürkçü olduğunu" söylemeyecek, onun adını olur olmaz her yerde kullanmayacaksın!
Mesela, 10 Kasımlarda onu anmak için kitap okuyacaksın. Arkadaşlarınla toplanıp görüşlerini tartışacaksın!
Bir gün becerebilirsek, “Atam izindeyiz” yerine “Atam biz seni geçtik” diyerek onu gururlandıracaksın!
İşte o zaman; Saygı duruşlarında, kafanı yerden kaldırıp, onun gözlerinin içine bakacaksın!
***
Bir de; Atatürkçüysen, her "Atatürkçüyüm" diyene kanmayacaksın...
Atatürkçü olmak kolay değil...
Kılığına-kıyafetine, hareketlerine-sözlerine, gözlerine-dişlerine, yaptığı işlere, beraber olduğu kişilere bakacaksın…
"Atatürk" adı ağızlarına yakışıyor mu, ona bakacaksın...
Atatürkçü olmayı kolay, Atatürk sevdalılarını saf sananlara, fırsat tanımayacaksın!