Bak Godot geliyor!

Turizmciler bu yıl 3 milyon Rus turist bekliyorlarmış...

“Godot’yu bekler gibi” beklesinler bakalım!

***

Samuel Beckett’in “Godot’yu beklerken” isimli ünlü tiyatro eserini izleyenler ya da kitabını okuyanlar, bu terimin anlamını iyi bilirler.

Hikâye; Vlademir ve Estragon adlı birbirinden uyumsuz iki arkadaşın asla gelmeyecek olan Godot (Godo) adlı birisini umutsuzca beklemelerini anlatır.

İki arkadaş çok fazla anlaşamamalarına ve birçok defa birbirlerinden ayrılmaya karar vermelerine rağmen bir türlü ayrıl(a)mazlar. Her akşam ayrılsalar bile ertesi sabah birbirlerine geri dönerek, beklemeye devam ederler. Çünkü aslında birbirlerini tamamlamaktadırlar ve birinin diğerine ihtiyacı vardır.

Vlademir biraz daha akıllıdır. Sık sık beklemekten vazgeçmek isteyen ya da kimi beklediklerini unutan hafızası zayıf Estragon’u, Godot’un geleceğine hep o inandırır. Kendisi de buna inanmaktadır.

Estragon ise bazen hindir, bazen saf. Aynı bizim çarşıda, pazarda hayat pahallılığından şikâyet eden vatandaşlarımız gibi, maaşının yetmediğinden şikâyet eden işçimiz ve memurumuz gibi, ürününün para etmediğinden şikâyet eden çiftçimiz, siftah yapamadığından şikâyet eden esnafımız, turist gelmediğinden şikâyet eden turizmcimiz gibidir...

Devamlı beklemekten, açlıktan, uykusuzluktan ayaklarının ağrıdığından şikâyet eder. Ancak, şikâyetlerinden kurtulmak için kılını bile kıpırdatmaz. Çünkü ona göre “bir şey yapmamak, en güvenli şey”dir!

***

Hatırlatayım; turizmci Estragon’larımızın çoğu, geçen seçimlerde “İstikrar bekliyoruz” diyerek önce Rusya, sonra Almanya krizini çıkaran bu iktidara oy vermişlerdi...

Geçtiğimiz yıl Ruslarla kavgalı olduğumuz için Almanları beklediler...

Şimdi de hükümet Almanlarla tepişiyor, Rusya’ya da “uçak için kusura bakmayın” dedi diye, yeni Godot’ları olan Ruslar gelecek diye bekleşiyorlar!

***

Aslında hepimizin birer Godot’su var...

Artık bakanlarımız bile Avrupa ülkelerine zor giriyorlar. Oysa geçtiğimiz Haziran’da Avrupa Birliği vizeyi kaldıracak diye bekleyenler vardı...

Birkaç yıl önce ileri demokrasi bekleyen “yetmez ama evetçiler”, açılım bekleyen “akiller” vardı...

Memurumuzun, işçimizin Godot’su hiç değişmez. Onlar hep maaşlarına zam beklerler...

İşsizlik maaşı alanların sayısı 500 bini geçip rekor kırmış. Ama işsizlerimiz hala iş bekliyorlar...

Örtülü ödenek tavana vurmuş, ayrılan 1 milyar 295 milyon lira iken, 2,4 milyar liralık harcama yapılmış. Dolar, Euro 4 liraya yaklaşmış. Vatandaş hala bu iktidarın kemer sıkıp, ekonomiyi düzeltmesini bekliyor...

Çocuklarımız okullarda Arapça öğrenirlerken, Türkçe okuduklarını anlayamaz duruma gelmişler. Ana-babalar hala çocuklarının okullarda iyi bir eğitim almasını bekliyorlar...

Gençler güzel bir gelecek bekliyorlar... Öğretmenler atama bekliyorlar... Geçici işçi kadro bekliyor... Hepimiz can güvenliği ve huzur bekliyoruz... Çevremizde birbiriyle dövüşmeyen, okuyan, gülen, sevgi dolu, saygılı, akıllı, doğru sözlü, temiz, kibar, çağdaş insanlar görmeyi bekliyoruz... Dinci olmayan dindarlar bekliyoruz... Bizleri kandırmayan, yalan söylemeyen siyasetçiler bekliyoruz... İyi yönetilmeyi bekliyoruz... Özgürlük, barış, demokrasi, insan hakları bekliyoruz...

Godot’yu bekler gibi!

***

Beckett’in oyununda, Vlademir bile en sonunda Godot’un gelmeyeceğinden şüphelenerek şunları söyler:

“Ötekiler acı çekerken, acaba uyuyor muydum ben? Acaba şu an hala uyuyor muyum? Hava çığlıklarımızla dolu. Ama alışkanlık büyük bir susturucudur... Böyle sürdüremem.”

***

Hava çığlıklarımızla dolu...

Devamlı halinden şikâyet eden halkımızın artık uyanıp gerçekleri görmesini bekliyoruz ama...

İnsan sormadan edemiyor...

Ne dersiniz, Godot gelir mi acaba?

Yayın Tarihi
08.03.2017
Bu makale 2096 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!