Başka Türkiye yok!

Partilerden ne bekliyorsunuz?...

A.K.P.’yi yazmaya gerek var mı?...

Musluğu onarsın diye çağırdığınız tamirci, musluğu onaramadığı gibi lavaboyu kırıp, mutfağı da darmadağın ederse, bir daha evinize sokar mısınız?

Dört kurucusundan 3’ü devre dışı bırakılmış, oy veren liboşu, cemaatçisi, garibanı, destekleyen Avrupa’sı, Amerika’sı bin pişman…

Hala seçim vaadi olarak diyor ki “Hakim Savcılar Yüksek Kurulu’nu değiştireceğim”…

Benim bildiğim, bu iktidarlarındaki üçüncü değişiklik olacak…

Yap-boz bilirdik, “boz-boz”u da bunlardan gördük!

CHP’ye ne desek boş!

Seçimden önce bize “Oy verin gitsinler” deyip, seçimden sonra “Erdoğan onay verseydi A.K.P. ile koalisyon yapacaktık” dedikten sonra...!

Yalpalamaktan bir türlü vazgeçemiyor...

Meclisi aç-kapa komedisinde, Erdoğan gelirken “makama saygı” diye ayağa kalkıp, giderken oturmaları da ayrı bir komedi...

Yahu, hani Erdoğan gitsin istiyordunuz?...

O zaman bari giderken ayağa kalksaydınız!

Hatta kapıya kadar geçirseydiniz de, gitme vaktinin geldiğini ve gidişine sevindiğinizi anlasın!

Yine de her partiyle görüşebilen, her görüşe eşit mesafede durabilen tek parti...

Bu da Türkiye’nin merkezindeki ana direk olduklarının göstergesi...

Partiyi kuranların büyüklükleri buradan belli. İçerden, dışarıdan ne kadar sallarsan salla, yıkılmıyor!

MHP için, lafı uzatıp, dolandırmaya gerek yok…

Eğer numara yapmıyorlarsa, eğer gerçekten A.K.P. iktidarından kurtulmak istiyorlarsa, meclisteki Kürt siyasi hareketiyle diyalog ve koalisyon kurmak zorundalar…

Siyaset yapan Kürtle terörist olanı ayırmalı, teröriste bu toprakları dar etmeli, siyaset yapanlarının sistem içerisinde kendilerine bir yer bulmasını sağlamalı, onlarla hükümet kurarak Güneydoğu sorununun iplerini eline almalı ve kendi çözüm yolu neyse onu uygulamalıdır…

Yok eğer her şeye hayır diyerek meclise girmiş Kürt siyasetçilere sırtını dönmeye devam edecekse, ne A.K.P.’den şikayet etmeli, ne de bir daha “Yürü benimle Türkiye” demeli!…

Çünkü Güneydoğusuz Türkiye, Türkiye değildir!

HDP için söyleyeceklerimiz, daha öncekilerden farklı değil…

Gerçekten Türkiye partisi olmak ve temsil ettikleri insanların dertlerine siyasi çözüm bulmak istiyorlarsa, PKK ve terörle aralarına kesin bir çizgi çizmek zorundalar…

“Mış” gibi yapmaya devam ederlerse, kendilerini meclis dışında bulmaları yakındır!

***

Doğru veya yanlış; yazıyoruz, çiziyoruz, konuşuyoruz, düşünüyoruz, üzülüyoruz, dertleniyoruz, oy veriyoruz, çözüm arıyoruz…

Partilerden ortak tek beklentimiz; Ülkenin geleceğini, en az kendilerine oy veren bu millet kadar düşünmeleri…

Kişisel hırs ve çıkarlardan, iktidara gelmek için atılan yalan vaatlerden, lüzumsuz sözlerden uzak durmaları…

Başka hiç bir şeye ihtiyacımız yok…

Çünkü, başka Türkiye yok!