Bedelli şehitlik

Enerji Bakanı şehit olmak istiyormuş...
Koruma polisleri eşliğinde zırhlı arabalarla dolaşırken o biraz zor da...
Güneydoğu'ya gitsin diyeceğim ama, ona da vakti yok...
Seçimler sırasında oylar sayılırken trafolara giren kediler...
"Örnek alınacak niteliklere sahip. İşçi güvenliğini ön planda tutuyorlar." diyerek açılışını yaptığı Soma'daki maden ocağının, açılıştan on ay sonra 301 madenciye mezar olması...
Akarsulara yapılan HES'ler, doğayı mahveden taş ve maden ocakları, turistik bölgelere yapılan nükleer santraller... Hep onun bakanlığının işleri...
Altı yıllık bakanlığında 797 maden işçisi ölmüş. Yıl başına 133 işçi düşüyor!
***
Aslında 2010 yılından bir "gazilik" olayı var...
Çözüm sürecine "açılım" dedikleri zamanlardı... Kayseri'de bir şehit cenazesi sırasında vatandaşın biri “Bu Türk milletinin yumruğu. Al sana açılım.” diye bağırarak, yumruğu yapıştırıp, burnunu kırmıştı...
Çözüm sürecini açarken gazi olunca, süreç kapanırken de şehit olmak istedi herhalde?
***
Sayın Bakan gibi isteklilere bir kolaylık sağlanamaz mı?..
"Bedelli Askerlik" benzeri, "Bedelli Gazilik ve Bedelli Şehitlik Yasası" çıkarılsa...
Nasıl ki, yirmi bin lirayı bastıran askerlik yaptı sayılıyorsa, elli bin bastıran gazi, yüz elli bin bastıran şehit sayılsa...
Elli yaşından gün almış ama hala şehit olamamışlar, bu yasadan yararlandırılsa ve oturdukları yerde şehitlik hayalleri görenlerin, şehit sayılması sağlansa...?
***
Şehitlik "bedelli" olunca, cenaze töreni de mecburen "temsili" olacak...
Askerlerin taşıdığı içi boş tabut musalla taşına konunca, Bakan bey önce kendi tabutuna kapanıp ağlar... Sonra kabine arkadaşlarıyla birlikte tabutunun başında saygı duruşunda bulunur... Daha sonra da en önde protokoldeki yerine geçip kendi cenaze namazını kılar... Boş tabut camiden çıkarılırken de "Şehitler ölmez vatan bölünmez" haykırışlarına eşlik eder!..
Bayramlarda ziyaret etmek için temsili bir şehit mezarı da lazım... Bakan bey ve ailesi, her bayram temsili şehit mezarını ziyaret edip çiçek koyar, otlarını yolar, mezar taşını okşayarak ağıt yakar, ağlaşırlar!...
Erdoğan, "bedelli" şehidimizin ailesini değil, bizzat kendisini kutlar!... Yıl dönümlerinde bir çiçek eşliğinde "Şehadet mertebesine ulaşmanızın birinci sene-i devriyesini kutlar. Cenab-ı Allah'tan sağlık ve mutluluğunuzun daimi olmasını niyaz ederim." gibi ağdalı mesajlar gönderir...
Bedelli şehitlik yapanlar arttıkça, toprağın sadece altı değil, üstü de "şüheda" dolacağından, İstiklal Marşı'nın o dizeleri de değiştirilir!
***
Her gün birkaç gencimizin cansız bedeni tabutlarla evlerine gönderiliyorken...
Biri "Türkiye'de güven ve istikrarın güçlü olabilmesi, AKP'nin güçlü bir şekilde iktidarını devam ettirmesinden geçiyor" diyerek, sanki "Biz yoksak tufan" demeye getiriyorsa...
Bir başkası "Başkanlık sistemini kabul etseydiniz bu kaosları yaşamazdık" diyerek, aba altından sopa gösteriyorsa...
Bir diğeri şehit ailelerine mutluluklar dilerken, bir başkası rahat koltuğunda oturarak "Keşke şehit olsam" diyebiliyorsa...
Bakan ve milletvekili çocuklarının neredeyse tamamı askerliklerini bedelli olarak yapıyorsa...
Yandaş gazeteci ve troller, acısını iktidarı suçlayarak dile getiren bir şehit yakınına hakaretler, küfürler yağdırıyorsa...
Ve bunlar hala milletten oy alabiliyorlarsa...
"Ne şehittir ne gazi... Göz göre göre uyutuyorlar milletimizi... Pisi pisine batırıyorlar ülkemizi!"