Benim çingenelerim

Geçtiğimiz gün Hürriyet Gazetesinde Gazeteci Ahmet Hakan, C.H.P den İzmir milletvekili adayı olarak seçilen Özcan Purçu ile şipşirin bir röportaj yapmıştı. Ülkemizde yaşayan romanların yaşamından kesitler getiren söyleşi çok etkileyiciydi.

 

Özcan Purçu çocukluğunda ilkokul öğretmeninin sınıfta kendisini tek bir sırada arkadaşsız oturtuşunu daha sonra sınıfta en arka sıralardan birine alındığını anlatıyor sonra da:

 

“Daha bir hırslandım. Daha çok çalıştım derslerime. Öyle ki başarılarımla öğretmeni etkilediğimde ve sınıfın en çalışkan öğrencisi olduğumda öğretmenimiz bana bir dolma kalem armağan etti.” Vurgusunu yapıyordu.

 

O söyleşiyi okurken birkaç yıl önce İzmir’e yolculuk yaptığım sırada yanımdaki yol arkadaşımın Roman olduğunu öğrenip, yol boyunca sıcacık sohbetler yaptığımızı anımsadım.

 

Bir sahil kasabasında yaşayan yalnız bir adamdan söz etmişti. O sıralar sağda, solda ne iş bulursa çalışan yol arkadaşım; o adamın evinde; yaz temizliği, boya işlerini üstlenmiş. Ne var ki yalnız adam, tam işe koyulduğunda evin anahtarını kendisine teslim etmiş:

 

“Şehirdeki hastanede tedavim için gün vermişlerdi. Öne almışlar tarihi. Ev sana emanet. Ne gerekirse yap. İşte sana şu kadar da para. Döndüğümde işin muhasebesini yaparız.” Demiş.

 

Şaşırmış yol arkadaşım:

 

“Bana mı emanet ediyorsun koca evi ve bunca eşyayı. Bak bizim için eli uzun diyorlar.”Diye gülümsemiş.

 

Adam:

 

“Boş ver sen söylenenleri. On parmağın her biri bir mi? Ben sana emanet ediyorum her şeyi. Hadi hoşça kal.” Diyerek vedalaşmış.

 

Çaresiz kabul etmiş adamın önerisini yol arkadaşım. İşe koyulmuş. Ne var ki eşyalar o kadar eski püsküymüş ki elini attığı kanepeler çözülüyor, örtüler dağılıyormuş.

 

Bir gün iki gün derken evi köşe bucak temizlemiş. O iş hengâmesi sırasında kapı çalınmış. Güzel mi güzel genç bir kızmış gelen.

 

“Babam… Babam nerede?” Diye kaygıyla sormuş.

 

Anlatmış olan biteni bizimki.

 

Genç kız pazarlık yapmış yol arkadaşımla:

 

“Şimdi size bir iki adres vereceğim. Oralara giderek evin yeni eşyalarını temin edeceksiniz. Ben masrafları üstleneceğim. Olur ya babam arar sorarsa sakın tek bir şey söylemeyin.” Diye tembih etmiş.

 

“O zaman önce bu eskimiş eşyaları evden çıkaralım. Badana boyayı da yaparak yenilerini getirelim.” Diye düşüncesini söylemiş yol arkadaşım. Genç kız bu öneriyi daha akılcı bulmuş. Telefon numarasını almış yol arkadaşımın, kendi telefonunu da ona vermiş.

 

Bütün işler tamamlanıp sıra yeni eşyaları getirmeye kalmış.

 

O yeni eşyalar için verilen adreslere giden yol arkadaşımın ardından yalnız adam evine dönmüş.

 

Bir de bakmış ki ev tam takır.

 

“Eyvah! Ben ne yaptım? Söylemişti bana güvenme diye!”

 

Mutfağın kenarındaki sehpaya oturup başını elleri arasına almış. Sonra da:

 

“Zaten eskiydi. Eh ne yapalım! Eskide olsa işine yaramıştır. Bir iki eşya alır durumu idare ederim.” Diye düşünmeye başlamış.

 

Tam o sırada telefonu çalmış.

 

Telefonu açtığında karşısında evi teslim ettiği yol arkadaşım:

 

“Abey gelmişsin! Hele bir balkona çık ta aşağı bak.” Diye konuşmuş. Hızla balkona çıkmış ve aşağıya bakmış. Yol arkadaşım gülümseyerek yanı başında duran kamyoneti işaret ederek ve bütün gücüyle bağırarak:

 

“Bak, bunlar senin!” Demiş.

 

Bir saat içinde yepyeni eşyalar yukarıya çekilmiş, evdeki yerlerini almış.

 

Yalnız adam yol arkadaşıma hayretle sormuş:

 

“Ne yaptın sen? Hani diğer eşyalar? Ben şimdi bunları nasıl öderim. Zaten eskilerin taksitini bir ömür çalışarak ödemiştim.”

 

Yol arkadaşım sarılmış yalnız adama:

 

“Hele bir söyle abey! Bu esmer vatandaş alıp sattı eşyalarımı diye düşündün mü hiç?” Diye sormuş.

 

Adam oralı olmamış sormaya devam etmiş:

 

“Nasıl aldın bunları? Yahu sen kimsin kardeşim söyler misin Allah aşkına? İn misin, cin misin?”

 

Katıla katıla gülmüş yol arkadaşım:

 

“O emanetçi esmer vatandaşım abey.” Demiş. Sonra devam etmiş sözlerine:

 

“Biraz sonra ben çıkıp gittiğimde bütün bunları gerçekleştiren bir melek gelecek. Sen hele yap banyonu, ol tıraşını ve onu bekle. Hadi Allahaısmarladık. Bir ara uğrar temizlik işleri için harcadıklarımın listesini sana bırakırım. Üç beş kuruşum kaldı sende. Verirsen verirsin, vermezsen hakkım helaldir abey.” Diyerek evden ayrılmış.

 

Yol arkadaşım esmer vatandaş birkaç gün sonra elinde bir buket kırmızı karanfillerle yalnız adamın kapısını çalmış. Kapıyı açan o genç kızmış. Buyur etmiş.

 

“Size nasıl teşekkür edeceğimizi bilemiyorum. Her şey istediğim gibi olmuş.”Diye teşekkür etmiş.

 

Yol arkadaşım açık kapının aralığına içeri bakmış. Merakla:

 

“Abey nerede? Onu görebilir miyim?” Diye sormuş. Genç kız:

 

“Siz içeriye buyurun. Şimdi gelirler. Minik kızımla parka gittiler. O da sizi merak ediyor.” Demiş.

 

Yol arkadaşım cebindeki kâğıdı çıkarıp genç kıza uzatmış:

 

“Bu kâğıtta abeyin yap dedikleri ve hesap kitap var. Yazmıştım bir güzelce. Saygılarımı söyleyin. Ben hakkımı helal ettim. Varsa o da hakkını helal etsin.” Diyerek evden ayrılmış.

 

O günleri anlatırken gözlerinin içi gülüyordu yol arkadaşımın.

 

“Kızı bir gençlik hevesi yaşamış. Yalnız adamdan izin almaksızın evlenip gitmiş. Araya soğukluk girmiş. Kızına hem analık hem de babalık yapan adamcağız içine dönük, küs bir hayat yaşamış. Bu olaylar baba ile kızı bir araya getirdi. Birde torun olunca değme keyfine. O gün evden ayrıldığımda apartmanın yöneticisiyle karşılaştık. Yalnız adamın damadı çok iyi bir mevkide ve sevilen bir insanmış. Kızı da öyle… Herkese iyilik yapan… Ama bence en büyük iyiliklerini ömrünün son günlerinde hayatın son kıyıcığına gelen babalarına yani bizim yalnız adama yaptılar. O’nu ömrünün son deminde hayata bağladılar.

 

İşte böyle… Hayatın ötelediği nice güzel insanlarla bir karışlık mesafelerde yaşıyoruz.

 

Yol arkadaşımı, Romanların güzel insanı C.H.P’nin İzmir Milletvekili adayı Özcan Purçu’nun özgeçmişini okurken yâd ettim.

 

Yol arkadaşım nerede mi?

 

Şöyle etrafınıza dikkatlice bir bakınız…

 

O iyi insanlar arasında size gülümsüyordur.

 

Yayın Tarihi
07.05.2015
Bu makale 191 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!