Bir saniye?

Saatleri ve günleri takmayan dünya inanmayacaksınız şimdi kayıp bir saniyenin peşinde…

O halde bu konuda biraz geyik yapmaya var mısınız?

Soluk soluğa konuşan birisine söz söylerken hemen işaret parmağını kaldırır:

“Bir saniye!”Uyarısı yaparak konuşmanın bölünmesini önleriz.

Park yerine senden sonra gelen aracın şoförüne de aynı işareti yaparız:

“Bir saniye kardeşim. Öncelik bende.”

Aile içinde de bir saniyenin önemi vardır. Sıkıysa konuşan hanımınızın sözünü bir bölün. Parmağını gözünüze sokarcasına uzatır:

“Bir saniye!” Der. Uyarısını takmadığınız zaman o bir saniyelik süre senelerce gündeme gelir ve başınıza kakılıp durur.

Kuyruktasınızdır... Uzayıp giden insan zinciri asabınız fena halde bozmuştur. Kazara biri kuyrukta itiş kakış ayağıyla yer kapmaya kalkışsa tüm sıralanmış insanların gözleri dehşetengiz biçimde kocalır ve parmakları havaya kalkarak:

“Bir saniye! Kaynak yapma hakkını size kim veriyor?” Gürültüsüne dönüşür.

Sportif karşılaşmaları getirin gözünüzün önüne. Bir saniye erken maç bitiren hakeme tribünlerden yükselen isyan sesi, kafasına yağan yabancı cisimler ve gösterilen tarakların ardından ivedilikle şike iddialarını gündeme taşır.

Bir saniye geç kaldığınız havaalanında giriş kapısından geçmeniz olanaksızdır. Geçmeniz ancak VİP kapısında olur ki sizin için bekletilen uçağın içindeki yolcuların başparmakları çoktan işaret parmaklarının arasında o malum işarete dönmüştür bile.

Sinemada ve tiyatroda da saniyeler önemlidir. Gösterisi başlamış bir tiyatro oyununun salonuna palas pandıras giremezsiniz. Es kaza girseniz bile oyuna odaklanmış seyircinin kocalan nefret gözleriyle karşılaşırsınız. Ve birde oyunculardan biri sizin bu densizliğinizi fark etmişse repliklerine yüzünüzü kızartacak ifadeler ekleniverir.

Gösteri saati gelmiş bir sanatçı sunacağı gösteriye geç kaldığı an; Oscar ya da Altın Portakal ödülü sahibi olsa bile, seyircinin bir saniyesini heder ettiği için ortası delik metelikten daha değersiz hale dönüşüverir.

Ya da politik bir lider bir açılış için gideceği yere vaktinde gitmedi mi cihan padişahı bile olsa gözlerde ve yüreklerde kıymetsizleşmiştir. Bekleyenler zoraki alkışlasalar da:

“Ulan yuh olsun sana!” İç sesleridir.

Ve saniyeler, dakikalar, saatler vardır ki kıymeti yoktur. Bir kahvehanenin sandalyelerinde okey taşı sallamak için zamanın hiçbir önemi yoktur. Çünkü zaten amaç zaman tüketmektir. Ülkenin hali ve de ahvali çoktan uçup gitmiştir akıllarından

Nerden çıktı bu bir saniye lakırdısı derseniz kendinizi 30 Haziran’a hazırlayın derim.

Güneşin etrafındaki dönüşü yavaşlayan dünyanın minimum tembelliğini yakalayan astronomlar kayıp bir saniyeyi o gün dünya saatine ekleyeceklermiş. Sakın:

“Bir saniyenin ne önemi var?” Demeyin.

Ne demiş bilgeler:

“Vakit nakittir!”

Bir saniyenin bile dünyamız için kelebek etkisi yaratacak kadar önemli olduğunu çocuklarınıza anlatmayı sakın ihmal etmeyin.