Bir zamanlar yaz sinemaları

Yeni yetişen kuşaklar yaz sinemalarını göremediler. Çünkü gelişen teknoloji televizyon ve görsel aygıtları öylesine çoğalttı ki ne yazık onlar bir yaz gecesi açık hava sinemalarının tahta sandalyelerine kurulup püfür püfür esen serin rüzgârın ve yıldızların altında film izleyemediler. Varsa yoksa balkonlara kurulan portatif sehpalı televizyonların ekranları günümüzün seyirlikleri oldu.

 

Bizim oranın( Van’ın) sinemaları iki farklı yapıdaydı. Birisi kışlık sinema salonları diğeri yazlıklardı.

 

Şehir, Emek ve Yıldız Sinemaları yaz gecelerinin rekabet eden sinemalarıydı. Yıldız sinemasının kışlığı yoktu. Yazın açık bahçesinin sinemasına gelen filmler o gün büyük kentlerde oynayan filmlerin aynısını gösterime sunardı.

 

Şehir Sinemasının işletmecisi rahmetli Şefik Saydan amca Diyarbakır Bölgeye bağlıydı. Yılmaz Güney’in filmleri ilk onun sinemasına gelirdi. Dönemin gladyatör, kovboy filmleri Yıldız Sineması sahibi Bahri Yıldız’ın Yıldız sinemasında çok daha etkili tanıtımlarla sinemaseverlere sunulurdu. Emek Sineması Perihanoğulları’na aitti. O sinemada gösterilen filmler salon filmleri niteliğindeydi.

 

Şehir ve Emek sinemalarının yazlıkları aynı cadde üzerinde yan yanaydı. En güzel bahçeye sahip yazlık sinema Şehir Sinemasının, kapalı sinemada Emek Sinemasınındı.

 

Filmlerin gösterime girmesine bir iki saat kala iki sinemanın hoparlörlerinden günün popüler şarkıları çalınırdı. Sinema önlerinde keten torbalar içinde ay çiçek çekirdekleri (çiğdem) bardak hesabı satılırdı.

 

O yıllar sinemaya gidenler düğünlere gider gibi süslenir, giyinirlerdi. Henüz tiyatronun etkin olmadığı sosyal hayatta sinema küçük kentlerin ve kasabaların vazgeçilmez eğlence yerleriydi.

 

Şehir sinemasının kapı biletçisi rahmetli Şılav Celo, makinisti Remo (Remzi) gösterilen filmlerdeki jönler kadar şöhret ve itibar görürlerdi. Reklâmı iyi yapılmış ve başrolünde dönemin etkin sinema oyuncularının yer aldığı filmlerin ilk gün gösterimlerinde sinemalarda yer bulmak olanaksızdı. İşte o zaman rahmetli Şefik amcanın tatlı küfürleri havalarda savrulur, kapıda kuyruklar oluşturan sinemaseverler üzülmesin diye dışarıdan ilave sandalyeler takviye edilerek salon tıka basa doldurulurdu.

 

Şehir sinemasında film gösteriminde kaza ilen film koptuğunda seyirci:

 

“Remo!Remo yatma vılen!” Sitemleri yükselir, pek sabırsız olan seyircinin tepkisine de Remo üst kat balkonundan aşağıda yükselen tepki seslerine:

 

“Kesin sesinizi! Film koptu vılen!” yanıtı verirdi. Bazen karşılıklı atışmalara küfür de karışınca o gün Remzi’nin keyfi kaçar filmin arasında gösterdiği bir sonra gösterilecek filmden parçaları (fragmanlar) göstermeyerek seyirciyi kendince cezalandırırdı.

 

Yaz sinemalarından günümüze kalan arabalı sinemalar da ne yazık ki artık geçmişte kalan nostaljiden öteye geçemedi.

Yayın Tarihi
13.08.2015
Bu makale 327 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!