Cannavaro!

Eski adıyla Tuğ, şimdiki adıyla Tatvan, Van Gölünün batısında şirin bir iskelesi olan ilçedir. Ömrü Tuğ İskelesinde geçen Hacı Mahmut Çınar amcayla demli bir çay içimliği süresinde hoş sohbetimiz olmuştu. Söz gelip, Van Gölü canavarına dayanınca, Mahmut amcanın anlatısı öykü kitaplarımın birinde yer alan Şero’nun Atları’na kaynak olmuştu.

-Var mıdır bizim gölün canavarı? Soruma gülümseyen Hacı amca:

“Ömrüm Van Gölü kıyılarında geçti. Ben görmedim ama gördüm diyen o kadar çok kişi oldu ki. Diye başlamıştı söze.

Van Gölü’nün gizemli sularının kapattığı derinliklerde ucu bucağı olmayan mağaralar bulunduğunu ve bu güzeller güzeli gölün hem yörenin doğal çevresine kattığı büyüleyici güzelliği ile hem de iklimi olumlu etkilediğini anlatmıştı.

“Şerafettin adında biz Tatvanlıların Şero dediğimiz at arabası olan bir hemşerimiz vardı. Mevsim kış değilse eğer; gün sonu at arabasını gölün kıyısına çeker, atlarının koşumlarını çıkarıp, göle salardı. Suya alıştırdığı küheylanları gölün köpük köpük sularında öyle bir yüzerlerdi ki; ben diyeyim su aygırı, siz deyin timsah! Şero günün yorgunluğunu uzanıp yattığı yerden çıkarırken, atları da göl Van denizinin çocukları gibi şen ve coşkulu oynaşırdı.”

Mahmut amca soluksuz ve dikkatlice dinlediğimi fark edince devam etmişti:

“İşte ne zaman bizim buralardakiler Van Gölü canavarı bahsini etseler aklıma Şero’nun atları gelir.”

Yüksek Deniz Van Gölünün insanları yaşadığımız dünyada hayvanları en çok seven insanlardır.

Van Canavarı söylenceleri ortaya çıktığında ve ulusal televizyon kanalları haberini sunmaya başladığında koca bir ülkenin nüfusu ekran başına toplanarak heyecanla, saadettin Teksoy’un:

“Az sonra Van Gölündeki canavarın görüntülerini ekrana getireceğiz.”Anonsunun devamını hayretler içinde merakla beklerdi.

Canavar söylencesi ayyuka çıkınca, piyasadaki hediyelik eşyaları da üretilmeye başlamıştı.

Canavar amblemli tişörtler, objeler ve hatta Van Stadyumundaki tribünlerde yükselen tezahüratlar canavar sözcüğünü dillere düşürmüştü. Gün olmuş taraftarlar arasında kavga çıktığında tirajı yüksek ulusal basın spor haberlerini taraftarları eleştirsin diye “Van Gölü Canavarı tribündeydi.” Manşetiyle vermiş, bu ironi yaklaşımlar bizleri üzmüştü.

Öyle ki Van Spor’un süper ligin yıldız takımları arasında olduğu yıllarda Van Spor’un fanatik taraftarları yazdıkları mesajlarda:

“Hocam, Allah’ını seversen yaz da bizim yönetciler İtalya’nın ünlü defans oyuncusu Fabio Cannavaro’yu transfer etsinler, tribünleri şen eyleyelim.”Demişlerdi.    

Belediyeler de kollarını sıvamıştı… Hiç vakit yitirmeden Van Gölü canavarının heykelini kentlerin, ilçelerin orta yerlerine dikmişlerdi.

Kahvehanelerde, mahalle aralarında, okul bahçelerinde konuşulan en önemli konu Van Gölü canavarı oldu.

Yıllar önce Van ziyaretlerimden birinde bütün bir ailemi toplayarak Van Gölü etrafında yaptığımız gezi sırasında mola verdiğimiz Ahlat, Adilcevaz kıyılarında göle girip serinlerken kara gözlü yeğenim Ömür:

“Van gölüne gelmişiğ/Semaveri yakmışığ/Canavarı görünce/Altımıza etmişiğ” Diye mizahi uyduruk şarkısıyla söyleyince kahkahalarla “gülmüşiğ”.

Hayvanları sevmeyen insanları sevemez sözü için Van örnek memleketlerimizden biridir. Öyle ki gölünde var mıdır, yok mudur bile bilinmeyen canavarını sempatik yapmış, tıpkı Van Kedisi gibi heykelini dikmiş, efsaneleştirmekle kalmayıp gülmecelere konu etmiştir.

Yayın Tarihi
11.02.2017
Bu makale 529 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!