Cellâtlara balansa ayarı

İnsan düşmanında merhamet arar mı?

 

Bazen arar…

 

Ölüm anı eğer sadece bir nefese sığdırılırsa ölümüm melekliğine soyunanlardan insaf beklenir.

 

1972 yılının Mayıs ayının ilk haftasının son günüdür.

 

Kalem kırılmış, üç fidanın ölüm fermanı imzalanmıştır.

 

Suçları halkın ve vatanının mutluğu için emperyalizme ve onun aşağılık uşaklarına rest çekmektir.

 

Bekleyiş sırasında ölümü bekleyen gençlere adettir diye son dilekleri sorulur.

 

Sevdikleri bir yiyecek, içecek ve son dilek…

 

Deniz hiçbir şey yememeyi yeğler.

 

Çünkü okuduğu kitaplarda boynuna ip dolanarak asılanların son yediklerini sallanırken çıkardıklarını ve paçalarından aktığını bilmektedir. Bir sigara ve demli bir çay hani olursa ya bir de Rodrigez’in gitar konçertosundan özgürlük şarkısı.

 

Ne var ki cellâtların arkalarındaki insafsızlar idam anını bile kurgulamışlardır. Cellâdın idam sehpasında salınan ipi gevşek bağladığında kurban öyle hemen bir iki dakika da can veremez. Dakikalar geçer ve ipte sallanan kurban çırpına çırpına hayata veda eder.

 

Anadolu Ajansı muhabiri Burhan Dodanlı idam esnasında Ulucanlar cezaevinin bahçesindedir. Deniz Gezmiş’in boğazına yağlı urgan takıldığında ve Deniz ayağının altındaki sehpaya son sözlerini söyledikten ve tekmeyi indirdikten sonra ipin ucunda yaklaşık 52 dakikada ancak can verir.

 

Cellât insafsız emre göre ipin ilmiğini ayarlamış, ölümünü geciktirmiştir…

 

Yeşil Yol filmini anımsarsak eğer. O film gerçek bir yaşam öyküsüdür. İzleyenler bilirler. Elektrik sandalyesine oturtulan kurbanın kafasının üzerine elektrik geçirgenliği olan bağlantı konulmadan önce kafatası bir süngerle ıslatılır ki elektriğin iletkenliği artırılsın ve kurban çabuk can versin. O filmin sahnesinde psikopat bir katilin infazı daha önce tartıştığı acımasız ve iblis ruhlu gardiyanlardan biri tarafından kafasını üstü ıslatıldı süsü verilir ancak ısaltılmaz… Öte yandan şalteri indiren cellât elektrik akımını sağlar. Ve kurban cayır cayır kavrularak ölür… Ölüm anını kayıtlara geçirmek için orda bulunan mahkeme heyeti, yargıç ve tanıklar dehşet içinde elektrik sandalyesinde yanarak ve çığlıklar kopararak can veren mahkûmu izlerler.

 

Deniz’in idam ediliş anındaki barbarlıkla Yeşil Yol filmindeki infaz anı insanlık suçudur ve asla affedilir gibi değildirdir.

 

Burada altını çizmek istediğim cellâtların görevlerine bile balans ayarını yapanlar arka plandaki asıl cani ruhlu insanlardır.

 

Ve bugün Ortadoğu’daki canileri yaratanlarla o günlerdeki iblislerin kumaşı tıpa tıp aynıdır.

 

Tarih bütün caniler gibi onları da lanetliler sayfasında yazmaya devam edecektir.

 

 

Yayın Tarihi
07.05.2015
Bu makale 246 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!