Çileli Kuşak (3)

1.Dünya ve Kurtuluş savaşlarında Azrail çok çalışmış, hep toprak kazanmış.

Mustafa Kemal kaç yıl savaşmışsa, o nesil o kadar savaşmış.

Bu kitapta okuyacaklarınız tarihin yazılmayan yüzü. Ölenler olmuş, kalanlar unutulmuş,

Kurtardıkları topraklarda öldükten sonra, ancak gömülecek kadar yer bulmuş.

Zaman geldi, acı gerçekler unutuldu, düşmanla birlik olanlar önde tutuldu.

Toplumda ileri çıkanlar mı? Onlar susturuldu.

İnsanımızın “Seferlik” dediği 1.Dünya Savaşında Osmanlı toprakları bilinen Irak’ta, Kanal’da, Çanakkale’de Kafkaslarda savaştılar. Müttefikimiz Almanlara yardım için Balkanlar Galiçya ve Karpatlara Osmanlı askeri vardı. Osmanlıda ikmal çalışmadı. Askere yiyecek, giyecek ulaşmadı. Savaş arakları ikmali yapılmadı. Bunlara ait acı örnekleri savaş anılarında okuyacaksınız. 

Savaş ölüm yolu oldu. Çok gittiler, az döndüler.4 yıl sonra 1.Dünya Savaşı bitti. Ölenlerden korkulmaz, hesabı da tutulmaz. Sağ kalanların silahlarını topladırlar. Anadolu da işgaller başladı.

Osmanlı beyaz bayrak tutuyor. Anadolu unutuluyor. Yalnız unutmayan düşmanlarımız.

*

Yücelerden bir ses duyulur, Kurtuluş Savaşı başlar.

Kurtuluş savaşı varlarla yokların savaşı.

Demek Azrail’in işi daha bitmemiş.

Ölenler ölür, sağ kalanlar savaşı kazanır.

Köylerde şöyle söylenir…

Askerlik anlatıları, yılan hikâyesi, şeytan söylenceleri bitmez.

*

Tanık olduklarımı düşünürsem. bu görüş savaşa girenleri kapsamıyor. Onların öyle bir derdi yok. Konuşmazlar konu açılırsa bile hemen kapatırlar.

O kara günleri bir daha hatırlamak istemezler.

*

Tarihin kayıtlarında askeri arşivlerde savaşların arka yüzü karanlıktır. Savaşanların içinde eli kalem tutanlar varda not almışsa, edebi olsun tutkusu ile belli kalıplara doldurur, içinde yalın gerçek kaybolur.

Şekilcilik güzel görünür, sadık değildir.

*

Seferberlikte en çok şehidi Kafkaslar da Çanakkale de verdik. Acıdır, en çok esiri de Arabistan da. Arabistan da kötü yan askerimiz arkadan vuruldu.

Arabistan’dan dönebilenlerin konuşmalarında “Ne Şam’ın şekeri, ne Arap’ın yüzü” derler.

Anadolu insanı uzak uzak ellerde kimin için kan döktü. Can verdi, esir gitti?

Bu bilmeceyi çözen var mı?

*

İnsanımız üç kıtada savaştı, ölümleri 5 kıtaya dağıldı. Uydurmuyorum dinlediklerime göre yazıyorum. Esir alınıp Mısır da tutulanlar, Avustralya’ya taşınanlar, Latin Amerika’ya götürülenlerden köyümde hiç dönen olmadı. Sadece Sibirya’dan gelen var.

Köyümün bu insanlarına türküler yakılmadı, şiirler yazılmadı, öyküler düzülmedi,

En azından ben ulaşabildiklerimin adlarını kayda geçtim.

Osmanlı da genel durumu görmek için bir notanın daha altını çizmek gerek.

*

Anadolu’ da nüfusun yarısı  gayrı soydan, gayrı dinden. Onlar için savaş bir nimet. Şehit veren biz.  Kasalarını dolduran onlar. Yetmedi işgal güçlerinin önünde gidenler, zulmedenler yine onlar.

“Acıyı acı, sancıyı su giderir” derler. Bağımsızlığı ihanet.

Karanlığın gölgesinde kalanlar,

Torağa ulaşanlar,

Kalemde buluşanlar,

Kâğıda doluşanlar,

Bu dizide konuklarım.

 

Yayın Tarihi
18.05.2016
Bu makale 998 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!