Dağlar da yanarsa

Cudi dağı ve kırsalı yanıyor.

 

Dağ yanar mı?

 

Yanar!

 

Yakarsan taş da yanar…

 

Ölümsüz yazar Yaşar Kemal yeşili bilinçli olarak yakanların kulağını çekmek için Cumhuriyet Gazetesinde müthiş bir röportaja imza atmıştı.

 

Yazıların ressamı su gibi akıp giden tümcelerinde yanan bir ağacın gözyaşlarının da olduğuna dikkat çekmişti.

 

Canlı diyoruz. İnsan, hayvan ve bitki…

 

Hareket eden canlılar hayvanlar insanlar, olduğu yerde duran canlılar bitkiler…

 

Ağaçları ayakları yoktur ki ceylan gibi koşsun. Çakılınca dallarına kibrit ateşine, alevine el uzatacak pençeleri de yoktur.

 

Ağaçların gözyaşı olur mu?

 

Olur!

 

Hani akma dediğimiz noktalar vardır ağacın kabuğunda. İçinden dış kabuğuna uzanıp gelen kaygansı, yapışkan bir maddeyi oluşturur. Bizim oralarda “ĞIÇ” Denir akma gözlerine. Okul çağımızda kimi zaman tutkal bulamadığımız zaman ğıçı akıtırdık küçük kapaklara ve sürerdik kâğıtlarımıza. Öyle şıp diye yapıştırmasa da tuttururdu iki kâğıdı birbirine. Koca yazar o akmaları gözyaşı olarak betimlemiş. Ve etkilensinler diye ota, ağaca düşman olanlar ağaçların gözyaşı bunlardır demiş. İnsanı yakanlar etkilenir miydi bilinmez ama Yaşar Kemal tek bir yeşil dala kıymanın canilik olduğunun altını o güzel röportajında çizmişti.

 

Dağlarına bahar gelmiş memleketimin dizleriyle özgürlüğü anlatmıştı Ahmet Arif. Görüşmecim yeşil soğan getirmiş, karanfil kokuyor cigaram derken doğayı katmıştı hürriyet sevdasına. Şimdi yaşasaydı Ahmet Arif:

 

“Haberin var mı Cudi’den?” Diye sormaz mıydı?

 

Cudi Dağı etrafı makilerle kaplı bir alan. Vahşi, sarp kayalıklar, umuda açılan derin vadilerin yurdudur. Bayramın ilk günü geldi kara haberi... Cudi ateş altında... Cudi’yi yakıyorlar diye.

 

Sahi Cudi yeryüzü parçası değil mi? Anadolu’dan bir köşe değil mi? Kim ateşe verir yeryüzünün bir parçasını, Anadolu’nun büyüleyen doğal bir beldesini? Kim?

 

Niye ses vermez muhteşem insanlık Cudi’de yükselen:

 

“Uy havar!” Seslerine.

 

Yanan Anadolu’dan bir köşedir içinde ağacın, çiçeğin, ceylanın, kaplumbağanın, kartalın, atmacanın, geyiğin, ayının, kekliğin yurt edindiği. Göç yoludur Van Gölünden kalkan katar katar allı turnaların.

 

Aylardan Temmuz!

 

Temmuz ki iki dalın sürtünmesinden bile kıvılcım çıkaran yazın ateşten ayıdır. Kim çaktı ateşi Cudi’de? Yoksa rüzgâr mıdır suçlusu? Ya da barışı ve huzuru reva göremeyenlerin iğrenç bir oyunu mu?

 

Roma’yı yakan Neron’un ruhuyla dolaşan, baharı ve yazı çok gören hainler midir ateşle oynayan?

 

Ses ver insanlık?

 

Yanan sadece Cudi değil yeryüzünün zümrütten bir köşesidir.

Yayın Tarihi
20.07.2015
Bu makale 318 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!