Değişim zamanı..

Değişim başlamışsa ve sarmışsa bedeni önünde durmanın imkânı yoktur. Durmak istesen de önünde, duramazsın. Alır götürür rüzgarı, savrulur bertaraf olursun!  Direneceğin, ayak direteceğin, savunduğun ezberlerin bile değişecektir zamanı geldiğinde. Bu ülkenin “azizlere” ihtiyacı yoksa ve dağılıyorsa cumhurun üzerindeki “vesayet” değişim de başlamıştır. Bu gürültü “içinde ben yoksam, değişim de yoktur” düşüncesi bencil bir bakışın hastalıklı itirazıdır. Korkuyu beslemenin, karanlık ve fil dişi kulede siyasetin bir ürünüdür. Demokrasinin içindeki en temel aktör olan “insan”ı yok sayarak, “demokratım ve en demokrat benim” diye düşünen bir zihniyetin de değişime direnmesini anlamak mümkün değildir. Sosyal demokrasinin en tutucu hali “faşist” yansıması sinmişse üzerinize, siz de değişmelisiniz, liderlerinizi de değiştirmeliniz. Partilerinizin, yüzyıllık vesayeti elinde bulunduran bir tek güce artık ihtiyacı yok!  Nesil değişiyor, “ok”lardaki mana değişiyor, “ışık”larınızdaki savunduğunuz ilkelerinizin gücü yürüdüğünüz yolu aydınlatmıyor artık!  Halk dediğinizde aynı şeyden bahsetmiyoruz bile.. Sizin halk dediğiniz oy için “halk pazarı”ndan öteye geçmiyor. Parti binalarınızın önünden geçen halk sizin içeride ne yaptığınızı çok da merak etmiyor artık! Siyaset kavramları bile değişiyor. Siyasetçi değişiyor. Vatan, millet aşkı aynı ama aşk şarkıları bile değişiyor!
Size hala destek vermeye devam eden o alnından öpülesi seçmeniniz “Dışarıda mevsim baharmış” dediğinde bunu gördüğünüz halde tartışıp doğaya bile ayak diremenizin değiştiğini görmek istiyor! Yüzyıldır aynı yüzlerin vekil olmasından, partilerinizin içindeki demokrasi anlayışınızdan hiç bıkmadınız mı? En gür çıkan ses olmaktan, “muhalifim, çünkü sosyal demokratım, milliyetçiyim”  demekten hala bıkmadınız mı? Sizin kadar milliyetçi, yurttaş, vatansever ve demokratız biz de! Belki sizden daha fazla sevdiğimiz için bu vatanı, değişmeliyiz diyebiliyoruz yakalarımızdaki rozetlere rağmen.

“Kendine demokrat” olmamanızı istiyor artık herkes! 12 Eylül darbeci bir zihniyetin ürünü olan ve üzerinden otuz yıl geçmesine karşın sivil bir anayasanın hala yapılmamış olması, değişime ayak diremenin, kendine demokratlığın ta kendisi değil mi? Halk içinse demokrasi, demokrat da halk için çalışmalı ve değiştirmeli kendini, yenilemeli düşüncelerini..
Yani, kendinize değil, halka demokrat olun! Değişimi başlatın. Bırakın gençler gelsin sizin oturduğunuz yerlere.. Bırakın gençler kendi demokrasi anlayışlarını taçlandırsın, onurlandırsın kürsülerde, meydanlarda, mecliste.. Bırakın değişim rüzgarları siyaseten ağarmış saçlarınızda essin ve alıp götürsün sizi de geleceğe! Bayram günü ilan edin bu değişimi başlattığınız günü.. İnanın unutmayacaktır bu halk sizi ve yaptığınız fedakarlığı!

Değişin.
Deniz kıyısına gidip ufka bakın. Hayatı göreceksiniz.
Sakın şaşırmayın.
Yada bir parkta baharın gelişini kutlayın sabahın erken saatlerinde!
Simitçiyle, boyacıyla konuşun, sokaktaki sesi dinleyin, yoldan çevirip insanlara sorun,
hayatı göreceksiniz, gerçek hayatı!
Bu sabah, insanlık için vatan için gelecek için önemli bir şey yapın;
Değişin!

Yayın Tarihi
06.04.2010
Bu makale 8723 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Halktan biri olarak soruyorum ve talep ediyorum ben de; -Mış gibi davranmaktan yorulunmadı mı artık? Salt demokratmış gibi görünmek adına demokrasi ile örtüştüğü madde sayısı birkaçı geçmeyen, hiç de gizli olmayan amacı hukuku siyasallaştırmaktan, dikta yönetimini biraz daha koruma altına almaktan öte olmayan bir "Anayasa Değişim Ucubesine" evet mi diyeceğiz? Bu kadar da mı aptal bellendi, bu halk? Pekçoğunun da aslında pek farkında olduğu ve hiç savunulacak tarafı olmayan bu "Anayasa Değişim Ucubesi" yutturulmak zorunda halka... Ve yine savunulacak tarafı olmayan her acı ilacı yuttururken yapıldığı gibi tutunacak tek haklı dala mı tutunuluyor? Partilere saldırmakta mı bulunuyor çıkar yol? Demokratik Türkiye'nin pek demokrat partisi AKP'nin pek demokratik uygulamaları ve pek demokratik "Anayasa Değişim Paketi"ni savunmak yerine... Ve artık güldürmekten öteye geçmiyor etkisi... Daha yaratıcı stratejiler geliştirmeli taraftarlar... Hadi savunun... Anlatın... Bana, halka, onaylanması istenen bu anayasanın maddelerini bir bir, açık açık anlatın... Göremediğim, anlayamadığım demokrasiyi anlatın bana... Öğretin... Değiştirin beni...

Deniz Ergüner 06.04.2010

Değişmeyen tek şey değişmenin kendisidir Hayatın bu kadar hızlı aktığı herşeyin bu kadar hızlı değiştiği bir zamanda bunun önünde durabileceklerini zannedenler yanılıyorlar yakın zamanda küçük ama onlara ait olan düzenleri de yok olacak

Mustafa Temimhan 06.04.2010

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!