Delikanlılık üzerine çeşitlemeler

Delikanlılık olgusu sıradan bir olgu değildir. Ve yalnızca erkekler için söylenmiş bir sözcük değildir.

Hazır gündemde “delikanlılık” üzerine raconlar kesilmişken bizim açımızdan delikanlılık nedir, ne değildir irdelemek isterim.

Delikanlılığı güç olarak algılamak delikanlılık ruhuna aykırıdır. Bizim toplumumuzda zaman zaman kabadayılık ile delikanlılık birbirine karıştırılır.

Delikanlılık fizik gücüne dayanmaz. Delikanlılığın özünde yürek, ahlak ve akıl gücü yatar.

Benim kuşağımın yeni yetme gençlerine ağabeylerimizden şu öğüt yapılırdı:

“Delikanlı olmak efendi olmak demektir.”

Öğretmenlik görevim sürecinde sorun yaşayan ve kaba kuvveti tek yol gören öğrencilerimle söyleştiğimde hep delikanlılığın efendi olmak olduğu bilincini aşılamaya çalıştım. Ayakkabısının topuğuna basarak giyen, cebinde kelebek adı verilen bıçaklarla dolaşan, sevdiği kızı başka arkadaşının yanında görünce dalan öğrencilerimle bu yönde yaptığım söyleşilerden kazandığım öğrencilerin sayısı azımsanmayacak sayıdadır. Bugün o çocuklarım hayatın içinde örnek yurttaşlar arasındadır.

Efendilik kavramının içinde de; iyi ahlak, dürüst olmak, yalan söylememek, başkalarının özgürlüklerine saygı duymak, namus ve şeref, onur değerlerini, inançlarını kutsal saymak vardır.

Delikanlı birey(bakınız buraya lütfen dikkat ediniz erkek ya da kadın demiyorum) toplumsal döngünün içinde gücü olan haksız ve zalimin yanında yer tutmaz. Haklının ve muhtacın yanında yer alır.

Maganda ile delikanlı… Külhanbeyi ile delikanlılık farklı kişiliklerdir.

Delikanlı insan üç önemli hayat ilkesine sımsıkı bağlıdır.

Yani:

Eline…

Diline…

Beline sahiptir.

Haramdan uzak durur. Haksız güçlünün yanında hayatı pahasına tavır alır. Sömürüye ve aldatmalara eyvallah etmez. Tuttuğu takımı, bakış açısı olan dünya görüşünü nefes aldığı hava kadar hayati sayar.

Kıvırtmaz.

Dostlarını, sevdiklerini, hayat yoldaşlarını yolda bırakmaz.

Üçkâğıtçı organize suçların içinde yer alanlara karşı adaletin yanında olur.

Hırsızları, vatan hainlerini, aldatanları görmezden gelmek gibi riyakârlıklara takılmaz.

Tuzak kurmaz.

İkiyüzlülükten uzak durur.

İşini, eşini, yol arkadaşlarını utanç verici eylemler içinde bırakmaz.

Yalın ve şeffaf olur.

Elinde tuttuğu gücü kendi düşüncelerine muhalefet olanların boynuna inecek keskin bir baltaya dönüştürmez.

Yönetirken ve yönetilirken yasaların, hakkın ve hukukun dışına çıkmaz.

Gözyaşlarına mendil, yaralı yüreklere merhem, düşenin yanına dost olur.

Delikanlılık dimdik durmaktır!

Kırılsa da bükülmemektir.

Doğru ve haklı sözü karnında yılana dönüştürmemektir.

Satılmamaktır.

Satmamaktır.

Kısacası delikanlılık, erdemlilik denen o muhteşem değerler birliğini yüreğinin içinde korkusuca taşımak ve namussuzlara, namussuzluklara karşı savaşarak asla eğilmemektir.