Deniz-kum-güneş için ek 16 bin yatak

Turizm sektöründe bu yılın ilk 6 aylık döneminde 47 bin 607 yeni yatak öngörülmüş.

Bu kadar ek yatak için hazırlanan 205 proje için ise devlet 3,1 milyar liralık turizm yatırım teşviki de verecek.

47 bin 607 ek yatağın yüzde 36’sı yani 16 bin yatak Antalya’yı ilgilendiriyor.

Bilindiği üzere Antalya, Türkiye’nin en fazla yabancı ve yerli turist ağırlayan turizm kentidir. Yani “altın yumurtlayan tavuk” gibidir.

Antalya’da Kültür ve Turizm Bakanlığı ile belediye belgeli yatak sayısı 500 bin civarında. Tesis sayısı da 2 bin 100’e yaklaşmış durumda.

Turistik otel ve tatil köyleri genellikle Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında tam kapasite ile çalışır. Diğer aylar ise otel ve tatil köyleri yarı yarıya doludur.

Dolayısı ile yataklar boş kalır. Turizm aynı zamanda çok kırılgan bir sektör olduğu için ufak bir kriz yaşandığı zamanda mevcut yatakların dolması bile mümkün olmuyor.

Turizmciler sürekli olarak yatak kapasitesinin artmaması yönünde açıklamalar yapar.

Ancak görünen o ki, devlet Antalya’ya 16 bin ek yatak yapılabilmesi için 1,1 milyar lira yatırım teşviki vererek hem sahillerin daha fazla işgal altında olmasını istiyor hem de turizm de kalitenin düşmesini istiyor.

16 bin yatak demek belki 16 ayrı yıldızlı otel ya da tatil köyü anlamına gelebilir ve buna mukabil de istihdam artışı olacağı da söylenebilir.

Ancak kazın ayağı öyle değil elbette. Çünkü yatırım teşviki alarak yapılan oteller resort olduğundan dolayı sezonluk çalışan otellerdir. Dolayısı ile istihdam da 12 ay süreli olmayacaktır.

Devlet eğer turizmde yatırım teşvikleri dağıtacak ise deniz-kum-güneş turizmi için değil, alternatif turizm çeşitliliği için bu yatırım teşviklerini vermesi daha doğru olur.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ATSO) “bir otele bir köy” projesi var.

Devlette yayla turizmi, sağlık turizmi, dağ turizmi, spor turizmi gibi alternatif turizmlerin gelişmesi adına yatırım teşviki verebilir.

Ama turizmcinin işine en kolay deniz-kum-güne turizmi geliyor. Her ne şekilde olursa olsun nasılsa müşterisi hazır.

Hele bir de her şey dahil sistemi yaptın mı gelsin turistler dersin.

Her şey dahil sistemi ile turist başına düşen turizm gelirleri de azalıyor. Bugün Antalya’ya gelen bir turist ortalama 824 dolar harcarken, Avrupa’da bu rakam 2 bin dolar civarında.

Yine her şey dahil sistemi ile otellerde de kalite düşüyor. Kişi başı yeme içme maliyeti bazı otellerde 15 dolara kadar düşmüş durumda.

Ülkesinde Barselona maçını izlemeye giden bir İspanyol ödeyeceği en düşük giriş ücretiyle bile Türkiye'de 5 yıldızlı bir otelde her şey dahil bir gün geçirebiliyor.

Turizmde kalitenin artması, yerel yönetimlerin turizm kentlerine yeterli yatırım yapabilmesi için öncelikli olarak devletin ciddi bir turizm politikası olması gerekiyor.

Bugün Antalya’ya ek 16 bin yatak öngörerek 1,1 milyar lira yatırım teşviki veren devlet, ne yazık ki Antalya’nın nimetleriyle kazanılan paranın vergilerinin aynı kentte ödenmesini zorunlu hale getirememiştir. Dolayısı ile turizmci devletten aldığı teşvik ile Antalya’nın nimetleri sayesinde kazandığı paranın vergisini başka kentlerde ödemektedir. Yerel yönetimlerde turizm pastasından az pay aldığından yeterli yatırımı yapamamaktadır.

Devlet, bir an önce deniz-kum-güneş turizmi için yatırım teşviki vermeyi bırakmalı ve bu teşvikleri turizmin 12 ay olabilmesi adına alternatif turizm için vermelidir.

 

 

Yayın Tarihi
14.08.2014
Bu makale 4833 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!