Devlet Bahçeli’ye haksızlık…

Misyonu milliyetçilik olan bir partinin genel başkanının Tunceli’yi ziyaret etmesine en çok heyecanlanan insanlardan biri de ben oldum.

Sözünün arkasında duran:

“Dersim dört dağ içinde

  Gülü bardak içinde.” Dizelerinin bir zamanların acılı kenti Tunceli’ye gitmesi ve Tunceli halkıyla buluşması; çatışmaların, ayrıştırmaların, ötelemelerin, bölmelerin, etniksel ve dinsel, mezhepsel kanlı senaryoların ardı ardına sahnelendiği bir coğrafyada, görüntüsü tarihte iz düşümü bırakacak en güzel fotoğrafı yarattı. Sayın Bahçeli’yi yürekten kutluyorum.

“Halkla kucaklaşamadı.”Eleştirisi Bahçeli’ye yapılacak en büyük haksızlıklardan biridir.

Bahçeli’nin bu ziyareti kendi partisi için de yürekli bir başlangıçtır.

Bahçeli’nin liderliğiyle birlikte parti içinde ve tabanında büyük değişimlere imza atılmıştır.

Sokak eylemleri, siyaseti vurmak ve kırmaktan gençleri uzak tutulmuştur.

T.C’nin tabelalardan silinmesi, andımız söyleminin kaldırılması, dağlardan inenlerin yaratacağı barış ortamı yerine hala birçok noktada vur kaç eylemleriyle devletin zaafa uğratılması, ordunun komutanları üzerinde kumpasların kurulması defalarca Bahçeli liderliğindeki partisine doğal refleks yüklemesine rağmen bunların hiç birine tenezzül etmemesi ve bahane olarak öne sürmemesi Türkiye’nin birlik ve beraberliğine ne denli önem verdiğinin sizce de bir kanıtı değil midir?

Bahçeli’nin siyasi yürüyüşünü yakından izleyenler bilir. 

Bahçeli ile birlikte partisi şeklen değişmemiştir. Yani beyaz çorap giyilmesi, sakal bırakılması, sarkık bıyıklar uzatılmasının dışında gençlerinin hiçbir yasal olmayan eylemin içinde bulunulmaması da öğütlenmiş ve bu başarılmıştır.

Yani böyle bir liderin yoğun tartışmaların odak noktası haline getirilen Tunceli’yi ziyaret etmesinin ardından:

“Valilik binası önünden ayrılamadı, esnafla buluşamadı, partilileriyle dertleşip gitti.” Demek siyasi bencilliktir.

İçeriği ve stratejileri detaylarıyla halkla paylaşılmayan barış sürecinin gerçek anlamda başarıya ulaşabilmesinde en büyük payın sahibi Bahçeli olacaktır.

Dediğim gibi Sayın Bahçeli:

“Dağlar ve sokaklar bizimdir.” Çatışma söylemi yerine hep sabır ve aklıselime davet etmiştir gönüldaşlarını.

“Partisinin eski dönemi olsaydı bütün bunlar olmazdı. Pasif davranıyor. Bu kadar iyi niyeti zarar veriyor.” Diyenlerin de gazına gelmemiştir.

Siyasi gelişmeleri yansız ve objektif olarak izlemeye çalışan bir kalem erbabı olarak bugün Türkiye’yi gerilimden çıkarıp alacak tek duygunun hoşgörü olduğuna ve karar verici tek gücün yaşananlar karşısında bilinçli olarak tavır koyacak halkın olacağına inanıyorum.

Oysa Bahçeli’nin Tunceli gezisini:

“Benim partim ancak yapabilir!”

“Bizden başkası yapamaz!”

“Halkı biz kucaklarız!” Diye küçümsemek ya da sabote etmek Yeni Türkiye yolculuğuna çıkanları “BEN” egosu içine sıkıştırıp presler ki bu hastalığın adını tarih hegemonyacılar olarak koymuştur.

Siyasi dünya görüşümüz Sayın Bahçeli ile farklı olsa da bu anlattıklarımla kendisine bu yapılanı görmezden gelmeye yüreğim elvermedi.

Yine de Sayın Bahçeli ile taraf olduğumuz çok güzel bir yer daha var…

Beşiktaş taraftarıyız.

Devlet Bahçeli’nin Doğu ve Güneydoğu gezileri olduğunda yine köşemde yazmayı bir görev olarak bileceğim.

 

Yayın Tarihi
30.11.2014
Bu makale 455 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!