Dibine ışık vermez mum gibiyiz

İddia ediyorum ki onlar ömürleri vefa ederse bu ülkeyi kırk yıl daha yönetir.

Çünkü onları eleştirenler ve yerenler öyle paramparçalar ki… Bir araya gelmeleri şimdilik olanaksız.

Çünkü darmadağınlar…

O sosyal gerçek:

“Parçala, böl ve yönet!” Öylesine sinmiş ki genlerine ne silkinebilirler, ne de:

“Bizde yönetebiliriz.” Adımını atabilirler.

Yönetme iradesi ellerinde olanlar çoktan köşe başlarına kurulmuşlar. Hani bir çimdik atsanız bile:

“Aman ha! Yerimden olur, kazanımlarımı kaybederim.” Korkusuyla oralık bile olmazlar.

İddia ediyorum ki onların ömrü oldukça bu ülkenin yönetme bayrağını kimselere kaptırmazlar.

Lafazanlık, kalemşorluk varken serde… Sen ve ben ikilemi oldukça çok zor, çok zor dostum!

Biri çıksa da:

“Yalan söylüyorsun!” Dese…

Ya da yakama yapışıp:

“Sen yanılıyorsun!” Eleştirisi yapsa ne derim biliyor musunuz?

—Biz dibine ışık vermez mum gibiyiz! Derim.

Niye böyleyiz var mı bana bunu anlatacak biri?

Var mı içimdeki kuşkuyu, umutsuzluğu bir cam fanusu gibi yerlere çarpıp tuz buz edecek?

Mum gibi…

Dibine ışık vermez mum gibiyiz… Titrek ve solgun ışığımız, yollarımızı aydınlatmayacak kadar cılız!

O kangrene dönüşmüş:

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!” Ve:

“Benden sonra tufan!” Ön yargısı ölü üzerine serilmiş bir çarşaf gibi üstümüzden hiç inmiyor.

Bırakmıyoruz öne çıkanlarımızı yol alsınlar diye. Sarılıyoruz ayaklarına, kollarına alçak bir kelepçe gibi!

Ve hovarda bir mirasyedi gibi, hayatını cephelerde kan kusarak veren ve bizlere cennet bir vatanda insan gibi yaşanacak her şeyi bırakanların onca değerini har vurup harman savuruyoruz.

Hala Onuncu Yıl Marşına takılıp kalmışız yeni şafak marşları yaratacağımız yerde…

Her seçimde yenilgi üzerine yenilgi yaşatarak bizden sonra geleceklere ihanet etmeye devam ediyoruz.

Yenilginler çıkıp ta yüreklice ellerinde taşıyamadıkları, dik tutamadıkları bayrağı yenilere teslim etmekten korkuyor.

İddia ediyorum ki onlar ömürleri oldukça daha nice kırk yıllar yönetir bu ülkeyi!

Biri çıkıp ta anlatsa bana:

“Çok karamsarsın, o dediklerin öyle değil böyle.” Diyebilse.

Var mı diyebilecek?

“Biz bencillik duvarlarını yıktık, egolarımızdan sıyrıldık, sen-ben kavgasını ortadan kaldırdık!” Diyebilecek bir Allah’ın kulu var mı?

Var mı bizi masallardan çıkarıp, yalanlardan sıyırıp gerçek hayatın yüzünü gösterecek?

 

Yayın Tarihi
31.10.2016
Bu makale 256 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!