Doğanın müthiş gücü

Yaklaşık bir haftadan beri doğa ile insan arasındaki ezeli mücadeleye bir kez daha tanıklık ettik.

Tüm yurdu etkisi altına alan soğuk ve ardından gelen fırtına, kar ve yağmur bir kez daha gösterdi ki doğayla boğuşmanın tek yolu doğanın değişmeyen kurallarına saygı göstermek.

Antalya ve çevresinde yaşayanlar saatte bilmem kaç kilometre hızla esen rüzgârın tutsağı oldu.

Sahile denizden vuran dalgaların gücü ile kaldırımlar birer karton parçasıymış gibi paramparça oldu. Kökleri toprağın derinliklerinde olan ağaçlar esen rüzgâra dayanamayıp sanki incecik bir otmuşçasına sağa sola savruldu.

Onca emekle düzenlenen seralar yerle yeksan oldu. Enerji sağlayan elektrik kabloları koptu.

Yani doğa dedi ki ben buyum. Bana kafa tutarsan, yok sayarsan hayatını işte böyle altüst ederim.

Bir kez daha çevrecilerin, doğa bilimcilerinin düşünceleri somut bir gerçek olup doğayı hiçe sayanların yüzünü kızarttı.

Yeşile kıyanların ve onlar karşısında kılını kıpırdatmayanların değişen iklimin yarattığı müthiş isyanla artık yüzleşmeye başladı.

Uğuldayan fırtına doğanın sesi oldu; duvarlara, konutların pencerelerine çarpa çarpa yağan yağmur da yok edilen çevre değerlerine karşı bulutların gözyaşına dönüştü.

İnsanoğlunun tek çaresi, betonlaştırmaya çalıştığı doğaya karşı saygılı olmak onu yok etmeye çalışmak yerine korumaktır. Bunu yapmadığı takdirde doğanın yanıtı kaç gündür başlattığı isyanın yeni tekrarları olacaktır.

Şehircilik ve çevre uzmanları günü birlik planlar yerine yüzyıllık planlar yaparak kayıp giden doğa değerlerini göz önüne alarak kentsel dönüşümlerde söz sahibi olanları uyarmaktır. Aksi takdirde sıradan rüzgârlar; fırtınalara, kasırgalara, hortumlara dönüşmeye devam edecektir.

Son günlerde hayata düşen doğa felaketinin fotoğraflarının verdiği mesaj yaşananlardır.

 

İkiyüzlü dünya                                      
Mizah dergisi baskınında sanatçıların canını alan radikal dinci terör eylemcileri ve onlara arka çıkanlar hem dünya liderleri hem de binlerce barışsever tarafından lanetlendi.

Haber ajanslarının fotoğraflarını servis ettiği dünya liderlerinin çoğunun ülkesinde Ortadoğu’ya, iç karışıklıkları olan ülkelere silah sattığını biliyoruz.

Ancak dünya ikiyüzlü!

Ürettiğin silahlarla yarattığın canilere hem kan döktüreceksin hem onları birer canavara dönüştüreceksin sonra da kanlı bir eylemler yaratıldığı için Fransa’ya giderek kol kola girip barış pozları vereceksin.

Derler ki her insan sonunda kendi yarattığı canavarın kurbanı olurmuş. Çok doğru ve güzel bir söz bu…

Batının kurguladığı eylemler ve onların beslediği terör örgütleri kan döküp can almaya başlayınca liderler zirvesi olağan üstü bir birliktelik için el ele tutuştu. Ancak bu güzel karar, silah tüccarı ülkelerin liderlerinin üzerinde iğreti bir görüntüye dönüştü.

Terörle mücadelenin tek çıkış yolu iç kargaşaların yaşandığı ülkelerden ellerini çekmeleri, Ortadoğu’yu cehennem yapma girişimlerine son vermeleridir.

Unutmasınlar ki kılıçla yaşayanlar kılıçla ölür…

 

Yayın Tarihi
16.01.2015
Bu makale 349 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!