Doğu Garajı kazısı: (1)

Antalya’nın tarihi gün yüzüne çıkıyor

 

[Önceki yıllarda da Doğu Garajı yakınında on adet basit mezarın yanı sıra, tonozlu mezar yapısına da rastlanmıştı. Ayrıca mozaik tabanlı bir kilise apsisinin yanlarındaki mermer tabanın altında düzgün kesme taşlardan yapılmış geç Roma-Erken Bizans dönemine tarihlenebilen bir sanduka mezarı bulunmuştu.]

 

 

 

Antalya’nın Doğu Garajı semtinde 1976 yılından beri Antalyalılara hizmet veren Halk Pazarı’nın geçtiğimiz Mart ayında yıkılmasının ardından, aynı yerde çok katlı bir iş merkezi inşa edilmek üzere hemen temel kazısına başlandı.

Bizler bu yerin altında Antalya’nın en eski mezarlığına ait kalıntıların çıkabileceğini biliyor ve sonucu merakla bekliyorduk. Çünkü bundan yıllar önce, 1980 yılında Ali Çetinkaya Caddesi'nin güneyinde, Atatürk ve Burhanettin Onat caddeleri arasındaki bölgede bir evin temeli kazılırken çıkan buluntular, Hadrianus Kapısı’ndan başlamak üzere Değirmenönü mevkiine kadar olan bölgenin eski Attatelia (Antalya)’nın ilk nekpolü (mezarlığı) olduğu yönünde ilk işaretlerini göstermişti. 1953 yılında Develik Meydanı’nda Antalya Toptancı hali inşa edilirken de, yapılan kazı sırasında birkaç devasa semerdan tipi lahdin ortaya çıktığına ben, yedi sekiz yaşlarında bir çocuk iken şahit olmuştum.

1980 yılında Antalya Arkeoloji Müzesi’nden Ferhan Büyükyörük ve Cihan Tibet tarafından yürütülen kurtarma kazısında Doğu Garajı yakınında on adet basit mezarın yanı sıra, bir adet de tonozlu mezar yapısına rastlanmıştı. Ayrıca mozaik tabanlı bir kilise apsisinin yanlarındaki mermer tabanın altında düzgün kesme taşlardan yapılmış geç Roma-erken Bizans dönemine tarihlenebilen bir sanduka mezarı bulunmuştu. Aynı yerin yakınında bir bina temeli kazısında 1987 yılında ortaya çıkan iki tuğla mezar, 11 adet basit çukur mezar, 1 adet dromoslu oda mezarı, 4 adet iki seviyeli çukur mezar, bir adet ana kayaya oyulmuş lahit teknesi biçimli (sanduka) mezar, buluntularına göre İ.Ö. l. yüzyıl ile İ.S. 4. yüzyıl arasına tarihlendirilmişti.

1991 yılında yapılan kurtarma kazısında kayaya oyulmuş bir oda mezarının üzerinde, kayaya oyulmuş basit bir çukur mezarla karşılaşıldı. Bunu 1992 ve 1993 yıllarında Halk Pazarı'nın doğusunda yer alan parsellerde da Helenistik-Erken Roma dönemine tarihlenen toplam 31 adet kayaya oyulmuş dromoslu, basamaklı ve rampalı oda mezarının yanı sıra basit çukur mezarların bulunması izledi. 1998 yılında yine Ferhan Büyükyörük ve Cihan Tibet tarafından Değirmenönü mevkiinde gerçekleştirilen kurtarma kazısında 2-3 metrelik toprak dolgu altında ana kayaya oyulmuş olarak mezarlar bulundu. 1998-1999 yılında ise Kızıltoprak Mahallesi 1340 sokak, 12526 ada, 3 no.lu parselde kalker taşından olan kayaya oyulmuş toplam 18 adet mezar ortaya çıktı. (*)

1953 yılında Develik Meydanı’nda Antalya Toptancı hali inşa edilirken ve 1980 yılında Hadrianus Kapısı'nın yakınında yapılan kazı sırasında bulunan mezarların tonozlu olması kentin ileri gelenlerine ait mezar yapılarının daha çok Hadrianus Kapısı’na yakınında olabileceklerini göstermektedir.  

Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım eski Attaleia nekropolü’nde bugün yapılmakta olan kazılar da gösteriyor ki, bugün Eski Doğu Garajı bölgesinde ortaya çıkan mezarlar için “Antalya’nın en eski mezarlığı ortaya çıkarıldı” yerine “Antalya’nın Nekropolü’nün bir parçası daha ortaya çıkarılıyor,” demek daha uygun olacaktır.

 

 

NEKROPOL NEDİR?

İnsanlar var olduklarından bugüne kadar ölen yakınları için cenaze töreni düzenliyor. Bugün antik kentlerin yakınında bulunan ve ‘Ölüler Şehri’ anlamına gelen nekropoller, yani mezarlıklar, bunun en önemli kanıtıdır. Ölünün yakınları son yolculuğuna uğurladıkları kişi için ağıtlar yakarlar; onu inançlarına özgü törenlerle uğurlarlar. Önceleri ölülerini kent içine gömen insanlar M.Ö. 8. yüzyılın ortalarında ve özellikle Helenistik devirden itibaren mezarlıklarnı tamamen şehir dışına taşımışlardır. Ölülerin nadiren de olsa bazen kent içine gömüldüğü olmuştur. Buna örnek Antalya Kaleiçi’nde bulunmuş birkaç lahit parçası ile İ.S. 2. yüzyılda yaptırılmış Hıdırlık Kulesi olarak bilinen Roma mezar anıtıdır.

Silindiği gibi Mart 2008 tarihinden itibaren Doğu Garajı bölgesinde kazı çalışmaları sürdürülüyor. O semtten geçenler meraklı gözlerle açılan çukurlara bakıyorlar. Sizlere arkeologların orada neler bulduklarını anlatacağım. Fakat önce, Antik devirdeki ölü gömme gelenekleri hakkında biraz bilgi vermeden bunu anlayabilmek biraz zor.

 

 

ÖLÜ GÖMME GELENEĞİ

Bugün olduğu gibi eskiden de mezarlar kişinin ekonomik durumuna göre yapılırdı. Örneğin Doğu Garajı Nekropol kazısında birkaç katlı veya sanduka şeklinde mezarlara rastlanıldığı gibi cesedin, herhangi koruma içine alınmadan direkt toprağa gömüldüğü mezarlar da bulunmuştur. Ölü hediyelerinin basitliği, bu tür mezarların kentin dar gelirli insanlarına ait olabileceği düşüncesini akla getiriyor. Ölen kişi başka bir ülkede, seyahatte veya savaşta ölmüş ve bazı nedenlerle memleketine getirilememiş ise, kendisine yaşadığı kentte temsili olarak bir mezarın yapıldığına da şahit oluyoruz.

Elmalı Semayöhük kazılarında ise cesetlerin, henüz soğumadan pitos adı verilen büyük kilden yapılmış küplere konduktan sonra ölü hediyeleri ile birlikte gömüldükleri görülüyor.

O devirlerde öbür dünyada yaşam inancı nedeniyle, ölülerin yanına birçok hediye ve eşya bırakılarak, ölünün bu eşyaları öbür dünyada kullanacağına inanılırdı. Bunlar genellikle, kişinin günlük yaşamında kullandığı takılar, kaplar, savaş aletleri olurdu. Ayrıca ölünün yanına birlik ve kent sikkeleri olmak üzere iki adet sikke (madeni para) koymak ta gelenekler arasındaydı. Birlik sikkeleri genelde ağıza, kent sikkeleri de ele konurdu. O devrin inancına göre ölmüş insanın Yeraltı Tanrısı Hades’in dünyasına gitmek için önünde, geçmek zorunda olduğu ‘Styks’ adlı bir nehir vardı.

 

KAYIKÇI CHARON

“Styks’ Irmağı’na ulaşan ruhlar Pyriphlegethon’un saçtığı alev sellerini görürler ve günahkârların gözyaşlarından doğan Kokytos’un inleyen müthiş feryatlarını işitirler, insana bulantı veren iğrenç ve pis kokulu Styks’in vahşi gürültülerini duyarlardı.

Bu nehrin bir yakasında yeraltı dünyasının kayıkçısı Charon onları ücret karşılığında karşı kıyıya geçirmek için beklerdi. Bu ırmakları geçmek için ruhlar yanlarında getirdikleri parayı vererek Charon’un siyah bir kayığa binerlerdi.

Ne var ki bütün ruhlar, alev saçan cehennemin pis bataklık sularından geçmeyi başaramazlardı. Gerçekten, çamurlu sakalı bulunan bu ihtiyar kayıkçı Charon, kayığına aldığı kişilerin ücret vermeyenlerini ve mezardan mahrum olan ölülerin ruhlarını acımadan, kürek darbeleriyle suya iter, kayığına almazdı. Fakir ve mezarsız ruhlar, tam yüz sene bu fena kokan iğrenç nehrin kenarında avare avare dolaşırlar, boş yere, ümitsizce bulundukları nehrin bir kenarından öteki kenarına doğru kollarını kaldırır feryat ederlerdi. Bu nedenle cehennem kayığına binerken geçiş ücreti vermesi için; ölülerin ağızlarına, mezara bırakmadan önce para koymak âdet olmuştu.

Bugün Doğu Garajı kazı alanında açılan bir mezarda böyle bir sikke iskeletin ağzında bulunmuştur.

(*) F. Büyükyörük-C.Tibet. !998-1999 Yılı Antalya Doğu Nekropolü kazıları, Adalya IV, Akmed Yayını, Antalya-2000)

 

HAFTAYA: Antik Dünyada ölüm öncesi ve sonrası inancı

Yayın Tarihi
20.11.2008
Bu makale 14493 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
cok hoş bı yazı yazmıssınız gercı benım bunları yorumlayacak kadar bılgım yok ne kadar dogru yanlıs yapıyoz bılmıyorum ama bazen ızınlı ızınsız bı kazı yapıyoruz ne hıkmetse bızım cıhazlarımız bole bı kac metre degılde 30 m lerde olcu verıyor ,

okam şenturk 06.12.2008

Sevgili arkadaşım, çocukluğumdan beri duymadığım bir söylemi hatırlattı senin şu ihtiyar kayıkçı Charon. (İmamın kayığına bindiğin zaman, bindiğinde ) gibilerden göndermeler yapardı eskiler. Salt Rumeli kökenliler mi kullanırdı bilemiyorum. Sonunda bir kayığa biniyoruz. Gidiş o gidiş. Ellerine sağlık geşmişi de geleceği de aydınlatıyorsun. Sevgiler.Neşe...

NEŞE KAREL 22.11.2008

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!