Düden için teşekkür

Düden  Çayı’nın denize döküldüğü alanda bulunan park düzensiz, bakımsız diye yazdım geçen hafta.

Bu soruna çözümü sağlayacak  plan-proje-ihale haberi cuma günü Sabah Akdeniz’de yayımlandı.

Evet, müjdeyi bir de ben duyurayım.

Şelale bölgesi için plan hazır, ihale yolda.”

Büyükşehir Belediyesi’nin başkanlığında 105 dönümlük alanda doğal yapıya uyumlu bir tasarım belirlenmiş ve hem yerli hem de yabancı turistin, aynı zamanda  da Antalyalıların ortak kullanabileceği yeni bir çekim merkezi yaratılacakmış.

Projede ne var, detaylar nedir, burada uzun uzun anlatmak istemiyorum.

Son ricam ihalenin biran önce yasalara takılmadan tamamlanması, hızlı adımlarla çalışmaların yürütülmesi ve park alanın hizmete açılması. Tam burada önemli bir saptama yapmak istiyorum, umarım bu yeşil dünya içine yerleştirilecek ticari işletme sahiplerinin geçmiş kayıtlarına ve bugününe çok detaylı bir şekilde bakılır.

Daha açık yazalım, ihale sonrası bu sınırlardan sorumlu olacak şahıslar ya da özel şirketler beli tabancalı, suratı pis sakallı, bağrı, yakası açık, yürüyüşü yandan kişiler olmamalı.

Bu konuya ihale sürecinde çok dikkat edilmeli ve şartnamede bu tür sonuçları engelleyecek maddeler olmalı diye yazıyorum ve kayıt altına alıyorum bu hayati uyarımı.

Unutmadan, düzenleme kararı için, turizme destek olacak bu gelişme için iki makama teşekkür etmem gerekiyor.

Şelale’yi, Düden’i yazmadan önce sözlü olarak konuyu paylaştığım ve bu uyarımı İl Turizm Toplantısı’nda kayda geçiren Valimiz Alaaddin Yüksel’e, kısa sürede harekete geçen, süreci hızlandıran Büyükşehir Belediyesi’nin ekibine ve elbette Hoca’mıza, Başkan’ımıza alkışlarımı gönderiyorum.

 

 

Hedef Fransa

 

Sabah Akdeniz’in cumartesi başlığı doping etkisi yaptı bende.

“Turizmde Yeni Rekor Geliyor”

Antalya’nın ilk çeyreğinde turist sayısı yüzde 32 artmış.

Kimse büyük bir yanılgıya düşmesin, bu artış böyle gitmez.

Gidemez çünkü sezona girildikçe yatak kapasitesi buna izin vermez.

Turizme uzak olanlar için bu tespiti yapalım ve ayrıca da ekleyelim, “otel sayısı bu büyümeye izin vermez” demek “yeni tesis yapılmalı” demek değildir. Antalya’nın ihtiyacı sezonu uzatmak ve yıla yaymaktır.

Haziran-eylül arası yüzde 100’e ulaşan kapasite kullanımını, önce mart- kasım dönemi  için, sonra da 12 ay süresince, uygun ve karlı fiyatla, yüzde 80’lere çıkarmak önümüzdeki 10 yıl için hedefimiz olmalıdır.

Dönelim bugüne, bu büyüme, eğer olağanüstü bir sıkıntı yaşanmaz ve şansız bir gelişme olmazsa, yıl sonu için, 2009’a göre yüzde 10’luk bir sayısal artış ama en önemlisi yüzde 15’lere varan bir gelir yükselişinin habercisi.

Beni esas sevindiren de işte bu gelirdeki yukarı çıkışın en az sayısal büyüme kadar olması.

Eğer bazı turizm grupları anlamsız bir yarışa girmez, hırs yapmazsa, kontrat fiyatlarına bağlı kalırsa, gelirdeki artı eminim bu yıl turizm dünyasına çok büyük bir “ Oh!” çektirir.

Umarım büyük balıklar küçükleri yutmak için denizi bulandırmaz, filler tepişirken çimenler sararıp, kurumaz.

Devam edelim…

Bu ilk dönemde Fransızlarda önemli ve sürpriz bir artıştan söz ediliyor.

Evet doğru, yüzde  63’lük bir dönemsel büyüme var.

Hemen söylüyorum, bu sıçrama benim için sürpriz değil ve devam edecek.

2012 yılında, sadece iki sezon sonra, bugünkü şartlar devam ederse, yıl içinde Antalya’da damgalanacak Fransız bayraklı pasaport sayısı 1 milyona yaklaşacak, belki de geçecek.

Neden ve nasıl sorularının cevabını biliyorum.

Açıklayalım büyük sırrı…

Son 3 yıldır, 2000’lerde Almanya’da büyük başarılara imza atmış ve kış turizmini iyi bilen turizm grupları ısrarlı bir şekilde Fransız pazarına yönelik çalışmalar yaptılar.

Vazgeçmeden Almanya’da bizi başarıya taşıyan tüm kanalları, yöntemleri Sarkozy Ailesi’nin sınırlarında da kullanmaya başladılar ve zarar etmekten korkmadan yatırıma devam ettiler.

Bu kış dönemi işte bu çabaların ilk meyveleri toplanmaya başlandı.

Gönderilen yüz binlerce mektubun, yapılan milyonlarca elektronik posta hareketinin,  milyon eurolar tutan medya kampanyalarının sonuçları, Paris ve çevresinde Türkiye’nin yeniden moda olmasını sağlamaya başladı.

Piyasanın değişmeyen kuralı, gelecek yıl büyükleri diğer orta ölçekli turizmciler izleyecekler. Verimlilik arttığı için, yeni sermaye girişi de olacak ve kredibilite de artacak bu pazarda. 2015’ten sonra da Almanya’yı, Rusya’yı zorlayacak bir Fransız akını başlayacak…

İşte bu gelişim olurken, bizler de gözümüzü açmalı ve dikkatle bu gelişime destek olacak adımların atılmasını sağlamalıyız. THY’nin başlayan direkt uçuşları çok önemli bir adım olmuştur, artarak devam etmelidir. Berlin, Moskova Fuarları’na verdiğimiz önemi Fransa için de organize etmeye başlamalıyız. Gelecek yıl Almanya’yı, Moskova’yı sallayan birlikteliğimizi Fransa’da da hissettirmeliyiz. Kültür, kongre ve golf turizmin en büyük pazarlarından biri olan Fransa’yı yaz sezonunun başına ve sonuna lokomotif olarak koymak elimizde, ilk adımları atanları yalnız bırakmamalıyız.

Benim teklifim, ilk dönemde bu yüzde 63’lük büyümenin altına imza atan turizmcilerle bir toplantı yapılması ve yetkili, sorumlu makamların, seçilmiş, atanmışların bu turizmci gurubun ağzından konuyu dinlemesi ve planı, projeyi 2010’lar için birlikte yapması.

Yol belli, kapıdan girdik, şimdi yürüme zamanı…

“Allons-y !!! ”

 

 

 

Hep böyle kal

 

Bir korkum var.

Sizle paylaşmalıyım.

Turizmde iyi haberler arttıkça, genelde yurtdışı kaynaklı, çok sık duymaya başladığım bir görüş var.

“Antalya’da fiyat kalite dengesi çok iyi”

Bu cümle mi desem, bu slogan mı diye adlandırsam bilemiyorum ama beni bu kelimeler topluluğu çok ama çok korkutuyor.

“Fiyatlamanıza dikkat, havaya girip uçmayın, dengeli gidin, kazancınızı büyütün ama yavaş yavaş…” diye mi anlasam, yoksa “Antalya ucuzsun, ucuz kalacaksın!” mı diye çözsem şifreyi tam karar veremedim.

Şimdilik içimizi temiz, gönlümüzü ferah tutalım.

Dostların bize yapıcı ve bizden yana yaklaşımı diye özetleyelim bu açıklamaları ama gene de söz uçar, yazı kalır, “Biz bu saçları bu yolda ağarttık, kimse merak etmesin, biz ne yaptığımızı ve yapacağımızı da biliyoruz” diye turizm tarihimizin bu güzel günlerine not düşelim.

 

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

 

Yayın Tarihi
06.04.2010
Bu makale 9470 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!