Dünyaya rezil olduk

Geçtiğimiz günlerde Bekir Coşkun’un yazısına da konu oldu… Dünyanın en büyük ve etkili hayvan hakları örgütü PETA, Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nun önünde bir eylem yaptı: Önünde öldürülmüş kedi köpeklerin fotoğrafları bulunan bir adam, onları zaman zaman kaldırıp herkese gösteriyor ve birkaç dilden durmadan “Merhamet” diye bağırıyor… Yanındaki afişte kocaman bayrağımız var. Adamın yüzünde ise bir devlet büyüğümüzün maskı. Afişte, Türkiye’deki hayvan katliamlarından tüm insanlığın haberdar olduğu yazılı.

Bu durumun Antalya ile ilgisi ne mi?

İlgisi çok büyük ve de acı… Adamın elindeki fotoğraflar, geçtiğimiz aylarda Kepez’de ortaya çıkarılan toplu köpek mezarlığının görüntüleri…

Kuduz bahanesi ile katledilen binlerce köpeğin üst üste atılıp gömüldüğü fotoğraflar, Avrupa Parlamentosu’nun önünde, tüm Türkiye’ye mal edilerek sergileniyor…

Hatırlarsanız, minik bir köpek yavrusunun göz yaşartıcı görüntüsü bizim gazetemizde de yayınlanmıştı… İşte o fotoğraf da Brüksel’de sergileniyordu... Kırık ayağı birileri tarafından alçıya alınmış, sonra da katliama kurban gitmiş köpeğin fotoğrafı da bu eylemin materyallerinden birisiydi…

Görevini yapmayan belediyelerin, bu sorumsuzluklarının bedelini zavallı hayvanlara ‘ölüm fermanı’ olarak çıkarmalarının faturası tüm Türkiye’ye çıkarıldı…

Antalya’da üç beş kişinin hatası Türkiye’nin yüz karası oldu…

Şimdi gelelim bu tablonun arkasında yatan gerçeklere…

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde yaklaşık 2 yıl önce birinci kademe belediyelerin sokak hayvanları için barınak kurması kararı çıktı. Bu konuda finans kaynakları yaratıldı.

Peki ne oldu?

Tabi ki hiçbir şey…

Antalya’nın tek hayvan barınağı, Kepezaltı’ndaki hayvanat bahçesinin hemen arkasında bulunuyor. Bu barınak, Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile Hayvanları Koruma Derneği Antalya Şubesi tarafından işletiliyor. Şube Başkanı Sevda Kıraç ve dernek çalışanları müthiş bir özveri ile sokak hayvanlarının yardımına koşuyor. Yaralı hayvanlar buraya getiriliyor, tedavi oluyor. Hatta yabani hayvanlar bile zaman zaman barınağa getiriliyor. Herkes üzerine düşenin fazlasını yapıyor, ancak imkanlar ve fiziki konum, talebi karşılamaya yetmiyor.

Büyükşehir Belediyesi Veteriner Şube Müdürlüğü, sokak hayvanlarını ‘kısırlaştır-doğal ortama bırak’ sistemini yıllardır uyguluyor. Her yıl binlerce sokak hayvanı toplanıyor, kısırlaştırılıyor ve aşıları yapılıyor, sonra da doğal yaşama alanlarına bırakılıyor… Ancak, Büyükşehir Belediyesi’nin çabası da Antalya’da sokak hayvanı sayısının artmasını engelleyemiyor…

İki yıl önce Büyükşehir Meclisi’nden görevi alan Muratpaşa, Konyaaltı ve Kepez belediyeleri ise hiçbir şey yapmıyor…

Sonuçta da Antalya sokaklarında kimsesiz kedi ve köpek sayısında patlama yaşanıyor… Bir gün istenmeyen bir gelişme olduğunda, en küçük kuduz belirtisine rastlandığında, görevini yerine getirmeyen, 3-5 kuruşluk kuduz aşısı alıp hayvanlara uygulamaktan kaçınan belediyeler, çözümü itlaf denen çağdışı sistemde buluyor…

Antalya’da uygulanacak yöntem aslında bellidir ve çok basittir… Büyükşehir Belediyesi’nin ‘kısırlaştır, doğal yaşam ortamına bırak’ sistemine, diğer belediyelerin de destek vermesi halinde, bu sorun kısa süre sonra ortadan kalkacaktır. PETA, bu sistemi Hindistan’ın Jaipur kentinde uygulamıştır ve müthiş bir başarıya imza atmıştır…

Kenti yönetmeye talip olmuş ve koltuğa oturmuş insanların, topu başkalarına atmak yerine bu durumun kendi sorunları olduğunu kabul etmeleri ve çözüm yollarını uygulamaya başlamaları gerekiyor…

Yoksa Brüksel’de olduğu gibi dünyaya daha çok rezil oluruz…

 

--------------

 

Antalyaspor’daki değişimin sırrı

 

Üç haftadan beri yolda karşılaştığım, tanıdık tanımadık herkes aynı soruyu soruyor: Antalyaspor’daki bu değişikliğin nedeni ne? Mehmet Özdilek’in elinde sihirli değnek mi vardı, dokundurdu?...

Sorunun cevabı aslında çok basit…

Şifo’nun ne sihirli değneği var, ne de insanüstü güçleri…

O sadece Antalyaspor’a kaybettiği ruhunu geri verdi…

Futbolcuları, yöneticileri, taraftarları ve medyayı, takım olduklarına inandırdı…

Sabit fikirli Jarabinsky’nin yarattığı hasarı onarmak için harekete geçti…

Korkuya dayalı sistemi bıraktı; cesaretin başarı getirdiği gerçeğini oyuncularına hatırlattı…

Medeni ilişkilerin, konuşmanın, sevmenin, bazı sıkıntıların en iyi ilacı olduğunu gösterdi…

Sonuçta da ligin ilk 8 haftasında Jarabinsky ile sadece iki beraberlik alan, bahane olarak son dakika gollerine sığınan Antalyaspor gitti, yerine kazanmak için gerekenleri yapan veya yapmaya çalışan bir takım geldi…

Ekip ruhu geri kazanıldı…

Önce Gençlerbirliği, sonra Sivasspor maçında 3’er puan kazanıldı. Ligin dişli ekiplerinden Kayserispor’dan da deplasmanda beraberlik alındı…

Peki bundan sonra ne olacak?

Antalyaspor hep kazanacak mı?

Tabi ki hayır… Uzun lig maratonunda yenilgiler de olacak, kötü futbol da… Ancak artık bir şey eskisi gibi olmayacak…

Antalyaspor hiçbir zaman kaybetmeyi baştan kabullenmiş bir takım olmayacak…

 

----------------------------

 

DÜNYA ATASÖZLERİ

 

Kadeh içinde, denizde boğulanlardan çok daha fazla insan boğulmuştur. ALMAN

İnsanı elbisesine göre karşılarlar, bilgisine göre ağırlarlar. RUS

Satın alırken kulaklarını değil, gözlerini kullan. ÇİN

Tutkunun bittiği yerde mutluluk baslar. MACAR

 

Yayın Tarihi
19.11.2008
Bu makale 8893 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!